Translation of "Yaşlıdır" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Yaşlıdır" in a sentence and their spanish translations:

O yaşlıdır.

- Él es viejo.
- Él es anciano.

Adam yaşlıdır.

El hombre es viejo.

Tom daha yaşlıdır.

Tom es mayor.

O, çok yaşlıdır.

- Él es demasiado viejo.
- Él es muy viejo.

Naoki Kaori kadar yaşlıdır.

Naoki y Kaori tienen la misma edad.

Tom benden daha yaşlıdır.

Tom es mayor que yo.

O, babam kadar yaşlıdır.

Él es tan viejo como mi padre.

O, Tom'dan daha yaşlıdır.

Ella es mayor que Tom.

O benden biraz yaşlıdır.

Él es un poco mayor que yo.

Teyzem annemden daha yaşlıdır.

Mi tía es mayor que mi madre.

- Adam yaşlıdır.
- Adam ihtiyar.

El hombre es viejo.

Tom, Mary'den daha yaşlıdır.

Tom es mayor que Mary.

- Benim iki katım kadar yaşlıdır.
- O, benim iki katım kadar yaşlıdır.

Él es el doble de viejo que yo.

Çocuk okula gidecek kadar yaşlıdır.

El niño ya es suficientemente mayor para ir a la escuela.

Hatta o, karısından daha yaşlıdır.

Él es incluso mayor que su esposa.

Benim iki katım kadar yaşlıdır.

Él es el doble de viejo que yo.

Babam çalışmak için çok yaşlıdır.

Mi padre es demasiado viejo para trabajar.

Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.

Él tiene la edad suficiente para entenderlo.

Kuzenim benden biraz daha yaşlıdır.

- Mi primo es un poco mayor que yo.
- Mi prima es un poco mayor que yo.

Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.

Henry es lo suficientemente mayor para mantenerse a sí mismo.

O, oradaki erkek çocuktan daha yaşlıdır.

Es mayor que ese niño de ahí.

O, benim iki katım kadar yaşlıdır.

Él es el doble de viejo que yo.

- O çok yaşlı.
- O, çok yaşlıdır.

- Él es demasiado viejo.
- Es demasiado viejo.

O, ondan üç yıl daha yaşlıdır.

- Él tiene tres años más que ella.
- Él es tres años mayor que ella.

O, senden iki yıl daha yaşlıdır.

- Ella es dos años mayor que tú.
- Ella tiene dos años más que tú.

O, araba sürmek için yeterince yaşlıdır.

Él está lo suficientemente grande para conducir.

Kim benden dört yıl daha yaşlıdır.

- Kim me lleva cuatro años de edad.
- Kim tiene cuatro años más que yo.

Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.

Tom tiene edad suficiente para votar.

Onun ablası benim ağabeyimden daha yaşlıdır.

Su hermana mayor es mayor que mi hermano mayor.

On iki yıl bir köpek için yaşlıdır.

- A los doce años un perro ya es viejo.
- Doce años es mucho para un perro.

O, bir araba sürmek için yeterince yaşlıdır.

Tiene edad suficiente para manejar un coche.

O, yalnız seyahat etmek için yeterince yaşlıdır.

Él es lo suficientemente mayor para viajar solo.

On iki yaş bir köpek için yaşlıdır.

- A los doce años un perro ya es viejo.
- Doce años es mucho para un perro.

Babam yaşlıdır ama demode değildir, modaya uygun giyinir.

Mi papá es viejo pero no es anticuado, él viste a la moda.

O genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlıdır.

Ella parece joven, pero de hecho es mayor que tú.

- Tom benden daha yaşlıdır.
- Tom benden daha yaşlı.

Tom es mayor que yo.

- Tom göründüğünden daha yaşlıdır.
- Tom göründüğünden daha büyüktür.

Tom es mayor de lo que parece.

O şimdi tek başına seyahat edecek kadar yaşlıdır.

Él es ahora bastante viejo para viajar sólo.

- O, göründüğünden çok daha yaşlıdır.
- O göründüğünden daha yaşlı.

- Él es mucho más viejo de lo que parece.
- Él tiene mucha más edad de la que aparenta.

- O ondan daha yaşlıdır.
- Kız, oğlandan büyük.
- Ondan büyük.

Ella es mayor que él.

O, genç görünüyor fakat aslında o senden daha yaşlıdır.

Ella parece joven, pero en realidad es mayor que tú.

- Tom benden çok daha yaşlı.
- Tom benden çok daha yaşlıdır.

Tom es mucho mayor que yo.

- Tom Mary'den çok daha yaşlıdır.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.

Tom es mucho mayor que Mary.