Translation of "çalan" in Spanish

0.047 sec.

Examples of using "çalan" in a sentence and their spanish translations:

Fotoğrafları çalan oydu.

Fue ella la que robó las fotos.

- Piyano çalan kız kız kardeşimdir.
- Piyano çalan kız kardeşimdir.

La chica que toca el piano es mi hermana.

Piyano çalan kız Akiko'dur.

La chica que está tocando el piano es Akiko.

Keman çalan adam kim?

¿Quién es el hombre que está tocando el violíin?

Gitar çalan çocuk Ken'dir.

El chico que está tocando la guitarra es Ken.

- Meşgul kadın çalan telefonu görmezden geldi.
- Meşgul kadın çalan telefonu açmadı.

- La ocupada mujer ignoró al teléfono que sonaba.
- La ocupada mujer ignoró el teléfono que sonaba.

Piyano çalan kız kız kardeşimdir.

La chica que toca el piano es mi hermana.

Cüzdanını çalan o değil miydi?

¿Acaso no fue él quien te robó la billetera?

Zili çalan kişi sen miydin?

¿Fuiste tú el que hizo sonar la campana?

Piyano çalan kızın adı Akiko'dur.

La niña que está tocando el piano se llama Akiko.

O, çalan insan türü değil.

Él no es el tipo de persona que robaría.

Bir kemer tokası çalan idam edilecek; bir devlet çalan bir prens olur.

Aquel que robe la hebilla de un cinturón será ejecutado, el que robe un estado se convierte en príncipe.

Odaya girdiğimde radyoda çalan Mozart'ı duyabiliyordum.

Cuando entré al cuarto, pude oír que tocaban a Mozart en la radio.

Tom muhtemelen Mary'nin kolyesini çalan kişidir.

Probablemente sea Tom el que le robó el collar a Mary.

Belki Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom'du.

Tal vez Tom fuera quien le robó el collar a María.

Gitar çalan çocuk benim erkek kardeşim.

El muchacho que toca la guitarra es mi hermano.

Meşgul kadın çalan telefonu görmezden geldi.

La ocupada mujer ignoró el teléfono que sonaba.

Gitar çalan oğlan benim küçük erkek kardeşim.

El niño que toca la guitarra es mi hermano pequeño.

- Kapıyı çalan kişi benim.
- Kapıyı tıklayanım ben!

Yo soy el que llama.

Tom beyin bilgisayarını çalan kişiyi biliyor musun

¿Sabes quién ha robado el ordenador de Tom?

Diğer gün gerçekten iyi çalan bir kemancı dinledim.

El otro día escuché a un violinista que tocaba realmente bien.

- Hırsızlık yapan kişi cezalandırılmayı hak eder.
- Çalan bir kişi cezayı hak eder.

El que roba merece castigo.