Translation of "şeylerin" in Korean

Alıştığımız bir şeylerin peşine düşeriz.

우린 익숙한 뭔가를 찾죠.

Bir şeylerin farklı olabileceğine inanın.

달라질 수 있을 겁니다.

Bazı şeylerin gitmesine izin verin.

이런 것들을 놓아버리세요.

Arasında bir şeylerin kızışıp kızışmadığını soruyor.

특허법 개선을 위해 노력하는 변호사 딸 사이에 말이죠.

Ve değişmesi gereken şeylerin birer işareti konumundalar.

바뀌어야 할 필요가 있다는 신호를 보내고 있어요.

Bu bir yargı ve önemsediğimiz şeylerin karışımı

우리가 가진 기술과 판단이 어우러지죠.

Yapmak istemediğim bütün şeylerin listesini yapmaya başladım.

대신 전 제가 더이상 하기 싫은 일들로 리스트를 만들기 시작했죠.

Bu şeylerin arasından geçmeye çalışırsanız sizi paramparça eder.

이 풀밭을 헤치고 나아가려고 했다가는 너덜너덜해질 겁니다

Tüm gerçekliğin o minicik şeylerin titreşiminden yayıldığı fikri...

모든 현실은 작은 입자들이 진동함으로써 발생한다는 것인데

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

제가 정글을 겪어보니 조그만 것들이 가장 위험할 때가 많더군요

Sonra onlar da bu reklamları izlemeyi sevdiğiniz şeylerin önüne koymak için ödeme yaparlar.

그런 다음 그 광고들을 당신이 보고 싶은 것 앞에 배치합니다.