Translation of "Yazı" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Yazı" in a sentence and their spanish translations:

Yazı hatası

error de escritura

Yazı özlüyorum!

¡Extraño el verano!

Pek yazı yazmamışız

no hemos escrito mucho

Yazı yazmaktan usandım.

Estoy cansada de escribir.

Arapça yazı okuyamam

No puedo leer el texto en árabe.

Yazı tahtası boş.

La pizarra está en blanco.

Ben yazı yazmalıyım.

- Debo escribir.
- Yo debo escribir.

Yazı tura atalım.

Echemos una moneda al aire.

Yazı tura at.

- Lanza una moneda.
- Tira una moneda al aire.

Tom yazı tura attı.

Tom lanzó la moneda al aire.

Nasıl yazı yazılacağını öğreniyorum.

Estoy aprendiendo a escribir.

Tom yazı yazmayı durdurdu.

Tom dejó de escribir.

Söz uçar, yazı kalır.

Las palabras vuelan, lo escrito permanece.

Kızıma yazı yazmayı öğretiyorum.

Yo le enseño a escribir a mi hija.

Yazı kışa tercih ederim.

Prefiero el verano al invierno.

Kütüphane kitaplarına yazı yazmamalısın.

No deberías escribir en los libros de la biblioteca.

Dört kez yazı çıkma ihtimali

entonces la probabilidad de que salga cruz cuatro veces

Yazı dağlarda geçirmek güzel olurdu.

Sería bueno pasar el verano en las montañas.

Onun için yazı tura atacağız.

Nos lo jugaremos a cara o cruz.

O, sol eliyle yazı yazar.

- Escribe con la mano izquierda.
- Ella escribe con la mano izquierda.

Yazı severim ancak sıcağa katlanamam.

Me gusta el verano, pero no puedo soportar el calor.

Yazı tura ile karar verelim.

Decidamos con una moneda.

Yazı defterinden bir sayfa kopar.

Arrancá una hoja de tu cuaderno.

Yazı yazdığım kalem Tom'a aittir.

La pluma con la que escribo le pertenece a Tom.

Bu çok bilgilendirici bir yazı.

Éste es un artículo muy informativo.

Şunlara bakardım: yazı boyutu, renk, konum,

Miraba el tamaño de la letra, el color, la posición,

Ama arka tarafından bakıldığında yazı gözükmez

pero el texto no es visible cuando se ve desde atrás

Toprak tozu, yazı masasının üstünü kaplar.

El polvo cubre el escritorio.

Yazı tahtasını görmek için gözlüklerimi taktım.

Me puse mis lentes para ver la pizarra.

Bu hafta çok sayıda yazı yazdım.

He hecho mucha escritura esta semana.

Haydi yazı tura ile karar verelim.

- Decidamos a cara o cruz.
- Decidamos con una moneda al aire.

Yazı Tahtaları her zaman siyah değildir.

- Una pizarra no tiene por qué ser necesariamente negra.
- Las pizarras no son siempre negras.

Yazı yazacak bir şey ödünç alabilir miyim?

¿Puedo pedir prestado algo con qué escribir?

Tüm yazı sistemlerinin avantajları ve dezavantajları vardır.

Todos los sistemas de escritura tienen ventajas y desventajas.

Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.

La mayoría de la gente escribe sobre su vida cotidiana.

Pastırma yazı sırasında Paris dünyevi bir cennettir.

París durante el veranillo de san Martín es un paraíso terrenal.

...Dünya'nın bir gecesinde. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu

en la Tierra de noche? Subtítulos: Nancy Correa Nesich

Prompter şu bir cam düşünün camda yazı akıyor

apuntador piensa en un texto de cristal que fluye sobre el cristal

Tom yatağında bağdaş kurmuş oturuyordu, bilgisayarında yazı yazıyordu.

Tom estaba sentado de piernas cruzadas en su cama escribiendo en su notebook.

...Dünya'daki bir gecenin karanlığında. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu

en la oscuridad, en la Tierra de noche? Subtítulos: Nancy Correa Nesich

Dört kez yazı tura atsam ve bunu açıkça yapsam

Si arrojo la moneda cuatro veces, y se trata de una moneda imparcial,

Henüz ise yazı bulunmadı tekerleğin 'T' si bile yok

sin embargo, no hay texto, la rueda no tiene 'T'

Hangisini daha çok seversin, yazı mı yoksa kışı mı?

¿Qué te gusta más, el verano o el invierno?

Şu anda bir bilgisayara takılı elektronik klavyeyi kullanarak yazı yazıyorum.

Ahora mismo escribo usando un teclado electrónico que conecté a la computadora.

Kim bilir, daha başka ne sırlar saklanıyor Dünya'da bir gecenin karanlığında. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu

¿Quién sabe qué otras sorpresas se esconden en la oscuridad, en la Tierra de noche? Subtítulos: Nancy Correa Nesich

O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.

Sentado en la oscuridad escribiendo en su ordenador, oye el ruido de los pájaros que pían por la mañana y se da cuenta de que se ha quedado despierto toda la noche, pero el insomne todavía se niega a dormir.