Translation of "Yılda" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Yılda" in a sentence and their portuguese translations:

Inşaatı 20 yılda bitiyor

construção é concluída em 20 anos

Yani 100 yılda değiştirdiği

que mudou em 100 anos

Bir yılda dört mevsim vardır.

Há quatro estações no ano.

Kredini bir yılda kapatabilir misin?

Você pode pagar os seus empréstimos em um ano?

O, kırk yılda bir haklı.

- Ele quase nunca está certo.
- Ele está certo uma vez na vida e outra na morte.

Yılda kaç kez plaja gidersiniz?

Quantas vezes em um ano você vai à praia?

Biz yılda bir kez buluşuruz.

Nós nos reunimos uma vez por ano.

Yılda bir kez zarar vermez.

Uma vez por ano não dói.

Bunu yılda bir kez yaparım.

- Eu faço isso uma vez ao ano.
- Faço isso uma vez ao ano.

- Bir artık yılda kaç gün var?
- Bir artık yılda kaç gün vardır?

Quantos dias tem um ano bissexto?

Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.

com 5000 vítimas só na Índia.

Mesafeyi 20 yılda kat ediyor artık

agora cobre a distância em 20 anos

Bob senin gibi aynı yılda doğdu.

Bob nasceu no mesmo ano que você.

Boston son on yılda hızlı büyüdü.

Boston cresceu rapidamente nos últimos dez anos.

Bir yılda kaç tane mevsim vardır?

Quantas estações há em um ano?

Yılda iki kez babamın evine giderim.

- Visito meu pai duas vezes por ano.
- Eu visito meu pai duas vezes por ano.

Bir yılda kaç tane ay var?

Quantos meses há em um ano?

Bir yılda on iki ay vardır.

Um ano tem doze meses.

Bir yılda on iki ay var.

- Em um ano há doze meses.
- Há doze meses em um ano.

Benim kocam yılda 100.000 dolar kazanıyor.

Meu marido ganha cem mil dólares por ano.

Noel ancak yılda bir kez gelir.

Nem todo dia é Domingo.

Eski Antlaşma'nın tamamını bir yılda okudu.

Ele leu o Antigo Testamento inteiro em um ano.

Üretim geçen on yılda dörde katlandı.

A produção quadruplicou em dez anos.

- Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
- Işık yılı, ışığın bir yılda kat ettiği mesafedir.

Um ano-luz é a distância que percorre a luz em um ano.

Bu yılda ise hayatının dönüm noktasını yaşadı

este ano ele viveu o momento decisivo de sua vida

Yılda 15 km değişiyordu bu manyetik kutup

este pólo magnético estava mudando 15 km por ano

Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.

Os preços subiram 50 por cento durante os últimos 10 anos.

Jenny yılda iki kez mutfak duvarını yıkadı.

Jenny lavava a parede da cozinha duas vezes por ano.

Neptün Güneş etrafındaki dönüşünü 165 yılda tamamlar.

Leva 165 anos para Netuno orbitar ao redor do sol.

Olimpiyat oyunları her dört yılda bir yapılır.

- Os Jogos Olímpicos são realizadas a cada quatro anos.
- Os Jogos Olímpicos são realizadas de quatro em quatro anos.

O onu yılda bir kez ziyaret etti.

Ela o visitava uma vez por ano.

O, onu yılda iki kez ziyaret eder.

Ela o visita duas vezes por ano.

Tom Mary ile aynı yılda mezun oldu.

Tom graduou-se no mesmo ano em que Maria.

Yılanların yılda tahmini olarak 46.000 kişiyi öldürdüğü Hindistan'da,

Na Índia, onde se estima que mordidas de cobra matem 46 000 pessoas por ano,

Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.

Cada uma dá fruto apenas alguns dias por ano.

Bu mezar odasına yılda iki dafa güneş girsin

dois sóis por ano nesta câmara funerária

Halley'in Kuyruklu yıldızı her seksen yılda bir uğrar.

O cometa Halley aparece uma vez a cada 80 anos.

Hepimiz yılda en az bir kere buluşmaya çalışıyoruz.

Nós todos tentamos nos reunir pelo menos uma vez ao ano.

- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
- Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

Ela raramente, para não dizer nunca, sai de casa depois que anoitece.

şimdi Anadolu levhası batıya doğru yılda 2,5 cm ilerliyor

agora a placa da Anatólia se move 2,5 cm anualmente para o oeste

Güney manyetik alanı her 11 yılda 1 yer değiştiriyor

campo magnético do sul muda a cada 11 anos

Leonardo Milano'daki hayatından sonraki 16 yılda ise İtalya'da geçiriyor

Leonardo passa 16 anos depois de sua vida em Milão na Itália

Babam nadiren, kırk yılda bir, Pazar günleri dışarı çıkar.

Meu pai raramente sai aos domingos, se é que sai.

2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.

É muito difícil dominar francês em dois ou três anos.

Afrika levhası ise kuzeybatı yönüne doğru yılda 1,5 cm ilerliyor

A chapa africana, por outro lado, move-se 1,5 cm anualmente na direção noroeste.

Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.

E a gripe é uma doença que pode matar 60.000 pessoas por ano somente nos EUA.

Eyalet hükümeti bir yılda 100 milyon realden fazla yatırım yapacak.

O governo do Estado vai investir mais de R$ 100 milhões ao ano.

Mary, Tom gibi yılda 100.000 dolardan az kazanan erkeklerden hoşlanmaz.

Mary não gosta de homens que ganhem menos de 100.000 dólares como o Tom.

Amerika Birleşik Devletleri'nde her on yılda bir nüfus sayımı vardır.

Nos Estados Unidos, há um censo a cada dez anos.

Tom bir yılda iki ya da üç kez parti verir.

Tom dá uma festa duas ou três vezes ao ano.

Ve son yedi yılda parslar tarafından yaralanan kişi sayısı 120 civarında.

E cerca de 120 pessoas foram feridas por leopardos nos últimos sete anos.

Japon balıkçılık filosu bilimsel araştırma bahanesiyle yılda 1000'den fazla balina yakalar.

Os baleeiros japoneses capturam mais de 1000 baleias por ano sob o pretexto de pesquisas científicas.

Refah sahibiler. Artı olarak İsviçre vatandaşları her 4 yılda bir seçme hakkına değil

como a Noruega ou a Dinamarca. Além disso, os cidadãos não têm o direito de votar

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

Um ano tem doze meses.

- Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.
- Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış.

Há quatro estações no ano: primavera, verão, outono e inverno.

- O, ayda yılda bir kiliseye gider.
- O, nadiren kiliseye gider.
- O seyrek olarak kiliseye gider.
- O, bayramdan bayrama kiliseye gider.

Ele, raramente, vai à igreja.