Examples of using "الأوقات" in a sentence and their turkish translations:
''Çoğu zaman
sahildeki geçmiş zamanlar,
Belki bazen.
hatta bazen şiddete sebep oluyor.
Bu zor zamanları geçirmesine çok yardımcı oldu.
Bazı çocuklar sürekli video oyunu oynar.
Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak
neredeyse hep Adam Sandler'dır.
Ve bazen de yürüyüşe çıkmaya ihtiyacımız var.
yani bu aslında farklı zamanların bir birine olan orantısı
O zamanlar biliyorsunuz şarkı yarışmaları Türkiye'de yeniydi.
Dışarı çıktım o zamanlar cep telefonu filan yok, ankesörlü telefonlar var.
Ama bilirsiniz, böyle zamanlarda gücümü nereden aldığımı da düşünürüm.