Translation of "أمه" in Turkish

قتلت بتي أمه.

Betty annesini öldürdü.

هو عرضنا صورةً أمه.

Bize annesinin bir resmini gösterdi.

قتل سامي أمه وهي حامل

Sami hamile annesini öldürdü.

- غالبا ما يشكو توم من طهو أمه
- غالبا ما يتذمر توم من طهو أمه

Tom sık sık annesinin aşçılığı hakkında şikayet ediyor.

‫لكنه لا يزال معتمدًا على أمه.‬

Ama hâlâ annesine bağımlı.

جعل الخبر المأساوي أمه تفقد صوابها.

Trajik haber, annesini delirtti.

أحس الطفل بالأمان بين ذراعي أمه.

O çocuk annesinin kollarında güvenli hissetti.

ما يزال يذكر اليوم الذي اكتشفت فيه أمه أنه يدخن.

- Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ unutamaz.
- Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ hatırlar.

قال إنه قلق أنه أصبح مدمناً على الكحول كما كانت أمه،

alkolik annesine benzeyeceğinden endişelendiğini söyledi,

مهما كان توم مشغولًا، لم ينسى أبدا كتابة رسالة إلى أمه مرة في الأسبوع على الأقل.

Tom ne kadar meşgul olursa olsun, en az haftada bir kez annesine e-posta yazmayı asla unutmaz.