Translation of "Uzay" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Uzay" in a sentence and their japanese translations:

Uzay mühendisliğini kullanarak

僕たちは 宇宙開発ができて

Uzay seferlerinin öncüleriydiler.

彼らは宇宙飛行の先駆者だった。

Uzay mekikleri bir uzay istasyonuna gitmek için tasarlanmıştır.

そのスペースシャトルは、宇宙ステーションに行くために設計された。

Uzay aracına geri dönersek

ISSに話を戻しますが

Kozmonotlar uzay giysileri giyerler.

コスモノートは宇宙服を着ています。

Astronotlar uzay kıyafetleri giyerler.

宇宙飛行士は宇宙服を着ています。

Amerika uzay teknolojisinde ilerdedir.

アメリカは宇宙技術において進んでいる。

Onların uzay aracı olduğunu çıkaramıyoruz.

私達はそれらが宇宙船だと 単純に推察することはできません

Uzay seyahatinin imkansız olduğu düşünülürdü.

宇宙旅行は不可能だと考えられていた。

Uzay aracı yakında aya ulaşacak.

宇宙船は間もなく月に到着するだろう。

Uzay gemisine "Discovery" adını koydular.

彼らはその宇宙船を「ディスカバリー号」と名付けた。

Model uzay gemileri yapmak ilginçtir.

模型の宇宙船を作るのは面白い。

Uzay çocuğu ülkeyi tehlikeden korudu.

鉄腕アトムが国を危険から守った。

Benim için uzay mühendisliği sadece araç.

僕にとって 宇宙開発は 僕の 手段にすぎません

Gezegenimiz olan Uzay Gemisi-Dünya dahil.

それは「宇宙船地球号」も同じです

Uzay aynı zamanda eğitim araştırma, astronomi

また 宇宙は限りないインスピレーションの 源泉になっています

Ders alan NASA, Apollo uzay aracını

アポロ1号の火災を引き起こした失敗から学び、NASAはアポロ

Uzay yolculuğu artık bir hayal değil.

宇宙旅行はもはや夢ではない。

Uzay gemisi mükemmel bir iniş yaptı.

宇宙船は完ぺきな着陸をした。

Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak

その文明は この銀河系にある 全ての惑星系を訪れるため

Bu, Paris'in ortasına inen bir uzay aracıydı.

これはまるで パリの中心地に着陸した宇宙船でした

Buna karşı Ruslar, Mir Uzay İstasyonu'nu geliştirmişlerdi.

ロシアはミール宇宙ステーションを 持ってきました

Peki uzay orada ve biz ona tırmanacağız.

十分なスペースがあり、それを登ります。

Apollo 8'in mürettebatı, uzay araçları arızalanırsa

アポロ8号の乗組員は、 宇宙船が故障した 場合に救助の見込みがなく、自宅から240,000マイルを移動

Bir uzay gemisinden bakıldığında dünya mavi görünür.

宇宙船からながめると、地球は青く見える。

Uzay mekiğinin patlaması benim hafızamda hala tazedir.

スペースシャトルの爆発はまだ私の記憶に新しい。

Bilim ve uzay bilgilerini artırarak gelişimlerini ilerletmekle meşguller.

独自の開発を促進する活動に 携わっています

Görevleri, yeni Apollo uzay aracını baştan aşağı sallamaktı.

彼らの使命は、新しいアポロ宇宙船に徹底的なシェイクダウンを与えることでした。

Astronot uzay mekiğinde birçok deneyler yapmak zorunda kaldı.

その宇宙飛行士は、スペースシャトルの中でたくさんの実験をしなければならなかった。

Apollo programı uzay hakkındaki bilgimizi büyük ölçüde ilerletti.

アポロ計画は宇宙に関する我々の知識を大いに増した。

Ve müteahhitleri karmaşık Apollo uzay aracının tasarımını aceleye getirdi.

とその請負業者は複雑なアポロ宇宙船の設計を急いでいました。

çevre sistemindeki su tesisatı sorunları ve uzay aracını dolduran

、宇宙船 を 埋め尽くした 20マイルの電気配線の短絡に

Uçuş kontrol ekiplerinden oluşan ekipler, uzay aracının yörüngesini ve

フライトコントローラーのチームは24時間体制で運用され、宇宙船の軌道と

Her saati çalıştı . Uzay aracına yapılan tüm sesli iletişimler

宇宙船へのすべての音声通信は、カプセルコミュニケーターまたは 「カプコン」を

Yakın gelecekte uzay yolculuğu artık sadece bir hayal olmayacak.

近い将来宇宙旅行も夢ではない。

Gelişmiş tıbbi teknoloji, uzay programının yan ürünlerinden biri oldu.

改良された医療技術は、宇宙開発計画の副産物として派生したものの一つである。

Bir uzay gemisinde aya yolculuk artık bir rüya değil.

宇宙船による月旅行はもはや夢ではない。

Sovyet uzay programını geçmesi durumunda daha cesur bir göreve ihtiyacı

がソビエト宇宙計画を追い抜くには、より大胆な使命が必要である

NASA, ay görevi için bir uzay aracı tasarlamaya başlamadan önce,

NASAが月面ミッション用の宇宙船の設計を開始する前に、NASAは

, Dünya'dan Ay'a tek bir uzay aracı gönderip tekrar geri göndermekti.

は、単一の宇宙船を地球から月に送り、再び戻すことでした。

Bir değil iki uzay aracı bir araya gelerek Ay'a gidecekti.

1つではなく2つの宇宙船が一緒に月に移動します。

İkinci uzay aracı, ay gezi modülü veya 'lem' - aya inecekti.

2番目の宇宙船である月着陸船または「レム」は月に着陸します。

Project Mercury ve Project Gemini'nin uzay uçuşları Apollo'nun yolunu açtı.

プロジェクトマーキュリーとプロジェクトジェミニの宇宙飛行は、アポロへの道を開いた。

Saniyeler içinde, uzay aracı bir çöp yakma fırını haline geldi.

数秒以内に、宇宙船は焼却炉になりました。

NASA'ya 1960 yılında Marshall Uzay Uçuş Merkezi'nin ilk yöneticisi olarak katıldı.

彼は1960年にマーシャル宇宙飛行センターの最初のディレクターとしてNASAに加わりました。

Uzay aracının ağır, çok parçalı ambarının tasarımı kaçmayı imkansız hale getirdi.

宇宙船の重いマルチピースハッチの設計は、脱出を不可能にしました。

Uzay uçuşunun riskleri NASA'da iyi anlaşılmıştı, ancak Grissom, White ve Chaffee

宇宙飛行のリスクはNASAでよく理解されていましたが、Grissom、White、Chaffeeは

Schirra ve ekibi, Apollo uzay aracını ilk kez adım adım ilerledi.

シラーと彼の乗組員は、初めてアポロ宇宙船をそのペースに乗せました。

Uzay teleskobu bize evreni tanımada öncesinden çok daha fazla yardım edecek.

その宇宙望遠鏡によって、我々はもっとよく宇宙を知ることができるだろう。

NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.

米航空宇宙局によれば、ガリレオ搭載のものと類似した発電機を搭載して行った宇宙飛行22回のうち、3回の飛行で事故が発生したとのことです。

Kennedy'nin kongrede konuştuğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri sadece on beş dakikalık uzay uçuşu

ケネディが議会で演説したとき、米国はわずか15分の有人宇宙飛行の 経験

. Ama yine de Ay'ın yüzeyine böylesine büyük bir uzay aracını indirme problemi vardı

この問題を解決したいと考えて いました。

İkinci ve üçüncü aşamalar uzay aracını Dünya yörüngesine ve daha sonra Ay'a taşıdı.

第2段階と第3段階では、宇宙船を地球軌道に運び、さらに月に運びました。

Ağırlıktaki büyük tasarruf, bu uzay aracının daha küçük bir roket üzerinde fırlatılabileceği anlamına geliyordu.

大幅な軽量化により、この宇宙船は1つの小さなロケットで打ち上げることができました。

Ancak yolculuk için gerekli tüm malzemeleri, ekipmanı ve yakıtı taşıyacak kadar büyük bir uzay aracının

しかし、 旅に 必要なすべての物資、設備、燃料を運ぶのに十分な大きさの宇宙船は、宇宙

Uzaya fırlatılması için inanılmaz derecede büyük bir rokete ihtiyacı olacaktır. Von Braun, uzay aracını parçalar halinde

に打ち上げるために信じられないほど巨大なロケットを必要とします。 フォンブラウンは、 小さなロケットに

İki uzay aracını kenetlemek ve çıkarmak için NASA'nın yeni pilotlama teknikleri icat etmesi ve bunları kusursuz bir şekilde

2つの宇宙船をドッキングおよびドッキング解除するには、NASAは新しい水先案内技術を発明し、

Iki adam rekor kıran ve meşakkatli bir şekilde 14 gün boyunca küçük bir uzay aracında Dünya'nın etrafında döndüler.

、2人の男性は、小さな宇宙船で地球を周回する14日間、記録破りの厳しい時間を過ごしました。

Uzay tozu çok tehlikeli gelmeyebilir ama minik bir nesne bile bir mermiden birkaç kez daha hızlı hareket ettiğinde yaralanmaya neden olabilir.

宇宙塵はあまり危険そうに思えないかもしれないが、ごく小さな粒であっても、銃弾の何倍もの速度で飛んでくるので、怪我をしかねない。