Translation of "ترتدي" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "ترتدي" in a sentence and their turkish translations:

هي ترتدي خاتماً قيماً.

O, değerli bir yüzük takıyor.

كانت ترتدي فستاناً أحمراً.

O kırmızı giymişti.

كانت ترتدي فستاناً أبيضاً.

O beyaz bir elbise giydi.

لم ترتدي ذلك الوشاح؟

O eşarbı neden takıyorsun?

كانت ليلى ترتدي حجابا.

Leyla başörtüsü takıyordu.

نحن ترتدي الزي الرسمي في مدرستنا.

Okulumuzda üniformalar giyeriz.

إذا كانت أختك ترتديها ، ستفتح كما ترتدي

abla çocuk giysin giydikçe açılır zaten

إلا إذا كنت ترتدي الأبيض يا أخي

Bari beyaz giymeseydin abicim

الفتاة التي ترتدي فستانا أبيضا هي أختي.

Beyaz elbise giymiş kız, benim kız kardeşimdir.

يا إلَهي, إنها ترتدي نَفس الفُستان مِثلي.

Tanrım, benim elbisemin aynısını giyiyor!

من تلك المرأة التي ترتدي فستاناً وردياً؟

Pembe giyinmiş kadın kimdir?

كانت ترتدي حذاءً ذا لون بني غامق.

O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.

اعتنقت ليلى الإسلام و بدأت ترتدي الخمار.

- Leyla İslam'a geçti ve Müslüman başörtüsü takmaya başladı.
- Leyla Müslüman olup başörtüsü takmaya başladı.

- عليك أن تلبس معطفا.
- عليك أن ترتدي معطفا.

Bir palto giymelisin.

من الأفضل أن ترتدي قبعة على رأسك خلال أشتية موسكو الباردة.

Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.

‫ولكنني لم أحم حبلاً به من قبل.‬ ‫هذا جيد ولهذا السبب ينبغي دائماً ‬ ‫أن ترتدي سروالاً داخلياً.‬

Ama hiç halat korumak için kullanmamıştım. Bu iyi bir şey ve bu yüzden her zaman iç çamaşırı giymelisiniz.