Examples of using "الفساد" in a sentence and their turkish translations:
Yolsuzluk Kontrolü göstergesi için
Yozlaşmanın üzerine gittik,
Çete, şehrin altını üstüne getiriyor.
, İngiltere ile yolsuzluğa ve yasadışı ticarete engel oldu.
Ekonomik eşitsizliğin sebebini hükümet yolsuzluğuna ve elit kesime bağlıyordu.
Buzdolabı yiyeceği çürümekten korur.