Translation of "Kışın" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Kışın" in a sentence and their japanese translations:

Kışın başlangıcı.

‎冬の始まり

...kışın başları.

‎冬の訪れと共に

Kışın tanıştık.

ある冬の日、彼女と出会った。

Svalbard'da kışın sonları.

‎晩冬のスヴァールバル諸島

Kışın palto giyerim.

冬にはコートを羽織ります。

Çilekler kışın pahalıdır.

- イチゴは冬は高値だ。
- 冬のイチゴは高いんだ。

- Birçok ağaç kışın çıplaktır.
- Birçok ağaç kışın yapraksızdır.

多くの木は冬になると葉がなくなる。

Kışın hava erken kararır.

冬の日は速く暮れる。

Kışın çok kar var.

冬には雪が多いんですよ。

Kışın hâlâ kuşkonmaz alabilirsiniz.

冬でもなおアスパラガスが食べられる。

Güneş kışın erken batar.

太陽は冬には早く沈む。

Kışın iki yorganla uyurum.

冬の時に掛け布団二枚使って寝るものです。

Ben kışın ona rastladım.

ある冬の日、彼女と出会った。

Kışın, günler daha kısadır.

冬の日は速く暮れる。

Kışın sık sık üşütürüm.

私は冬によく風邪をひきます。

Kışın bir palto giyerim.

- 冬にはコートを羽織ります。
- 冬にはコートを着るんだよ。

Kuşlar kışın güneye uçarlar.

鳥は冬になると南へ飛んでいきます。

Kışın bir monttan vazgeçemem.

私は冬にコートなしではやっていけない。

Kışın kayak yapmaya giderdim.

私はよく冬にスキーにいったものだ。

Kışın çok karımız vardır.

冬には雪が多いんですよ。

- Kışın her zaman nezle olurum.
- Kışın her zaman soğuk alıyorum.

私はいつも冬に風邪をひく。

- Kışın burada çok kar olur.
- Kışın burada çok kar alırız.

- 当地では冬はたくさん雪が降る。
- この地方では冬になると雪が多い。

- Kışın sık sık nezle oluyorum.
- Kışın sık sık soğuk alıyorum.

私は冬によく風邪をひきます。

- Kışın ben her zaman grip oluyorum.
- Kışın her zaman nezleye yakalanırım.

私はいつも冬に風邪をひく。

Gökyüzü kışın puslu bir gölgesi.

空はどんよりとした冬の陰にかすんでいる。

Kışın yemek odasını sıcak tuttu.

彼女は冬に食堂を暖かくしておいた。

O kışın bitmesini epeydir özledi.

彼は冬が終わるのを待ち焦がれていた。

Çiftçiler kışın da sıkı çalışır.

農夫は冬も一生懸命働いているのだよ。

Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.

冬は新鮮な野菜は高値である。

Kışın buraya nadiren kar yağar.

冬ここではめったに雪が降りません。

Çoğu ağaç kışın yapraklarını kaybeder.

多くの木は冬になると葉がなくなる。

Güneş kışın daha erken batar.

- 太陽は冬には早く沈む。
- 冬には早く日が沈みます。

Kışın çok kar yağar mı?

冬に雪がたくさん降りますか。

Kışın çok kar alır mısınız?

冬に雪がたくさん降りますか。

Fuji Dağı kışın karla kaplıdır.

富士山は冬には雪でおおわれます。

Ben kışın kayak yapmaya giderdim.

- 私はよく冬にスキーに出かけたものだった。
- 私はよく冬にスキーにいったものだ。

Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.

鳥は冬になると南へ飛んでいきます。

Kışın burada çok karımız var.

- 当地では冬はたくさん雪が降る。
- この地方では冬になると雪が多い。

Genç bitkiler kışın saksıya dikilir.

冬の間は苗を鉢植えにする。

Kışın burada nadiren kar yağar.

- 冬ここではめったに雪が降りません。
- ここは冬でも滅多に雪は降らないのよ。

Kışın burada çok kar olur.

当地では冬はたくさん雪が降る。

Çilek kışın yüksek fiyata satılıyor.

イチゴは冬は高値だ。

Kışın sık sık yangın yaşarız.

冬は火事が多い。

- Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.
- Kışın sık sık kayak yapmaya giderdim.

- 私はよく冬にスキーに出かけたものだった。
- 私はよく冬にスキーにいったものだ。
- 前は冬になると、しょっちゅうスキーに行ってたんだ。

Burada kışın bile çok karımız olmaz.

- 当地では冬でもほとんど雪が降らない。
- 冬でもここは雪があまり降らないんです。

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

冬あの山に登るのは狂気のさただ。

Üç yıl önce kışın onunla tanıştım.

- 三年前の冬、彼女と出会った。
- 三年前の冬、彼女に出会った。

Birkaç yıl önce kışın ona rastladım.

- 何年か前の冬、彼女と出会った。
- 何年か前の冬、彼女に出会った。

Kışın bile burada az kar bulunur.

当地では冬でもほとんど雪が降らない。

Kışın burada neredeyse hiç kar yağmaz.

冬ここではめったに雪が降りません。

Kışın sık sık kayak yapmaya gittik.

- 私達は冬にしばしばスキーにいった。
- 冬、僕らはよくスキーに出かけた。

Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.

冬にはよくスキーに行きました。

Kışın böyle yüksek bir dağa tırmanmamalısın.

冬にはそんな高い山に登らないほうがよい。

Kışın böyle yüksek dağlara tırmanmasan iyi olur.

冬にはそんな高い山に登らないほうがよい。

Onlar her zaman kışın kayak yapmaya gider.

彼らは冬にはいつもスキーに行く。

O, kışın Fuji Dağına tırmanan ilk adamdı.

彼は冬に富士山に登った最初の人でした。

O, kışın Fuji Dağına tırmanan ilk insandı.

彼は冬に富士山に登った最初の人でした。

Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.

彼らは冬にはいつもスキーに行く。

İngiltere'de çimlerin kışın bile yeşil olduğunu duydum.

イギリスでは冬でも芝生が緑だそうですね。

Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.

これらの鳥は冬には北アフリカに渡る。

Kışın gelmesi ile, dağlar yakında karla kaplı olacaktır.

冬が近づいてきたので、山々はまもなく雪に覆われるだろう。

İsviçre demişken, İsviçre'ye hiç kışın gitmişliğin var mı?

スイスといえば、冬にスイスにいったことがありますか。

Kışın öyle yüksek bir dağa tırmanmasaydın iyi olurdu.

冬にはそんな高い山に登らないほうがよい。

Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar olur.

ノルウェーやフィンランドのような国では冬には雪が多い。

Kışın evimize yakın küçük bir tepede kızakla kaymayı seviyorum.

冬に家のそばの小さな丘を滑り降りるのが好きです。

Babam kışın bile saat altıda kalkmayı kural haline getirir.

父は冬でも6時に起きることにしている。

Norveç veya Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar vardır.

ノルウェーやフィンランドのような国では冬には雪が多い。

- Önceden gerekli tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanmamam gerektiğini biliyorum.
- Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.

私は前もって十分な準備もせずに冬山に登るようなばかではない。

Kışın ortaları geldiğinde, ölüme yakın bu hâlde haftalarca hayatta kalabilir.

‎真冬には数週間も ‎この仮死状態でいることも

Japonya'nın kuzeyinde yaşayan insanlar kışın karda kayak yapmanın tadını çıkarır.

日本の北国に住む人々は、降雪を利用して冬にはスキーを楽しむ。

Benim odam güneye baktığı için, kışın bile çok soğuk değil.

私の部屋は南向きなので、冬でもそんなに寒くない。

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

私は前もって十分な準備もせずに冬山に登るようなばかではない。

Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.

昔は冬にスケートをしに行ったものだが、今では歳を取り過ぎた。

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.

当地の気候はきわめて温暖で、冬でもめったに雪は降りません。

- Birkaç yıl önce sonbaharda onunla tanıştım.
- Birkaç yıl önce kışın onunla tanıştım.

- 何年か前の冬、彼女と出会った。
- 何年か前の冬、彼女に出会った。

21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez.

冬のまっただなかの21ヶ月前に始まったことはこの秋の夜に終わったはずがない。

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

‎冬の寒さに適応することで‎― ‎北部の長い夜に ‎君臨することができる

- Kış mevsiminde çok sayıda yangın olur.
- Kışın çok yangın çıkar.
- Kış aylarında çok sayıda yangın meydana gelir.
- Kış mevsiminde çok yangın olur.

冬は火事が多い。