Examples of using "الغزير" in a sentence and their turkish translations:
Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
Şiddetli yağmur nedeniyle gelemedim.
Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.