Translation of "Kızdırdı" in Spanish

0.062 sec.

Examples of using "Kızdırdı" in a sentence and their spanish translations:

Tom, Mary'yi kızdırdı.

Tom hizo enfadar a Mary.

Söylediklerin onu kızdırdı.

Se ha amoscado con tus palabras.

Onun mektubu onu kızdırdı.

Su carta la hizo enojar.

Onun davranışı polisi kızdırdı.

Su comportamiento hizo enfadar al policía.

Onun sözleri onu kızdırdı.

Sus palabras lo hicieron enojar.

Bu cevap onu kızdırdı.

Esta respuesta le ha hecho enfadar.

Bu, birçok kişiyi kızdırdı.

- Esto provocó el enfado de mucha gente.
- Esto hizo que se enfadase mucha gente.
- Esto hizo enojar a muchos.

Bu Theodore Roosevelt'i kızdırdı.

Eso hizo enfadar a Theodore Roosevelt.

Onun nezaketsiz şakaları Jane'i kızdırdı.

Sus bromas de mal gusto sacaban a Jane de quicio.

Onun söylediği şey onu kızdırdı.

Él se enfadó por lo que ella dijo.

Tom'un söylediği seni kızdırdı, değil mi?

Lo que Tom dijo te hizo enojar, ¿no es así?

Hiçbir şey söylemedi, bu durum onu kızdırdı.

Él no dijo nada, lo cual le hizo enfadar.

Bir bakıma dediğin doğru, ama onu kızdırdı.

Lo que dices es correcto en cierto sentido, pero la hizo enfadar.

Bir şey söylemedim, bu durum onu kızdırdı.

No dije nada, lo cual le hizo enfadar.

Onun eylemleri büyük ölçüde Meksikalı liderleri kızdırdı.

Sus acciones enfadaron enormemente a los líderes mexicanos.

O fikrini tekrar değiştirdi, bu durum hepimizi kızdırdı.

Nuevamente ella cambió de opinión, lo cual nos molestó a todos.

- Seni ne o kadar kızdırdı?
- Seni böyle kızdıran nedir?

- ¿Qué te hizo molestar tanto?
- ¿Qué te puso tan furioso?

- Söylediğin şey Tom'u çılgına çevirdi.
- Söylediklerin Tom'u çok kızdırdı.

Lo que dijiste enfadó mucho a Tom.

O, telefonda beni o kadar kızdırdı ki telefonu yüzüne kapattım.

Me hizo enfadar tanto en el teléfono que le colgué.

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

El niño, al ver una mariposa, comenzó a correr tras ella, provocando así la cólera de su madre que le había ordenado que se quedase quieto mientras ella cotilleaba con la vecina.