Translation of "Televizyonu" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Televizyonu" in a sentence and their spanish translations:

Televizyonu kapatalım.

Apaguemos la tele.

Televizyonu aç.

- Enciende la tele.
- Enciende la televisión.

Lütfen televizyonu kapatın.

Apaga el televisor, por favor.

Lütfen televizyonu kapat.

Por favor apaga la televisión.

Televizyonu tamir ettirmeliyim.

Tengo que mandar a reparar la tele.

Televizyonu açar mısın?

¿Puedes encender la televisión?

Televizyonu kapatabilir miyim?

¿Le importa si bajo el volumen del televisor?

Bill televizyonu açtı.

- Bill ha encendido la tele.
- Bill prendió la televisión.

Tom televizyonu açtı.

Tom le subió el volumen al televisor.

Lütfen televizyonu aç.

Enciende el televisor, por favor.

Televizyonu açabilir miyim?

¿Puedo encender la televisión?

Onlar televizyonu sattılar.

Han vendido la televisión.

Televizyonu kapa. Konsantre olamıyorum.

Apaga la televisión, no me puedo concentrar.

Geç oldu, televizyonu kapat.

Apaga la tele, porque es tarde.

Lütfen televizyonu kısar mısın?

¿Podrías bajarle a la tele, por favor?

- Televizyonu kapat.
- TV'yi kapatın.

- Apaga la televisión.
- Apagad la televisión.
- Apaga la tele.
- ¡Apaga la televisión!

Televizyonu çok fazla sevmem.

No me interesa mucho ver televisión.

Tom televizyonu prize taktı.

- Tom conectó la televisión.
- Tom enchufó la televisión.

Kitap okuyorum, televizyonu kapat!

Estoy tratando de leer, ¡apague el televisor!

İtalyan televizyonu işe yaramaz.

La televisión italiana es inútil.

Arızalı televizyonu yenisiyle değiştirdiler.

Reemplazaron el televisor defectuoso por uno nuevo.

Yatmadan önce televizyonu kapatmayı unuttum.

Me olvidé de apagar la televisión antes de irme a la cama.

Televizyonu izledikten sonra yatmaya gittim.

Después de ver la tv me fui a la cama.

Tom televizyonu duvara asmamızı istiyor.

- Tom quiere que colguemos el televisor en la pared.
- Tom quiere que colguemos la televisión en la pared.

Tom'un büyük bir televizyonu var.

Tom tiene una televisión grande.

Uyumadan önce televizyonu kapatmayı unuttum.

Me olvidé de apagar la televisión antes de ir a dormir.

Sana zahmet, televizyonu açabilir misin?

¿Serías tan amable de encender la televisión?

Çocukların televizyonu tekellerine almalarına müsaade etme.

No permitas que los niños monopolicen la televisión.

Tom televizyonu açar açmaz sigorta attı.

Tan pronto como Tom encendió la tele, se quemó el fusible.

- Burada TV izle.
- Televizyonu burada izle.

Ve la televisión aquí.

- TV'yi açık bırak.
- Televizyonu açık bırak.

Deja la televisión encendida.

- Lütfen televizyonu aç.
- Lütfen TV'yi açın.

- Enciende el televisor, por favor.
- Enciende la televisión, por favor.
- Por favor enciende la televisión.
- Por favor, prende la televisión.
- Por favor, prenda la televisión.
- Por favor, prendan la televisión.

Tom bütün gece televizyonu açık bıraktı.

Tom dejó la televisión encendida toda la noche.

Lütfen radyoyu kapatın ve televizyonu açın.

Por favor, apaga la radio y enciende la tele.

- Televizyonu kapatabilir miyim?
- Sınalgıyı söndürebilir miyim?

¿Puedo apagar la tele?

Dedemin, bana vermek istediği antika bir televizyonu var.

Mi abuelo tiene un televisor antiguo que me quiere regalar.

Televizyonu seyrettin mi? Havaalanı kapanmış çünkü kaplumbağalar pisti işgal etmiş.

¿Viste en la TV? El aeropuerto cerró porque las tortugas invadieron la pista.