Translation of "ينتهي" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "ينتهي" in a sentence and their turkish translations:

- لن ينتهي ذلك أبداً.
- هذا لن ينتهي أبدا.

- Bu sonuna kadar asla gitmez.
- Bu asla bitmeyecek.

لم ينتهي الامر

Bununla da bitmedi

ينتهي هذا موعد الغذاء."

. öğle yemeği vakti."

متى ينتهي الدوام المدرسيّ؟

Okul ne zaman biter?

في أي وقت ينتهي صفك؟

- Saat kaçta dersiniz biter?
- Dersiniz ne zaman bitiyor?

يجب ان ينتهي هذا الاحتكار

Bu tekel bitmeli.

- متى تنتهي؟
- متى ينتهي ذلك؟

Ne zaman biter?

لا أريد أن ينتهي زواجنا.

Evliliğimizi sonlandırmak istemiyorum.

- الكثير من الأزواج ينتهي بهم إلى الطلاق.
- الكثير من الأزواج ينتهي بهم المطاف إلى الطلاق.
- الكثير من الأزواج ينتهي بهم الحال إلى الطلاق.
- الكثير من الأزواج ينتهي بهم الأمر إلى الطلاق.

Birçok çift boşanma ile biter.

هذا العالم لا يمكن أن ينتهي.

Dünya şu an sona eremez.

باختصار ، لا ينتهي بإحصاء الميزات المختلفة

yani kısacası farklı özellikler saymakla bitmez

علينا أن ننتظر حتى ينتهي العمل

çalışmaların bitmesini beklemek zorundayız

دع المرض ينتهي ، نضربك مرة أخرى

Hastalık bitsin sizi biz gene döveriz

لذلك كان هذا حلمًا ينتهي وآخر يبدأ.

Bir hayal sona ererken diğeri başlıyordu.

أخبر توم أنه يمكنه الذهاب عندما ينتهي.

Tom'a hazır olduğunda gidebileceğini söyle.

يمكن أن ينتهي بها المطاف غير مرضية،

belki bu iş sonuç olarak tatmin edici olmayacaktı.

إذ ينتهي المشهد الأخير بأسئلة أكثر من الإجابات.

hani son sahnesi cevap sunmak yerine daha çok soruyla biter.

وبعد أن ينتهي من عرضه ذو الـ15 دقيقة،

ve 15 dakikalık yaptığı konuşmanın ardından

هناك البعض الذي لن ينتهي بالعد لمدة 20 دقيقة.

Hani 20 dakika boyunca saymakla bitmeyecek olan yoklar varya

وأنتم مازلتم - الدرس لم ينتهي بعد - أنتم طلاب المرحلة الابتدائية.

Sizler zaten hâlâ – ders bitmedi – ilkokul birinci sınıf öğrencisisiniz.

‫كان يمكن أن ينتهي الأمر‬ ‫بتواصل مذهل وثقة كبيرة بيننا‬

Bunun sonunda muhteşem bir etkileşim ve derin bir güven oluşabilirdi

ينتهي بعد من تبعات كورونا. منظمة الصحة من جهتها قالت عبر

insanlık için en tehlikeli salgın hastalıkların kaynaklarından biri olduğunu

‫ربما ينتهي بنا الأمر للعثور على عناكب‬ ‫ أكثر مما نستطيع التعامل معه.‬

başa çıkamayacağımız kadar çok örümcekle karşılaşabiliriz.

غالباً، نحن نهدف إلى الكمال، ولكن ينتهي بنا المطاف إلى عدم فعل شيء

Çoğu zaman mükemmelliği hedefleriz ancak hiçbir zaman bir şey yapmayız