Translation of "Kaçırdım" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Kaçırdım" in a sentence and their portuguese translations:

Otobüsü kaçırdım.

Eu perdi o ônibus.

Toplantıyı kaçırdım.

Eu perdi a reunião.

Ne kaçırdım?

O que eu perdi?

Trenimi kaçırdım.

Perdi meu trem.

Treni kaçırdım.

Eu perdi o trem.

Son treni kaçırdım.

Eu perdi o último trem.

Uçak seferimi kaçırdım.

- Eu perdi o meu voo.
- Perdi o meu voo.

Sanırım otobüsümü kaçırdım.

- Eu acho que eu perdi o ônibus.
- Acho que eu perdi o ônibus.
- Eu acho que perdi o ônibus.
- Acho que perdi o ônibus.

Şakanın konusunu kaçırdım.

Não entendi a graça da piada.

Şimdi ne kaçırdım?

O que eu perdi?

Okul otobüsünü kaçırdım!

Perdi o ônibus da escola.

Üzgünüm, treni kaçırdım.

Desculpa. Eu perdi o trem.

Filmin başlangıcını kaçırdım.

Eu perdi o começo do filme.

- Bir şey kaçırdım mı?
- Bir şey mi kaçırdım?

Eu perdi algo?

7: 00 Trenini kaçırdım.

Perdi o trem das sete.

Saat iki uçağını kaçırdım.

- Eu perdi o voo das duas.
- Perdi o voo das duas.

Bir dakikayla uçağı kaçırdım.

Perdi o avião por causa de um minuto.

Son iki dersi kaçırdım.

Faltei às últimas duas aulas.

Çok şey kaçırdım mı?

- Eu perdi muita coisa?
- Perdi muita coisa?

İlginç bir şey kaçırdım mı?

Eu perdi algo interessante?

- Ben keçileri kaçırdım.
- Ben çatlağım.

Estou comovida.

İki dakika ile treni kaçırdım.

Eu perdi o trem por dois minutos.

Geçen Cuma son treni kaçırdım.

Perdi o último trem na sexta-feira passada.

Senin yüzünden filmin sonunu kaçırdım.

Eu perdi o final do filme por sua causa.

Çok geç geldim ve treni kaçırdım.

Eu cheguei muito tarde e perdi o trem.

Geç uyudum ve ilk treni kaçırdım.

Dormi até tarde e perdi o primeiro comboio.

Lanet olsun, ben yine treni kaçırdım!

- Droga, eu perdi o trem outra vez!
- Droga, eu perdi o trem de novo!

Soğuk nedeniyle yalnızca bir çalışma günümü kaçırdım ve masam kağıtlarla dolu.

Eu faltei só um dia de trabalho por causa de um resfriado e a minha mesa está com pilhas de papel.

Son otobüsü kaçırdım ve eve yağmur altında yürüyerek gitmek zorunda kaldım.

Eu perdi o último ônibus e tive que caminhar para casa na chuva.

Son treni kaçırdım, bu yüzden eve kadar bütün yolu yürümek zorunda kaldım.

Perdi o último trem, logo tive que voltar para casa andando.

Ne yazık ki, uçak seferimi kaçırdım, bu yüzden toplantı için zamanında Boston'a varmayacağım.

Infelizmente, perdi o meu voo. Logo, não chegarei em Boston a tempo para a reunião.