Translation of "الوحدة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الوحدة" in a sentence and their turkish translations:

الوحدة ليست اختيارًا.

Yalnızlık bir seçim değildir.

يجب علينا معالجة الوحدة.

Yalnızlığa bir çözüm bulmalıyız.

الوحدة والعزلة لها تأثيرات صحية عميقة

Yalnızlık ve tecritin içe işleyen sağlık etkileri var.

وكانت الوحدة التكتيكية الأساسية للمشاة كتيبة.

Piyadenin ana birliği taburdu.

كانت الوحدة التكتيكية الأساسية للمشاة هي كتيبة.

Temel taktik piyade birlikleri taburlardı.

تمّ القبض على جون نيفيرز، قائد الوحدة الإفرنجية.

Fransız ordusunun komutanı John Nevers ele geçirildi.

35% من الأمريكيين فوق سن 45 يعانون من الوحدة المزمنة.

45 yaşını geçmiş Amerikalıların %35'i kronik olarak yalnız.

تم إرسال الوحدة لمحاربة الإسبان على جبهة جبال البرانس الشرقية ،

Birlik, Lannes'ın cesur ve aktif bir subay olduğu

وأشعر بمزيد من الوحدة وعدم التواصل مع أقراني أكثر من السابق."

ve eskisinden daha fazla yalnız ve akranlarımdan daha uzak olduğumu."

لم أكن لأشعر بمثل تلك الوحدة، لم أكن لأشعر بمثل ذلك الضياع.

Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Hiç böyle kaybolmuş hissetmemiştim.

على اليسار، كان الفرسان الصربيون، الذين يرتدون دروعا متقدّمة، هم الوحدة الوحيدة

Sol kanadı tutan zırhlı Sırp Şövalyeleri,

بدأت الوحدة في العمل ضد البروسيين في عام 1793: في معمودية النار الوحشية ، أصبح نصف

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,