Translation of "Yarısı" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Yarısı" in a sentence and their spanish translations:

Gece yarısı uyandığınızda

Es como cuando uno se despierta en medio de la noche

Öğrencilerin yarısı yok.

La mitad de los estudiantes están ausentes.

Öğrencilerin yarısı yoktu.

La mitad de los estudiantes estaban ausentes.

Zaten gece yarısı.

Ya es medianoche.

Kavunun yarısı yendi.

La mitad del melón había sido comida.

Altının yarısı üçtür.

Tres es la mitad de seis.

Elmaların yarısı çürümüştü.

La mitad de las manzanas estaban podridas.

Tam gece yarısı.

Es justo medianoche.

Vakit gece yarısı.

Es medianoche.

Elmaların yarısı çürümüş.

La mitad de las manzanas están podridas.

Diğer yarısı ise azalmıştı.

La otra mitad, menor actividad.

Yarısı hemen gülmeye başladı,

La mitad empezó a reír de inmediato,

Genç nüfusunun neredeyse yarısı

Ningún país puede ser exitoso

Kuş, kartalın yarısı kadardı.

El pájaro era de la mitad del porte de un águila.

Olay gece yarısı gerçekleşti.

El incidente tuvo lugar a medianoche.

Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.

A la mitad de mi clase le gustan los perros.

O, gece yarısı vardı.

Él llegó a la medianoche.

Bu elmaların yarısı çürümüş.

La mitad de estas manzanas está podrida.

Sepetteki muzların yarısı çürümüştü.

La mitad de las bananas en la cesta estaban podridas.

Burada neredeyse gece yarısı.

- Es casi medianoche aquí.
- Casi es medianoche aquí.

Tom gece yarısı gitti.

Tom se fue a la medianoche.

Şaşırtıcı biçimde, izleyicilerin yaklaşık yarısı

Sorprendentemente, la mitad de los espectadores

Gece yarısı baskınlarını mükemmel zamanlıyorlar.

Organizan redadas nocturnas a la perfección.

Meksika'nın Yucatan Yarımadası'nda gece yarısı.

Es medianoche en la Península de Yucatán, México.

Kimyasal enerjinin yaklaşık yarısı elektriğe,

Cerca de la mitad de la energía química se convierte en electricidad

Dünyadaki toprakların yarısı bozulmuş sayılıyor.

La mitad de los suelos del mundo se consideran actualmente degradados.

Parti gece yarısı sona erdi.

- La fiesta concluyó hacia la medianoche.
- La fiesta se acabó sobre la medianoche.

Neredeyse gece yarısı eve geldi.

Regresó a casa casi a medianoche.

Dün gece yarısı yatmaya gittim.

Anoche me fui a acostar a la medianoche.

Dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşıyor.

La mitad de la población mundial vive en ciudades.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

Llegamos a Londres a la medianoche.

Tom gece yarısı yatmaya gitti.

- Tom se fue a dormir a medianoche.
- Tom se fue a la cama a la medianoche.

Tom'un söylediklerinin yarısı gerçek değil.

La mitad de lo que dice Tom es mentira.

Büyük Set Resifi'ndeki mercanların yarısı ölmüş.

Ha muerto la mitad del coral de la Gran Barrera de Coral.

Bugün Avustralya'da liseyi bitiren öğrencilerin yarısı

la mitad de los estudiantes que terminan la escuela secundaria hoy en Australia

Ve ayı tarafından sadece yarısı sindirilmiş.

y están a medio digerir por el oso.

Bu uzman addedilenlerin yarısı hatalı çıkacak.

La mitad de estos supuestos expertos va a estar equivocado.

Fotoğraf makineniz yalnızca benimkinin yarısı büyüklüğünde.

Tu cámara es sólo la mitad de grande que la mía.

Oyunun ikinci yarısı çok heyecan vericiydi.

La segunda mitad del encuentro fue muy apasionante.

Gece yarısı sonrasına kadar sürekli konuştular.

Ellos hablaron sin parar hasta después de medianoche.

En geç gece yarısı evde olacağım.

Como muy tarde llegaré a casa a media noche.

Bu anlaşma gece yarısı yürürlüğe girer.

Este contrato entra en vigor a medianoche.

Havai fişekler tam gece yarısı patladı.

Los fuegos artificiales empezaron justo a medianoche.

Güzel bir yüz çeyizin yarısı kadardır.

Una cara bonita es la mitad de la dote.

İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır.

La población de Italia es más o menos la mitad que la de Japón.

Gece yarısı geldiğinde herkes soğuktan nasibini alıyor.

A la medianoche, todos sienten frío.

Avustralya'nın Büyük Set Resifi'nde gecenin bir yarısı.

Es la mitad de la noche en la Gran Barrera de Coral de Australia.

Gece yarısı, burnuyla ziyafet bulmak için mükemmel.

Perfecto para rastrear un banquete de medianoche.

Meksika Japonya'nın yarısı kadar çok insana sahiptir.

Méjico tiene la mitad de población que Japón.

Ben kocamı gece yarısı sonrasına kadar bekledim.

Esperé a mi esposo hasta pasada la media noche.

Tom gece yarısı sonrasına kadar eve dönmedi.

Tom no volvió a casa hasta después de medianoche.

İş yokluğu yüzünden, personelin yarısı işten çıkartıldı.

Debido a la escasez de trabajo, la mitad del personal fue dada de baja.

Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi.

Tom no llegó a casa hasta pasada la medianoche.

Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.

Es decir, la mitad del total del gasto en educación en los EE. UU.,

Ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen ölümlerin neredeyse yarısı

y casi la mitad de todas las muertes en la cárcel, incluidos los suicidios,

Bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,

y es porque la mitad del carbono que liberamos en la atmósfera

Onun söylediği her şeyin neredeyse yarısı sırf kurgu.

Aproximadamente la mitad de todo lo que él dice es puro invento.

Sen hiç gece yarısı bir mezarlıkta yürüdün mü?

¿Alguna vez has caminado a través de un cementerio a medianoche?

Neden gece yarısı senin evine gitmem gerektiğini anlamıyorum.

No entiendo por qué tengo que ir a tu casa a la medianoche.

Gece yarısı niçin senin evine gitmek zorundayım anlamıyorum.

No veo por qué tengo que ir a tu casa a medianoche.

Mutfak lavabosunun yanında yarısı yenmiş bir elma vardı.

Había una manzana a medio comer cerca del fregadero.

Kulübeye girdiğimizde, masada yarısı yenmiş bir turta gördük.

Cuando entramos en la casucha, vimos un pastel medio comido sobre la mesa.

Bir orangutan. Gece yarısı ayakta ne işi var, bilinmez.

Un orangután. Qué hace despierto a medianoche es un misterio.

Soult'un kendi davranışları övülse de, taburun yarısı zayiat verdi.

del batallón resultó herido, aunque se elogió la conducta del propio Soult.

Canı cehenneme, hangi gerizekalı gecenin bir yarısı beni arıyor?

Joder, ¿quién es el idiota que se atreve a llamarme en mitad de la noche?

O zamana kadar, en iyi senaryoda, ömrümün yarısı bile geçmemiş olacak.

Para entonces, no habré vivido ni la mitad de mi vida.

Diğer bir yarısı ise gücendirici bir şey söylediği için ona bağırıyor.

y la otra mitad chillándole por decir algo ofensivo.

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

A mitad de la noche, las cámaras de poca luz revelan una vista extraordinaria.

Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.

Quizá un festín de medianoche sea el modo en que este macho joven evita toparse con los orangutanes más dominantes.

Ayın güneşe bakan yarısı her zaman ışıldar fakat ışıldayan taraf her zaman dünyaya bakmaz.

La mitad de la Luna que está enfrente del Sol siempre está iluminada, pero el lado iluminado no siempre está enfrente de la Tierra.