Translation of "Düşürdü" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Düşürdü" in a sentence and their spanish translations:

Bardağı düşürdü.

Ella dejó caer el vaso.

Fincanı düşürdü.

Se le cayó la copa.

Tom topu düşürdü.

Tom dejó caer la pelota.

Tom kalemini düşürdü.

Tom bajó su pluma.

Onlar düşmanı pusuya düşürdü.

Ellos tendieron una emboscada al enemigo.

O onu küçük düşürdü.

Él la humilló.

Tom el fenerini düşürdü.

Tom dejó caer su linterna.

O bir vazo düşürdü.

Se le cayó un florero.

O yere sosis düşürdü.

- Se le cayó el chorizo al suelo.
- Se le cayó la salchicha al suelo.

İyi hasat pirinç fiyatını düşürdü.

La buena cosecha bajó el precio del arroz.

İyi hava sebzelerin fiyatını düşürdü.

El buen tiempo bajó el precio de las verduras.

Kız kardeşim tabağını yere düşürdü.

A mi hermana se le cayó el plato al piso.

O, kupayı düşürdü ve kırdı.

Dejó caer la copa y se rompió.

Anımsama sıklıklarını devasa bir şekilde düşürdü.

redujo enormemente la frecuencia de los flashbacks

Yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü.

estuviera siendo invadida por una neblina opaca.

Seri imalat birçok ürünün fiyatını düşürdü.

La producción en masa redujo el precio de muchos productos.

Tom bir tabak düşürdü ve kırıldı.

A Tom se le cayó un plato y se rompió.

Timsah antilopu nehri geçerken tuzağa düşürdü.

El cocodrilo atrapó a un ñu mientras éste intentaba cruzar el río.

O cüzdanını düşürdü ve şimdi o benim.

A él se le cayó su billetera, y ahora es mía.

O kendini kötü,zor bir duruma düşürdü.

Se encontró en un compromiso terrible.

O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü.

Ella soltó intencionalmente su pañuelo para llamar su atención.

Jim kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi.

Jim botó su bolígrafo y se agachó a recogerlo.

Ama işe yaramamak bir yana bu onu başarısızlık tuzağına düşürdü.

y no solo no le funcionaba, sino que la predisponía al fracaso.

Bu beni vahanın bir serap olabileceği konusunda biraz şüpheye düşürdü.

Y eso me hace sospechar un poco que, tal vez, el oasis es un espejismo.

Ali topu Ömer'in kafasına attı ve Ömer mısırı yere düşürdü.

Alí le tiró a Omer la pelota a la cabeza y a Omer se le cayó el maíz al suelo.