Translation of "Babasına" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "Babasına" in a sentence and their portuguese translations:

- Mary babasına benzer.
- Mary babasına çekmiş.

Mary se parece com o pai.

Çocuk babasına bakmaktadır.

O menino se parece com seu pai.

O, babasına benziyor.

Ele se parece com o pai.

Tom babasına benzer.

Tom é como o pai.

O, babasına benzer.

Ele é como o pai.

Tom babasına benziyor.

- Tom é parecido com o pai.
- O Tom se parece com o pai.

O çocuk babasına benziyor.

Essa criança se parece com o pai.

O, biraz babasına benzer.

Ele é um pouco como seu pai.

O, babasına çok benziyor.

Ele é muito parecido com o pai.

Bugünkü durumunu babasına borçludur.

O que ele é hoje ele deve ao seu pai.

O, babasına eşit değil.

Ele não é igual ao seu pai.

O, hasta babasına baktı.

Ela estava cuidando de seu pai doente.

O, babasına sorular sorar.

Ele faz perguntas ao pai.

Tom'un gözleri babasına benziyor.

Tom tem os olhos do pai.

Tom babasına hiç benzemiyor.

Tom não se parece nem um pouco com o pai.

O tam babasına benziyor.

Ele é igualzinho ao pai dele.

Bu çocuk babasına benziyor.

Esta criança parece com seu pai.

Tom babasına çok benziyor.

Tom se parece muito com o pai.

Eski Roma'da kadın bekarken babasına

À espera de sua mulher na Roma antiga

O, konuşma bakımından babasına benziyor.

Ele lembra o pai dele no modo de falar.

O, ölümüne kadar babasına baktı.

Ela cuidou do seu pai até a morte dele.

O tam olarak babasına benziyor.

Ele é exatamente como o pai.

Onun babasına benzediğini düşünüyor musun?

- Você acha que ele se parece com o pai?
- Você o acha parecido com o pai?

Anne-babasına bağımlı olmak istemiyor.

Ela não quer depender dos pais.

O babasına bir kravat verdi.

Ela deu uma gravata para o pai.

Tom'un anne babasına ne oldu?

O que aconteceu com os pais do Tom?

O hemen hemen babasına benziyor.

- Ele parece muito com o pai dele.
- Ele parece muito com o pai.

Şu çocuk babasına çok benziyor.

Esse menino é muito parecido com o pai.

Jane'nin babasına benzediğini düşünmüyor musun?

Você não acha que Jane se parece com o pai?

Tom başarısını anne-babasına borçlu.

O Tom deve o seu sucesso aos seus pais.

Tom babasına benziyor, değil mi?

O Tom é como o pai dele, não é?

Bob anne ve babasına nadiren yazar.

Bob raramente escreve para seus pais.

Tom babasına sinemaya gidip gidemeyeceğini sordu.

Tom perguntou ao pai se podia ir ao cinema.

O anne ve babasına yalan söylüyordu.

Ele mentiu a seus pais.

O anne ve babasına yalan söyledi.

Ela mentiu a seus pais.

O, anne ve babasına itaat etmez.

Ele não obedece aos pais.

O, babasına verdiği sözü yerine getiremedi.

Ele não pôde cumprir a promessa que fez ao pai dele.

Tom hâlâ anne ve babasına bağlıdır

Tom ainda depende dos pais.

Kendisine bir bisiklet alması için babasına yalvardı.

- Ele implorou a seu pai para comprar uma bicicleta para ele.
- Ele insistiu que seu pai lhe comprasse uma bicicleta.

Dan babasına yazması için Linda'yı teşvik etti.

Dan encorajou Linda a escrever para o pai dela.

O sık sık anne ve babasına yazar.

Ela escreve frequentemente aos pais.

Zamanı geldi deyip babasına rest çekip şirketten ayrılıyor

dizendo que é hora de descansar seu pai e deixar a empresa

John ayda bir kez anne ve babasına yazar.

John escreve aos seus pais uma vez ao mês.

- Tom'un babasının adı John'dur.
- Tom'un babasına John denilmektedir.

O pai de Tom se chama John.

O bir kitap aldı ve onu babasına verdi.

Ele comprou um livro e o deu ao pai.

- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.

- Tal pai, tal filho.
- Filho de peixe peixinho é.

- Tom babası gibi bir şey değil.
- Tom babasına benzemiyor.

Tom não é nada como seu pai.

Junko hâlâ yaşam giderleri için anne ve babasına bağlıdır.

Junko ainda depende de seus pais para bancá-la.

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.

- Ela prometeu ao pai que chegaria a tempo para almoçar.
- Ela prometeu ao pai que chegaria a tempo para o almoço.

- O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
- Kendisi maddi yönden anne-babasına bağımlı değil.

Ele é economicamente independente de seus pais.

- O onun kendi babasına yardım etmesini istedi.
- Ondan, babası için yardım istedi.

Ela queria que ele ajudasse o seu pai.

O, babasına yardımcı olmak için değil ama ondan ödünç para almak için gitti.

Ele foi não para ajudar seu pai mas para emprestar dinheiro dele.