Translation of "Ailesi" in Portuguese

0.032 sec.

Examples of using "Ailesi" in a sentence and their portuguese translations:

Tom'un ailesi eksantrik.

A família do Tom é excêntrica.

Onun ailesi öfkeliydi.

Os seus pais estavam furiosos.

Ailesi onu korudu.

A família dela a protegia.

Tom'un ailesi yoktu.

Tom não tinha família.

Onun ailesi nerede?

Onde está a sua família?

Tom'un ailesi fakirdir.

A família de Tom é pobre.

Tom'un ailesi parçalandı.

A família de Tom foi separada.

O, Tom'un ailesi.

- É a família de Tom.
- Essa é a família do Tom.

Tom'un ailesi Avustralya'da.

A família de Tom está na Austrália.

Onun ailesi büyüktür.

- A família dele é grande.
- A família dele é numerosa.

Tom'un ailesi zengindir.

A família de Tom é rica.

Tom'un ailesi Boston'dadır.

A família de Tom está em Boston.

Marie'nin ailesi zengin.

Os pais de Marie são ricos.

- Onun ailesi çok geniştir.
- Onun ailesi çok büyük.

Sua família é muito grande.

Onun bütün ailesi öyledir.

A família inteira é assim.

Ailesi çocuğu okuldan aldı.

Os pais fizeram o menino abandonar a escola.

Smith ailesi bizim komşumuzdur.

Os Smith são vizinhos nossos.

Ailesi ondan nefret ediyor.

- Seus pais o odeiam.
- Os pais dela o odeiam.

Onun ailesi beni sevdi.

A família dele me adorava.

Onun ailesi Brezilya'ya taşındı.

A família dela mudou-se para o Brasil.

Tom'un bir ailesi var.

Tom tem uma família.

O ailesi ile birlikte.

Ele está com os pais.

Ailesi onun onayına inanıyordu.

Os seus pais acreditavam na sua aprovação.

Tom'un bir ailesi yok.

- Tom não tem uma família.
- Tom não tem família.

Tom'un ailesi de oradaydı.

A família de Tom também estava lá.

Tom'un ailesi şimdi nerede?

Onde está a família do Tom agora?

Tom'un ailesi Boston'da yaşıyor.

A família do Tom mora em Boston.

Tom'un ailesi çok sıkıydı.

Os pais de Tom eram muito rígidos.

Van Horn ailesi zengindi.

A família Van Horn era rica.

Onların bir ailesi var.

Eles têm família.

Ormanda yaşayan bir fil ailesi.

Uma família de elefantes da floresta.

Ana ailesi ile birlikte camide.

Ana está na mesquita com seus pais.

Kraliyet ailesi İmparatorluk Sarayı'nda yaşıyor.

A família real mora no palácio imperial.

Arkadaşımın büyük bir ailesi var.

Meu amigo tem uma família grande.

Onun ailesi tamamen çok iyidir.

- Toda a sua família está muito bem.
- Sua família está muito bem.

Ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Ele não sabe nada sobre sua família.

Onun şefkatli bir ailesi var.

Ela tem uma família amável.

O, ailesi ile birlikte yaşıyor.

Ele mora com os pais.

Kraliyet ailesi kraliyet evinde yaşar.

A família real mora na Casa Real.

Ailesi için yemek pişirmeyi sever.

Ela gosta de cozinhar para a família.

Tom'un artık bir ailesi var.

Tom tem uma família agora.

Onun büyük bir ailesi vardır.

Ele tem uma família grande.

Tom'un büyük bir ailesi var.

Tom tem uma família grande.

Tom'un ailesi çok büyük değil.

A família de Tom não é muito grande.

Tom artık ailesi ile yaşamıyor.

Tom não mora mais com os pais.

Komutan Joki'nin bir ailesi var.

O comandante Joki tem família.

Onların ailesi bizimkinden daha yaşlı.

Seus pais são mais velhos que os nossos.

Tom ve ailesi Boston'da yaşıyor.

Tom e a família moram em Boston.

Tom hâlâ ailesi ile yaşıyor.

- O Tom ainda mora com os pais.
- Tom ainda mora com os pais.

Tom'un ailesi tamamen çılgına dönmüştü.

Os pais do Tom ficaram totalmente apavorados.

Ailesi on yedinci yüzyıla kadar dayanıyor.

A família dele remonta ao século XVII.

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

O rei e sua família vivem no palácio real.

O, ailesi için yemek pişirmeyi sever.

Ele gosta de cozinhar para a família.

Tom ve ailesi Avustralya'ya göç ettiler.

Tom e sua família emigraram para a Austrália.

Onun ailesi beni yemeğe davet etti.

- Os pais dele me convidaram para o jantar.
- Os pais dela me convidaram para o jantar.

Ailesi için yemek pişirmekten keyif alır.

Ele adora cozinhar para sua família.

Tom Mary'ye ailesi hakkında soru sordu.

O Tom perguntou à Mary sobre sua família.

Tom ve ailesi depremde hayatta kaldılar.

Tom e sua família sobreviveram ao terremoto.

O ailesi için kariyerini feda etti.

Ela sacrificou a carreira pela família.

Tom'un ailesi o zaman Boston'da yaşıyordu.

A família do Tom morava em Boston naquela época.

Mary ailesi ile sürekli kavga eder.

- Mary briga constantemente com os pais dela.
- Mary briga constantemente com seus pais.

Tom'un ailesi büyük bir evde yaşıyor.

Os pais do Tom moram em uma casa grande.

Tom'un destek veren bir ailesi var.

Tom tem uma família solidária.

...bir gece maymunu ailesi daha yeni uyanıyor.

Uma família de macacos-noturnos está a acordar.

- Onun ailesi çiftçiydi.
- Onun anne-babası çiftçiydi.

Os pais dele eram agricultores.

Tom'un ailesi hakkında bir şey biliyor musun?

Você sabe alguma coisa sobre a família de Tom?

Onun ailesi Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.

Sua família emigrou para os Estados Unidos.

Tom'un ailesi o eve döndüğü için mutlu.

A familia de Tom está feliz que ele voltou para casa.

Onun ailesi hakkında bir şey biliyor musun?

Você sabe alguma coisa de sua família?

Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.

Sua família imigrou da sua pátria mãe para o Brasil há 40 anos atrás.

Ameliyatı yapan doktor şimdi Tom'un ailesi ile konuşuyor.

O médico que fez a cirurgia está falando com a família de Tom agora.

16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.

Um grupo de 16 lontras. É a maior família que vive aqui.

O, genç olduğu için bakacak büyük bir ailesi vardı.

Apesar de ser jovem, ele tem uma grande família para sustentar.

Tom her zaman akşam yemeğini ailesi ile birlikte yer.

Tom sempre janta com a família.

Tom'un ailesi sık sık ayın sonuna yakın yiyeceklerini tüketir.

A família de Tom, geralmente, fica sem comida perto do fim do mês.

Tom ve ailesi bu haftanın başlarında 20 baş sığır sattı.

Tom e sua família venderam 20 cabeças de gado no começo dessa semana.

- Tom aile için kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Tom ailesi için kahvaltı hazırlamakla meşgul.

Tom está ocupado fazendo o café da manhã para a familia.

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

A temperatura de 22 oC é suportável. Esta família de elefantes tem de encontrar água potável antes de o Sol voltar.

Sulla düşmanlarını öldürmeye başladı ve Sezar onun öldüreceği insanların listesindeydi. Sezar'ın annesinin ailesi onun hayatı için yalvardı ve Sulla isteksizce onu bağışladı. Sonra Sezar Roma ordusuna katıldı ve Sulla'nın ölümünden sonra döndü.

Sila começou a matar seus inimigos, e César estava na lista daqueles que deveriam ser eliminados. A família da mãe de César implorou pela vida dele e Sila, relutantemente, o poupou. Então César alistou-se no exército romano, só retornando após a morte de Sila.