Translation of "Kendisini" in Portuguese

0.015 sec.

Examples of using "Kendisini" in a sentence and their portuguese translations:

Tom kendisini savunamadı.

Tom não podia se defender.

Kendisini ateşle ısıttı.

Ela se esquentou perto do fogo.

Tom kendisini aynada gördü.

Tom viu-se no espelho.

Tom kendisini odasına kilitledi.

Tom se trancou em seu quarto.

Mary'ye kendisini sevdiğimi söyle.

Diga à Mary que eu a amo.

O, düştüğünde kendisini incitti.

Ele se machucou ao cair.

Tom kendisini sevdiğimi biliyor.

Tom sabe que eu gosto dele.

Var gücüyle kendisini savundu.

Ele se defendeu com unhas e dentes.

Tom ateşle kendisini ısıttı.

Tom se esquentou perto do fogo.

- Kızlarının kendisini affetmesi için yalvardı.
- Kızlarının kendisini affetmesi için dua etti.

Ela rezou para que suas filhas a perdoassem.

Kendisini çok daha iyi hissediyor.

Ela está se sentindo muito melhor.

Tom kendisini çok ciddiye alır.

Tom se leva demasiadamente a sério.

Tom Mary'nin kendisini sevdiğini düşünüyordu.

Tom achava que Maria o amava.

Cathy kendisini hasta annesine adadı.

Catarina dedicou-se à mãe doente.

Eve döndüğünde kendisini odasına kapattı.

Quando voltou para casa, fechou-se no quarto.

Kendisini resmen aday olarak ilan etti.

Ele anunciou oficialmente sua candidatura.

Eşine sabah yedide kendisini uyandırmasını hatırlattı.

Ele lembrou sua mulher que o acordasse às 7:00 da manhã.

Oğlunun doğumu sebebiyle kendisini tebrik ettim.

Eu o parabenizei pelo nascimento do filho dele.

Mary Tom'un kendisini öpmesine izin verdi.

Mary deixou Tom beijá-la.

Marilyn Monroe'nun başarısı kendisini mutlu etmedi.

O êxito de Marilyn Monroe não a fez feliz.

Başarısızlık için Tom sadece kendisini suçladı.

Tom tinha apenas a si mesmo para culpar pela falha.

Tom Mary'nin kendisini burada beklemesini rica etti.

Tom pediu a Mary para esperar por ele aqui.

Tom herkesin içinde Mary'nin kendisini öpmesini istemiyor.

Tom não quer que Mary o beije em público.

Tom Mary'ye kendisini beklemek zorunda olamadığını söyledi.

Tom disse a Mary que ela não precisava esperar por ele.

Tom kendisini odasına kilitledi ve dışarı çıkmadı.

Tom se trancou no quarto e não sai.

Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.

A polícia não achava provável que Tom tivesse se matado.

Kemal Sunal aslında burada tam olarak kendisini oynadı

Kemal Sunal realmente jogou exatamente aqui

Onun gitmesini ve kendisini huzur içinde bırakmasını istiyor.

Ele quer que ela vá embora e o deixe em paz.

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

Ele diz que foi ferido porque o leopardo estava irritado e excitado.

- Tom, Mary'nin onu affetmesini istedi.
- Tom, Mary'nin kendisini bağışlamasını istedi.

Tom pediu a Maria que o perdoasse.

O kendisini bir Fransız olarak göstermeye çalıştı ama aksanı onu ele verdi.

- Ele tentou se passar por um francês mas o seu sotaque o desmascarou.
- Ele tentou passar por francês mas o sotaque desmascarou-o.
- Ele tentou fazer-se passar por francês mas o sotaque desmascarou-o.
- Ele tentou fazer-se passar por francês mas o sotaque dele desmascarou-o.

- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak gördü.
- O kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.

Viu-se como salvador do mundo.

- Roy, sevglisi onu aradığında mutlu olur.
- Kız arkadaşı kendisini aradığında Roy mutlu olur.

Roy aparenta ficar feliz quando a sua namorada lhe liga.

çünkü bu sadece karşı tarafı mutlu edebilmek için veya karşı tarafın kendisini iyi hissedebilmesi için söylenmiş

porque é dito apenas para fazer a outra parte feliz ou para fazer a outra parte se sentir bem.

- Tom onu affetmemi istedi.
- Tom kendisini affetmemi istedi.
- Tom onu bağışlamamı istedi.
- Tom benden af diledi.

Tom pediu que eu o perdoasse.