Translation of "İçin" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "İçin" in a sentence and their spanish translations:

O için için ağladı.

Lloró amargamente.

Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın.

Debes comer para vivir, no vivir para comer.

- Kim için çalışıyorsun?
- Kimin için çalışıyorsun?
- Kim için çalışıyorsunuz?

¿Para quién trabajas?

Yanmamak için,

de forma que no te quemes,

Yemek için

comer

Hayvanlar için de insanlar için de,

Tanto para animales como para personas,

çalıştıkları için, astronotlar için kullandığımız egzersizleri

Podemos tomar los ejercicios y técnicas que usan los astronautas

Bizim için at onları için tırtıl

tirar por nosotros oruga para ellos

Yaşamak için yeriz, yemek için yaşamayız.

- Comemos para vivir, no vivimos para comer.
- Se come para vivir, no se vive para comer.

- Kaç gecelik için?
- Kaç gece için?

¿Para cuántas noches?

- Davetiniz için teşekkürler.
- Davet için teşekkürler.

Gracias por la invitación.

Yemek için yaşamıyorum; Yaşamak için yiyorum.

No vivo para comer, como para vivir.

- Senin için geldim.
- Sizin için geldim.

- Es para ustedes que he venido.
- Vine por ti.
- Vine por usted.
- Vine por vosotros.
- Vine por ustedes.

- Benim için önemlidir.
- Benim için önemli.

- Me importa.
- Es importante para mí.
- Para mí es importante.

Yaşamak için çalışın, çalışmak için yaşamayın.

Trabaja para vivir, no vivas para trabajar.

- Yorumlarınız için teşekkürler.
- Yorumların için teşekkürler.

- Gracias por los comentarios.
- Agradecemos tus comentarios.

- Açıklaman için teşekkürler.
- Açıklamanız için teşekkürler.

Gracias por tu explicación.

- Bu sizin için.
- Bu senin için.

- Es para ustedes.
- Es para ti.
- Esto es para ti.

- Kim için çalışıyorsun?
- Kimin için çalışıyorsun?

- ¿Para quién trabajas?
- ¿Por quién trabajas?

- Paylaşımınız için teşekkür ederim.
- Paylaşımın için teşekkürler.
- Paylaştığın için sağ ol.
- Paylaşım için teşekkürler.

Gracias por compartir.

- Geldiğiniz için teşekkür ederiz.
- Geldiğin için teşekkürler.
- Geldiğiniz için teşekkür ederim.

Gracias por venir.

Sağ kalmak için, yaşamak için mücadele ediyoruz.

Para vivir, peleamos por la vida.

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

Para aquellos que dependen de ventiladores para respirar

Tutmak için emisyonları azaltmak için yasal olarak

Acuerdo Climático de París como el primer acuerdo global jurídicamente

Benim için yaptıkların için yeterince teşekkür edemiyorum.

No puedo terminar de darte las gracias por lo que hiciste por mí.

Yemek için yaşamam ama yaşamak için yerim.

Yo no vivo para comer, sino que como para vivir.

Insanlar çalışmak için yaşayacaklarına,yaşamak için çalışıyorlar.

La gente trabajará para vivir, en lugar de vivir para trabajar.

İnsan yaşamak için yer, yemek için yaşamaz.

El hombre come para vivir, no vive para comer.

- Benim için önemlidir.
- Bu benim için önemli.

- Para mí eso es algo importante.
- Para mí es importante.

Burası için mi, yoksa götürmek için mi?

¿Para tomar aquí o para llevar?

Benim için yaptığınız her şey için teşekkürler.

Agradezco todo lo que ha hecho por mí.

- Yardımınız için teşekkür ederim.
- Yardımınız için teşekkürler.

- Gracias por su ayuda.
- Gracias por vuestra ayuda.

Sen iş için buradasın,tatil için değil.

Estás aquí por negocios, no de vacaciones.

Size yardımcı olmak için benim için zevktir.

Es un placer ayudarlo.

Arkadaşlarım için her şey; düşmanlarım için hukuk.

Todo para mis amigos; la ley para mis enemigos.

- Biz onun için çalıştık.
- Onun için çalıştık.

Trabajamos para él.

Benim için senin için olduğundan daha önemli.

Me importa más que a usted.

Süpermarkete şeftaliler için değil çikolata için gidiyorum.

No voy al supermercado a por melocotones, sino a por chocolate.

- Kitap için teşekkürler.
- Kitap için teşekkür ederim.

Gracias por el libro.

- Mesajın için teşekkürler.
- Mesajın için sağ ol.

Gracias por su mensaje.

Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.

Me gusta jugar deportes por la diversión, no por la competencia.

Okul için değil fakat yaşam için öğreniriz.

Aprendemos no para la escuela, sino para la vida.

Yemek için yaşıyorum, ve yaşamak için yemiyorum.

Vivo para comer, y no como para vivir.

- Paylaştığın için sağ ol.
- Paylaşım için teşekkürler.

Gracias por compartir.

- Unutmak için içiyorum.
- Efkâr dağıtmak için içiyorum.

Bebo para olvidar.

- Benim için sakıncası yok.
- Benim için hava hoş.
- Benim için sorun değil.

Por mí está bien.

Pazar günü için?

¿Y el domingo?

Patent almak için

para conseguir una patente,

Yasalaşması için imzaladı.

que incluirá ocho pilares.

Onun için endişeliydim

Yo estaba nervioso por él...

Insanlığın gelişmesi için

Para tener una humanidad mejor

Alınmak için hazırız.

Listos para extracción.

Alınmak için hazırız!

¡Listos para extracción!

Dışlamak için hariç,

excepto para defecar,

Profesyonel komedyenlik için

Pero se necesita más que solo bromas

Sonra unutmamak için.

y no olvidarlos.

Yapacaklarım için sabırsızlanıyordum.

Estaba buscando mi siguiente acto.

Sağlığımızı korumak için

para proteger mejor nuestra salud

Nedenini anlamak için

Para entender por qué,

Bunu göstermek için

Para ilustrar esto,

özellikle benim için.

especialmente para mí.

Bizim için harika.

Genial para nosotros, ¿verdad?

Mimari topluluklar için

Porque la arquitectura es el arte

Ekibine mühendislik için

Creó una herramienta para un programa

Kendilerini korumak için

comenzaron a organizar grupos de autodefensa,

Donmuş olduğu için

Y por estar congelada, a veces entra

Uruguaylılar için çalışmalısınız,

[hombre] ¿Va a gobernar para los uruguayos

Değer biçilemediği için

Porque no está valorado

Durdurmak engellemek için

para evitar detenerse

Bağdaşmadığı için kaldırıldı .

espíritu igualitario de la época.

İzlediğiniz için teşekkürler.

Gracias por mirar.

Empati kurabilmek için

¿Por qué debemos tener eventos cataclísmicos

Benim için kişisel

que tomo personalmente,

Hayat için minnettarım,

estoy increíblemente agradecida por la vida,

Gelmem için yalvardı.

Ella me rogó que viniera.

Herkes için savaştık.

Nosotros luchamos por todos.

Ne için bekliyorsun?

¿Qué estás esperando?

Onlar ne için?

¿Para qué son?

Mektup benim için.

Esa carta es para mí.

Onun için ödesin.

- Déjale que pague.
- Déjale pagar por ello.

Ne için buradasın?

¿Para qué estás aquí?

Bu bizim için.

Éste es para nosotros.

Tatiller için müteşekkirim.

Estoy agradecido por las vacaciones.

Bugün için yeterlidir.

Es suficiente por hoy.

Çocuk için üzüldüm.

Me sentí mal por el niño.

McDonald's için çalışıyorum.

Estoy trabajando para McDonald's.

Para için dileniyor.

Ella mendiga dinero.

Ziyaret için teşekkürler.

Gracias por la visita.

Dinlediğiniz için teşekkürler.

Gracias por escuchar.

Tom için üzülüyorum.

Siento pena por Tom.

Yakalanmamak için kaçtı.

Él huyó para no ser capturado.

Gelecek için hazırlanmalısın.

Te deberías preparar para el futuro.

Bu, senin için.

Esto es para ti.

Yaşadığın için şanslısın.

Tienes suerte de seguir con vida.

Bıraktığın için teşekkürler.

Gracias por el aventón.

Rahatsızlık için üzgünüz.

Lamentamos el inconveniente.

Güvenliğin için endişeli.

- Ella está preocupada por tu seguridad.
- Está preocupada por su seguridad.

Onun için üzülüyorum.

Me siento mal por él.

Bu, arkadaşım için.

Es para mi amiga.