Translation of "Hayvan" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Hayvan" in a sentence and their spanish translations:

Hayvan klonlandı.

El animal fue clonado.

Hayvan yer.

El animal está comiendo.

hayvan figürleri kabartma

alivio de figuras de animales

Hayvan açlıktan öldü.

El animal murió de hambre.

O hayvan kocaman!

¡Ese animal es enorme!

O bir hayvan.

Él es un animal.

Bu hayvan samimi.

Este animal es amigable.

Hangi hayvan büyük?

¿Qué animal es grande?

Hangi hayvan küçük?

¿Qué animal es pequeño?

Tom bir hayvan.

Tom es un animal.

Bu hayvan benim.

Este animal es mío.

- En sevdiğiniz hayvan hangisidir?
- En sevdiğin hayvan hangisidir?

¿Cuál es tu animal favorito?

- Yolda birçok hayvan gördü.
- Yolda bir sürü hayvan gördü.

Ella vio muchos animales en el camino.

Arkeo-faunadan, hayvan kemiklerinden

a partir de la fauna arqueológica, algunos huesos de animales,

hayvan izlerini mi izleyeceğiz?

y seguimos el rastro de los animales?

Bu hayvan figürleri yapıldığında

Cuando este animal figura

Her türlü hayvan var.

Todo tipo de animales.

Bu hayvan etle beslenir.

Ese animal se alimenta de carne.

En sevdiğin hayvan hangisidir?

¿Cuál es tu animal favorito?

Bu hayvan kutsal mı?

¿Es este animal sagrado?

İnsan konuşabilen tek hayvan.

El hombre es el único animal que puede hablar.

At yararlı bir hayvan.

El caballo es un animal útil.

Birçok hayvan selde boğuldu.

Muchos animales se ahogaron en la inundación.

Köpeğimi hayvan mezarlığına gömdüm.

Enterré a mi perro en el cementerio de mascotas.

Bu hayvan çok zeki.

Este animal es muy inteligente.

Yolda birçok hayvan gördü.

Ella vio muchos animales en la carretera.

Bu hayvan çok akıllı.

Este animal es muy inteligente.

Evcil hayvan besliyor musun?

¿Tienes mascota?

Başlıca yetiştirilen hayvan koyundur.

El ganado principal son las ovejas.

Zoologlarımız ilk büyükbaş hayvan evcilleştirmenin

y descubrieron que en Göbekli y los otros sitios,

Son derece muhteşem bir hayvan.

Son animales increíbles.

Tembel hayvan iftirasının ortaya çıkışı

Rastreé la calumnia basada en los perezosos

Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.

Y se ven todos esos rastros de animales.

Yani aslında hayvan besliyor deyince

de hecho, deyince alimentación animal

Yaptık, preklinik hayvan modellerinde başardık.

Lo logramos, pero en modelos preclínicos de animales.

Hayvan, kafesten çıkmak için çabaladı.

El animal luchó por salir de la jaula.

Vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

Fue mordida por un animal salvaje.

Hayvanat bahçesinden birkaç hayvan kaçtı.

Varios animales se escaparon del zoológico.

Her hayvan kendi yuvasıyla ilgilenir.

Cada animal se preocupa por su nido.

Hiç hayvan resmi yaptın mı?

¿Has dibujado un animal alguna vez?

Avustralya'da birçok tuhaf hayvan yaşıyor.

En Australia viven muchos animales extraños.

Parkta çok sayıda hayvan vardır.

Hay muchos animales en el parque.

İnsan ateşi kullanan tek hayvan.

- El hombre es el único animal que usa el fuego.
- El hombre es el único animal que utiliza el fuego.
- El ser humano es el único animal que utiliza el fuego.

Bu hayvan öbüründen daha büyüktür.

Este animal es más grande que aquél.

Avustralya'da birçok ilginç hayvan vardır.

Hay muchos animales interesantes en Australia.

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

En Alaska viven millones de animales salvajes.

İnsan olarak hayvan doğamızı aşmalıyız.

Para ser humanos tenemos que trascender nuestra naturaleza animal.

- Bu ormanda çok vahşi hayvan var.
- Bu ormanda birçok vahşi hayvan var.

Hay muchos animales feroces en este bosque.

- Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.
- Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

Un animal grande se escapó del zoo.

Ve de tembel hayvan hakkındaki gerçeklerle

y de cómo comprender la verdad sobre el perezoso

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Este perezoso se recuperó de una doble amputación,

Daha önce de hayvan figürlerine rastlıyoruz

nos hemos encontrado con figuras de animales antes

100 binlerce hayvan ise can verdi

100 miles de animales murieron

Çiftlikte yaklaşık 500 büyükbaş hayvan var.

Hay sobre 500 cabezas de ganado en el rancho.

Benim için hayvan beslemek mümkün mü?

¿Sería posible que yo criara el animal?

Küçük hayvan kötü bir koku yaydı.

El pequeño animal emanaba un mal olor.

Buralarda bir sürü vahşi hayvan var.

- Por aquí hay muchos animales salvajes.
- Hay muchos animales salvajes en esta área.

Bir tavşana evcil hayvan olarak bakıyorum.

Tengo un conejo como mascota.

Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

Un animal grande se escapó del zoo.

Bu doldurulmuş hayvan küçük kıza ait.

Este animal de peluche le pertenece a la niñita.

Dünyada kaç tane hayvan türü vardır?

¿Cuántas especies de animales hay en el mundo?

Hayvana baktım ve hayvan bana baktı.

Miré al animal y el animal me miró.

Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.

Un animal grande se escapó del zoo.

Ben bir hayvan olsaydım, yunus olurdum.

Si yo fuera un animal, sería un delfín.

O, vahşi bir hayvan gibi kudurdu.

Él se enfadó como una bestia salvaje.

Bu adalarda hangi hayvan türleri yaşıyor?

¿Qué animales habitan en esas islas?

Bu, denizde yaşayan bir hayvan türüdür.

Este es un tipo de animal que vive en el mar.

Bu ormanda çok sayıda hayvan görebilirsin.

Se pueden ver muchos animales en este bosque.

Bu bölgede birçok hayvan türü var.

Hay muchos tipos de animales en este recinto.

Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.

Un tigre es un tipo de animal muy feroz.

Hayvan yerel bir efsane haline geldi.

- El animal se volvió una leyenda local.
- El animal se convirtió en una leyenda del lugar.

- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.

Algunas personas tienen animales exóticos como mascotas.

Fakat tanıdığım herkes, hayvan yemeyi de seviyordu.

pero a todos mis conocidos les encantaba comer animales.

Diğerleri gibi bir hayvan türü olan insanoğlunun

que los seres humamos, que son una especie animal entre otras,

Bu aslında Dünya'daki en büyük hayvan göçü.

En realidad, es la mayor migración de animales en el planeta.

Ödülü kim kazanacak? Her hayvan eşit doğmaz.

¿Cuál ganará el premio? No todos los animales son iguales.

Bu taşların üstünde kabartma hayvan figürleri var

hay figuras de animales en relieve en estas piedras

Dünyada tek hayvan besleyen canlı insan diyebilirz

podemos decir que solo hay un animal que vive en el mundo

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

que ese animal libre y salvaje me aceptara.

Olduğu için birçok hayvan da onları özlüyor

ni elefantes, y por la mañana si sobrevives y no te ahogas con

Koko'ya yeni bir evcil hayvan vermek istediler.

Ellos le querían dar a Koko una nueva mascota.

Hayvanat bahçesinde çok sayıda hayvan var mıdır?

¿Hay muchos animales en el zoológico?

Çocuk ölü hayvan için bir mezar kazdı.

El niño cavó una tumba para el animal muerto.

Hiç bunun gibi bir hayvan rastladın mı?

¿Alguna vez te has cruzado con un animal como este?

O, o hayvan hakkında çok az biliyor.

Él sabe poco sobre ese animal.

Hayvan hücrelerindeki karbonhidrat oranı yaklaşık yüzde altıdır.

El porcentaje de carbohidratos en las célula animal es de aproximadamente el seis por ciento.

Tom evcil hayvan olarak bir sincap bakıyordu.

Tom tenía una ardilla como mascota.

Babası hayvan doktoru olan bir arkadaşım var.

Tengo un amigo cuyo padre es veterinario.

Sirkin harika bir vahşi hayvan koleksiyonu var.

En el circo tienen una magnífica colección de fieras.

Kaplumbağa kadar uysal bir hayvan henüz görmedim.

Nunca vi un animal tan dócil como las tortugas.

Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.

Con tantos animales domésticos aquí, tiene opciones.

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

La mayoría de los animales solo visita áreas urbanas para buscar comida.

Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.

Quiero parecerme más a un animal anfibio.

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

Este era un animal muy antisocial jugando con peces.

Meg'in bir evcil hayvan olarak bir kedisi var.

Meg tiene un gato como mascota.