Translation of "Kızı" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Kızı" in a sentence and their portuguese translations:

Kızı tanıyorum.

- Eu conheço esta menina.
- Eu conheço a menina.

O kızı tanıyorum.

Eu conheço essa menina.

Kızı eti kızarttı.

Sua filha fritou a carne.

Oğlan kızı öptü.

O menino beijou a menina.

Tom'un kızı hasta.

A filha do Tom está doente.

Onun kızı hasta.

A filha dele está doente.

Tom'un kızı evleniyor.

A filha de Tom vai se casar.

Bu, Tom'un kızı.

- Aquela é a filha de Tom.
- É a filha de Tom.

Hangisi Tom'un kızı?

Qual é a filha de Tom?

Kimin kızı Julia?

De quem a Julia é filha?

O kızı seviyoruz.

Nós amamos aquela menina.

Bu kızı seviyoruz.

Nós amamos aquela menina.

Tom'un kızı kaçırıldı.

A filha de Tom foi sequestrada.

Kızı kurtaran Tom'du.

Foi Tom que salvou a garota.

Karısı ve kızı bile

até sua esposa e filha

Bu kızı beğeniyor musunuz?

Você gosta desta garota?

Tom'un kızı üç yaşında.

A filha de Tom tem três anos.

Bu kızı tanıyor musun?

- Você conhece essa garota?
- Vocês conhecem essa garota?
- Você conhece essa menina?

Kralın kızı bir prensestir.

A filha de um rei é uma princesa.

Kek yapan kızı tanıyorum.

- Conheço a garota que está fazendo bolos.
- Conheço a menina que está fazendo bolos.

O kızı tanıyor musunuz?

- Você reconhece aquela garota?
- Você reconhece aquela menina?

Zavallı kızı yalnız bırak.

Deixem a pobrezinha em paz!

Tom'un bir kızı var.

Tom tem uma filha.

Belediye başkanının kızı kaçırıldı.

A filha do prefeito foi sequestrada.

Tom'un kızı hızla büyüyor.

A filha de Tom está crescendo rápido.

Onun kızı bir hemşiredir.

- A filha dele é uma enfermeira.
- A filha dele é enfermeira.

Tom'un yanında kızı var.

Tom está com a filha.

Kızı iyi yemek pişiremez.

- Sua filha não cozinha bem.
- A filha dela não cozinha bem.

Onun bir kızı vardı.

- Ele tinha uma filha.
- Ele teve uma filha.

Onlar kızı bulmaya çalıştılar.

Eles procuraram a garota.

Tom'un küçük kızı evlidir.

A filha caçula de Tom é casada.

Tom'un üç kızı vardır.

Tom tem três filhas.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

Ela tem uma filha que é pianista.

Helen kızı hakkında çok endişeli.

Helen está muito preocupada com a filha.

Kızı minyon tipli olarak tanımladılar.

Descreveram a garota como sendo pequenina.

Bu küçük kızı evlat edindi.

Ele adotou essa pequena menina.

Polis, kızı öldüren adamı tutukladı.

A polícia prendeu o homem que assassinou a menina.

Cadı zavallı küçük kızı lanetledi.

A bruxa amaldiçoou a pobre garotinha.

O kasabanın en çekici kızı.

- É a menina mais bonita da cidade.
- É a garota mais bonita da cidade.

Tom'un kaç tane kızı var?

Quantas filhas o Tom tem?

Tom bir kızı etkilemeye çalıştı.

Tom tentou impressionar uma garota.

John bir kızı çocuğu vardır.

- João tem um filho, aliás, uma filha.
- João tem um filho, ou melhor, uma filha.
- João tem um filho, digo, uma filha.
- João tem um filho, quer dizer, uma filha.

Onun üç tane kızı var.

Ele tem três filhas.

Tom'un yetişkin bir kızı var.

- O Tom tem uma filha adulta.
- Tom tem uma filha adulta.

Tom kızı Mary'yi parka götürdü.

Tom levou sua filha Mary ao parque.

Tom'un güzel bir kızı var.

Tom tem uma bonita filha.

Tom bir kızı olduğunu söyledi.

Tom disse que tinha uma filha.

Mary'nin kızı bir kazada öldü.

A filha da Mary morreu num acidente.

Tom'un kızı Mary'nin oğluyla evlendi.

A filha de Tom casou-se com o filho de Maria.

Mary Tom'un biyolojik kızı değil.

Mary não é filha biológica de Tom.

Fadıl, kızı için dehşete düştü.

Fadil estava aterrorizado por causa de sua filha.

Tom'un öğretmen bir kızı var.

O Tom tem uma filha que é professora.

Tom beni kızı ile tanıştırdı.

- O Tom me apresentou a sua filha.
- O Tom me apresentou para a filha dele.

O amcamların kızı. Benim kuzenim.

Ela é filha dos meus tios. É minha prima.

Bu küçük kızı hatırladık mı acaba

Será que nos lembramos dessa garotinha

Kızı için yeni bir elbise yaptı.

- Ela fez um vestido novo para a filha dela.
- Ela fez um vestido novo para a sua filha.
- Ela fez um novo vestido para a filha dela.

Onun Mary adında bir kızı var.

- Ela tem uma filha que se chama Mary.
- Ela tem uma filha cujo nome é Mary.
- Ela tem uma filha chamada Mary.

Onu başka bir kızı öperken gördüm.

Eu o vi beijando outra garota.

Tom kızı için bir hediye aldı.

Tom comprou um presente para a filha.

Tom'un 13 yaşında bir kızı var.

Tom tem uma filha de 13 anos.

Ben şu kızı bir yerden tanıyorum.

Eu conheço aquela menina de algum lugar.

Tom'un en küçük kızı onun gözbebeğidir.

A filha caçula de Tom é a menina dos olhos dele.

Tom'un çok güzel bir kızı var.

- Tom tem uma filha muito bonita.
- O Tom tem uma filha linda.

Tom'un en küçük kızı onun favorisi.

A filha caçula de Tom é a sua predileta.

Tom Mary'nin kendi kızı olduğunu söyledi.

Tom disse que Mary era filha dele.

Mary'nin kızı, annesinin mezarının açılmasını emretti.

A filha de Maria ordenou que o túmulo da mãe fosse aberto.

Onun kızı güzel bir kadın oldu.

- Sua filha se tornou uma linda mulher.
- A filha dele se tornou uma linda mulher.

Onun Mary adlı bir kızı var.

Ela tem uma filha que se chama Mary.

Tom'un Boston'da yaşayan bir kızı var.

Tom tem uma filha que mora em Boston.

Genç adam kızı bir grup serseriden kurtardı.

O jovem salvou a garota de um bando de bandidos.

Onun çok güzel olan bir kızı var.

Ele tem uma filha que é muito bonita.

Onun bir oğlu ve bir kızı vardır.

Ela tem um filho e uma filha.

Sen bir şehir kızı değilsin, değil mi?

Você não é uma garota da cidade, é?

Tom ve Mary'nin genç bir kızı var.

Tom e Maria têm uma filha adolescente.

Onun iki oğlu ve bir kızı var.

Ele tem dois meninos e uma menina.

Tom'un bir oğlu ve bir kızı var.

Tom tem um filho e uma filha.

Tom'un üç oğlu ve bir kızı var.

Tom tem três filhos e uma filha.

Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.

Sua filha se tornou uma linda mulher.

Onun bir oğlu ve iki kızı vardır.

Ele tem um filho e duas filhas.

Tom kızı doğmadan önce cimri bir adamdı.

Tom era um homem malvado antes de sua filha nascer.

Tom kızı için bir armağan satın aldı.

Tom comprou um presente para a filha.

Onların ilk kızı 1576'da vebadan öldü.

A sua filha primogênita morreu em decorrência da peste em 1576.

Tom'un en büyük kızı henüz evli değil.

- A filha mais velha de Tom ainda não se casou.
- A filha primogênita de Tom ainda não se casou.

Tom'un on üç yaşında bir kızı var.

Tom tem uma filha de treze anos.

- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral yaşıyordu.
- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Era uma vez um rei que tinha três filhas.

Kızı doğduğunda, o yedi yıl boyunca Nagano'da yaşıyordu.

Ele estava vivendo em Nagano por sete anos quando sua filha nasceu.

Onun kızı dükkana koştu ve bazı şekerlemeler aldı.

A filha dele correu até a loja e comprou alguns doces.

Onun kızı bir hayalet gördüğünden beri aynı değil.

- Sua filha não é a mesma desde que viu um fantasma.
- A filha dela não é a mesma desde que ela viu um fantasma.

Finceyi sadece o kızı sevdin diye mi öğrendin?

Você aprendeu finlandês só porque a amava?

- Onun iki kız çocuğu var.
- İki kızı var.

Ele tem duas filhas.

Bir zamanlar üç kızı olan bir kral varmış.

Era uma vez um rei que tinha três filhas.

Tom Mary'yi öpmeden önce bir kızı asla öpmemişti.

Tom nunca beijara uma menina antes de Mary.

Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Era uma vez um rei que tinha três filhas.

- Nehirde yüzen kızı gördüm.
- Kızın nehirde yüzdüğünü gördüm.

Vi a menina nadando no rio.

O sadece para almak için kızı soğukkanlılıkla öldürdü.

- Ele matou a menina a sangue frio, apenas pelo dinheiro.
- Ele matou a garota a sangue frio, só pelo dinheiro.

Tom ve Mary'nin evlat edinilmiş bir kızı var.

Tom e Maria têm uma filha adotada.