Examples of using "الحرم" in a sentence and their turkish translations:
Kampüste yer yerinden oynamıştı tabii.
O, bana kampüsü gezdirdi.
Kampüste asistanıyla yürüyordu
bir üniversitenin koridorlarında değil,
Bu sorunun erken uyarıcısı (maden kanaryası) kolej kampüsleri.
Kampüste de işler o kadar iyi değildi.
ve kendimi kampüsten 8 mil uzakta buldum,