Translation of "Büyür" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Büyür" in a sentence and their spanish translations:

Bitkiler büyür.

Las plantas crecen.

Elmalar ağaçlarda büyür.

Las manzanas crecen en los árboles.

O tekrar büyür.

Volverá a crecer.

Ekvator bir taşma noktasına ulaşana kadar büyür ve büyür.

el ecuador se hace cada vez más grande hasta que llega a un punto crítico.

Bitkiler Güneş'e doğru büyür.

Las plantas crecen hacia el Sol.

- Bitkiler büyür.
- Bitkiler büyüyor.

Las plantas crecen.

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

Y al musgo le gustan los entornos oscuros y húmedos.

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

Y al musgo le gustan los entornos oscuros y húmedos.

Bitkiler yağmurdan sonra çabuk büyür.

Las plantas crecen rápidamente después de la lluvia.

Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.

Los polluelos de estos flamencos crecen increíblemente rápido.

Onları yalnız bıraksan bile, çocuklar büyür.

Los niños van a crecer aún si los dejas solos.

Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.

Los cuerpos crecen lento y mueren rápido.

- Acı paylaşılarak azalır.
- Mutluluk paylaşılarak büyür.

El dolor compartido es medio dolor.

Kaynaşıp büyür ve daha büyük galaksiler oluştururlar,

se fusionan y se expanden hasta convertirse en galaxias más grandes,

Tatoeba günde yüzlerce, hatta binlerce cümle oranında büyür.

Tatoeba crece a un ritmo de cientos o incluso miles de frases al día.

El tırnakları ayaklarınkinden yaklaşık dört kat daha hızlı büyür.

Las uñas de la mano crecen casi cuatro veces más rápido que las de los pies.

El tırnakları ayak tırnaklarına göre yaklaşık dört kat daha hızlı büyür.

Las uñas de la mano crecen casi cuatro veces más rápido que las de los pies.

Medeniyet, bir çocuğa benzer ki; dünyaya gelir, rüşdüne erer, büyür, ihtiyarlar ve sonunda da ölür.

La civilización se parece a un niño: viene al mundo, alcanza la madurez, se hace mayor, envejece, y finalmente también muere.