Translation of "Ayakkabılarını" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Ayakkabılarını" in a sentence and their portuguese translations:

Ayakkabılarını çıkar.

- Tire os seus sapatos.
- Tire os teus sapatos.
- Tirem os sapatos de vocês.

Ayakkabılarını bağla.

Amarre seus cadarços.

O ayakkabılarını parlattı.

Ele lustrou seus sapatos.

Ayakkabılarını nerede bıraktın?

Onde você deixou os seus sapatos?

Tom ayakkabılarını bulamaz.

Tom não consegue encontrar seus sapatos.

Tom ayakkabılarını bağlayamıyor.

Tom não consegue amarrar os sapatos.

Tom ayakkabılarını giydi.

Tom colocou os sapatos.

Tom ayakkabılarını kaybetti.

Tom perdeu seus sapatos.

Tom ayakkabılarını çıkardı.

Tom tirou os sapatos.

Tom'un ayakkabılarını cilaladım.

Eu engraxei os sapatos de Tom.

Tom ayakkabılarını çıkarttı.

Tom tirou os sapatos.

Futbolcu ayakkabılarını bağlıyor.

O jogador de futebol está amarrando as chuteiras.

Tom ayakkabılarını çıkarmadı.

Tom não tirou os sapatos.

- Ayakkabılarını temizledin, değil mi?
- Ayakkabılarını sildin değil mi?

Você limpou seus sapatos, não limpou?

Tom John'un ayakkabılarını giyiyor.

Tom está usando os sapatos de John.

Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.

- Você deveria polir seus sapatos antes de ir para a festa.
- Você deveria polir os seus sapatos antes de ir para a festa.

Benim çocuklarım ayakkabılarını çabucak eskitiyorlar.

Os meus filhos gastam depressa os seus sapatos.

Onun, ayakkabılarını çıkarmasına izin vermeyin.

Não deixe que ele tire seus sapatos.

Tom herkesten ayakkabılarını çıkarmalarını istedi.

Tom pediu a todos que tirassem os sapatos.

Tom ayakkabılarını nasıl bağlayacağını bilmiyor.

O Tom não sabe amarrar os sapatos.

Tom ayakkabılarını bağlamak için eğildi.

Tom inclinou-se para amarrar os sapatos.

Japonlar eve girerken ayakkabılarını çıkarırlar.

Os japoneses tiram os sapatos quando entram em uma casa.

Ayakkabılarını nasıl bağlayacağını biliyor musun?

Você sabe como amarrar os cadarços?

Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.

Ela tirou seus sapatos velhos e colocou os novos.

O, onlara ayakkabılarını çıkarmalarını söyledi.

- Ela pediu que retirassem os sapatos.
- Ela pediu a eles que tirassem os sapatos.

Japonlar bir eve girdiklerinde ayakkabılarını çıkarırlar.

Os japoneses tiram os sapatos quando entram numa casa.

O, eve girmeden önce ayakkabılarını kazıyarak temizledi.

Ela bateu os sapatos antes de entrar na casa.

Lütfen ayakkabılarını çıkardığında onları ayakkabı kutusuna koy.

Por gentileza, coloque os seus sapatos na caixa quando retirá-los.

Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.

Minha irmã lava os sapatos dela todos os domingos.

Japonya'da insanlar bir eve girdikleri zaman ayakkabılarını çıkarırlar.

No Japão as pessoas tiram os sapatos quando entram em uma casa.

Ayrılmadan önce ayakkabılarını temizlemeyi unutmayacağını nasıl ümit ederim?

Que não se esqueça de limpar os sapatos antes de sair de casa!

Ayakkabılarını cilaladıktan sonra, Tom dişlerini fırçaladı ve saçını taradı.

Depois de engraxar os sapatos, o Tom lavou os dentes e penteou-se.

Tom her zaman onları alıştırmak için yeni ayakkabılarını evde giyer.

Tom sempre usa primeiro em casa os sapatos novos, para amaciá-los.

Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.

No Japão, costuma-se pedir às visitas que tirem os sapatos antes de entrar em uma casa.