Translation of "Japonya'nın" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Japonya'nın" in a sentence and their japanese translations:

- Tokyo, Japonya'nın başkentidir.
- Tokyo Japonya'nın başkentidir.

東京は日本の首都です。

Japonya'nın iklimi ılımandır.

- 日本の気候は穏やかである。
- 日本は気候が穏やかである。

Japonya'nın nüfusu nedir.

日本の人口は何人ですか。

O, Japonya'nın Edison'udur.

彼はまさしく日本のエジソンだ。

Japonya'nın başkenti Tokyo'dur.

日本の首都は東京である。

Tokyo Japonya'nın başkentidir.

東京は日本の首都です。

Ada Japonya'nın güneyine doğrudur.

その島は日本の南のほうにある。

Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.

日本の米の消費は減少している。

Japonya'nın ordusu çok güçlüydü.

日本の軍隊は非常に強力だった。

Japonya'nın iklimi İngiltere'ninkine benzemiyor.

日本の気候はイングランドの気候と似ていない。

Kyoto Japonya'nın eski başkentidir.

京都は日本の古都だ。

Kyoto, Japonya'nın eski başkentiydi.

京都は以前日本の首都でした。

Bu teori Japonya'nın gerçeğidir.

この理論は日本にあてはまる。

- Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.

その島は日本の西方にある。

Kasaba Japonya'nın en uç kuzeyindedir.

その町は日本の最北端に位置する。

Japonya'nın iklimi Çin'inki kadar sıcak.

日本の天候は、中国の天候と同じくらい暖かい。

Japonya'nın nüfusu Kanada'nınkinden daha büyüktür.

日本の人口はカナダよりも多い。

Japonya'nın pirinç piyasası ithalata kapalıdır.

日本の米市場は輸入に対し閉ざされている。

Japonya'nın iklimi Hindistan'ınkinden daha ılımandır.

日本の気候はインドのそれよりも温和である。

Japonya'nın nüfusu yaklaşık 120 milyondur.

日本の人口は約1億2000万人です。

Japonya'nın nüfusu Amerika'dan daha azdır.

日本の人口はアメリカよりも少ない。

Japonya'nın nüfusu Britanya'nınkinden daha büyüktür.

- 日本人の人口は英国の人口より多い。
- 日本の人口はイギリスよりも多い。

O, geçen yıl Japonya'nın dışındaydı.

彼女は去年日本を離れていた。

Japonya'nın en uzun nehri hangisidir?

日本で一番長い川は何ですか。

- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
- Japonya'nın kendine özgü birçok özelliği vardır.

日本には多くのはっきりとした特色がある。

Yokohama, Japonya'nın en büyük ikinci şehridir.

横浜は日本で二番目に大きい都市である。

Yeni ulus, Japonya'nın ekonomik etkisi altında.

その新しい国は日本の経済的影響を受けている。

Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.

その銀行の支店は日本全国に散らばっている。

Fuji dağı Japonya'nın en ünlü dağıdır.

- 富士山は日本でもっとも有名な山です。
- 富士山は日本で一番有名な山です。

Japonya'nın Kanada ile çok ticareti var.

日本はカナダと大量の貿易をしている。

Japonya'nın gelecek için beklentileri kasvetli görünüyor.

日本の将来の見込みは暗いように思われる。

Japonya'nın nüfusu Avustralya'dan çok daha büyüktür.

日本の人口はオーストラリアよりもずっと多い。

Japonya'nın nüfusu Çin'in sekizde biri kadardır.

日本の人口は中国の人口の8分の1だ。

Japonya'nın bir sürü güzel dağları var.

日本はたくさんの美しい山々がありますね。

Hokkaido Japonya'nın kuzey kesiminde yer almaktadır.

- 北海道は日本の北部にあります。
- 北海道は日本の北に位置しています。

Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.

大阪は日本で2番目の大都市です。

Bu Japonya'nın ikinci en uzun nehri.

これは日本で2番目に長い川だ。

Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.

日本のこの地方にもやっと春が来ました。

Japonya'nın Çin ile diplomatik ilişkileri vardır.

日本は中国と外交関係がある。

Japonya'nın nüfusu Yeni Zelanda'dan daha büyüktür.

日本の人口は、ニュージーランドのそれより多い。

Naginata, Japonya'nın geleneksel dövüş sanatlarından biridir.

薙刀は日本の伝統的な武道の一つだ。

Japonya'nın eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

日本の教育制度についてどう思いますか。

Japonya'nın dünyanın en zengin ülkesi olduğu söyleniyor.

現在、日本は世界で最も豊かな国だと言われている。

Bu ülke Japonya'nın yaklaşık iki katı kadar.

その国は日本の約2倍の広さです。

Güçlü yen Japonya'nın ihracat endüstrisinin aleyhine davranmaktadır.

円高は日本の輸出産業に逆効果になっている。

Meksika Japonya'nın yarısı kadar çok insana sahiptir.

メキシコの人口は日本の人口の半分です。

Bu gelenek Japonya'nın bazı bölgelerinde hala uygulanmaktadır.

その習慣は今なお日本の所々で行われている。

Müzisyen Japonya'nın yanı sıra yurtdışında da ünlüdür.

その音楽家は、日本だけでなく外国でも有名だ。

O kendini Japonya'nın bir Edison'ı olarak adlandırdı.

彼は自らを日本のエジソンと称した。

Oomoto, Japonya'nın yeni dinleri arasında yer alabilir.

大本教は日本の新興宗教の一つに数えられる。

Teksas neredeyse Japonya'nın iki katı kadar büyüktür.

- テキサスは日本のほぼ二倍ある。
- テキサスは日本のほぼ2倍の広さがある。

Japonya'nın geleceğinden daha çok senin hakkında endişeleniyorum.

日本の将来より、君が気になる。

Japonya'nın kırsal manzarasının büyük ölçüde değiştiği söylenir.

日本の農村風景は大きく変わったといわれています。

Kiso Nehrine sık sık Japonya'nın Ren'i denir.

木曽川はしばしば日本のライン川と呼ばれている。

1853'te Perry Japonya'nın kapıyı Amerika'ya açmasını istedi.

1853年、ペリーは、日本にアメリカへの門戸を開くように要求した。

O, Japonya'nın içişleri hakkında iyi bir bilgiye sahip.

彼は日本の内部の事情をよく知っている。

Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.

日本の主要な島は、北海道、四国、本州、九州です。

Japonya'nın tükettiği petrolün% 70'ini Orta Doğu'ya bağlı.

日本は消費する石油の70%を中東に依存している。

Japonya'nın illerinden biri olan Şizuoka, Pasifik Okyanusuna bakar.

静岡県は、太平洋に面する、日本の県の一つ。

Birkaç yıl önce Japonya'nın denizaşırı birlikler göndermesi akılalmaz olurdu.

数年前だったら、日本が海外へ軍隊を派遣することは思いもよらないことだっただろう。

Bazı insanlar Japonya'nın her şeyde 1 numara olduğuna inanıyor.

一部の人々は日本がすべて一番だと思っている。

Japonya'nın ihracatı 1998'de ithalatını 77.8 milyar dolar aştı.

1998年日本の輸出が輸入を778億ドル上回った。

Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

日本の海外援助は、1つには国内の経済の減速によって減りつつある。

Japonya'nın en büyük kenti olan Tokyo 24 saat uyanıktır.

- 東京は日本でいちばん大きい都市であるが、24時間目覚めている。
- 東京は、日本一大きい都市だが、24時間目覚めている。

O, dağcılıktan hoşlanır ve Japonya'nın dağlarını oldukça iyi bilir.

彼は山登りが好きで、日本の山に精通している。

Çin'in çölünde Japonya'nın tamamında bulunandan daha çok insan var.

中国の砂漠は日本より多くの人間を養っている。

Çok sayıda volkan bulunduğundan dolayı, Japonya'nın depremler tarafından vurulması kolaydır.

多くの火山があるので、日本は地震を受けやすい。

Japonya'nın kuzeyinde yaşayan insanlar kışın karda kayak yapmanın tadını çıkarır.

日本の北国に住む人々は、降雪を利用して冬にはスキーを楽しむ。

Japonya'nın tüm dünyadaki ihracatı, 1998'de 314 milyar doları aştı.

日本の1998年の全世界向け輸出は3140億ドルを超えた。

- Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.
- Üniversitede Japonya tarihi okumak istiyorum.

- 私は大学で日本の歴史について勉強したい。
- 大学では日本史を勉強したいと思っています。

İngiltere ve Japonya'nın politik sistemlerinin ortak bir sürü şeyi var.

イギリスと日本とは、政治の仕組みにかなり共通点がある。

- Japonya'nın ne kadar küçük olduğunu Avustralya'yı ziyaret edinceye kadar fark etmedim.
- Avustralya'ya gidene kadar Japonya'nın aslında ne kadar küçük olduğunu fark etmemiştim.

オーストラリアへ行って初めて、日本はなんと小さい国かと実感した。

Japonya'nın nüfusu İngiltere ve Fransa'nın bir araya getirdiği nüfustan daha büyüktür.

日本の人口はイギリスとフランスを合わせたより多い。

Geçen yüzyılın ortasına kadar Japonya'nın feodal bir devlet olduğu iyi bilinmektedir.

前世紀の中頃まで日本が封建国家であったことは、よくしられている。

26 Eylül 1959'da, Japonya'nın kaydedilen tarihinde en güçlü tayfun Nagoya'yı vurdu.

1959年9月26日に、日本観測史上最大の台風が名古屋を襲った。

Deniz Günü, temmuz ayının üçüncü pazartesi günü kutlanan, Japonya'nın ulusal bayramlarından biridir.

海の日は、日本の国民の祝日の一つです。日付は7月の第3月曜日。

- Bu, Japonya'nın en yüksek kulesi.
- Bu Japonya'da en yüksek kule.
- Bu, Japonya'daki en yüksek kuledir.

これは日本で一番高い塔だ。

Japonya'nın altın ve döviz rezervleri 1998'in sonunda $68.9 milyarı gösteriyordu, bir yıl öncekinden $77.0 milyar daha aşağı.

日本の1998年末の金・外貨準備高は689億ドルで、1年前の770億ドルを下回った。

Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.

高い貯蓄率は日本の高い経済成長の一つの要因にあげられる。それが豊富な投資資金が存在することを意味するからだ。