Translation of "Bırakma" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Bırakma" in a sentence and their japanese translations:

Bırakma.

手を離すなよ。

İpi bırakma.

ロープを放すな。

Elimi bırakma.

- 私の手を離してはいけません。
- 私の手を離さないで。

İşi şansa bırakma.

- 偶然に頼るな。
- 運まかせにするな。

İşleri yarım bırakma.

物事は中途半端にするなかれ。

Onu açık bırakma.

そこ開けっ放しにしないで。

İşini yarıda bırakma.

仕事を中途半端にするな。

İşini bitmemiş bırakma.

仕事は中途半端なままにしてはいけない。

Klimayı açık bırakma.

エアコンをつけっぱなしにしないで。

Eşyanı geride bırakma.

- 自分の持ち物を忘れないように。
- 自分の持ち物を忘れるな。

Pencereyi açık bırakma.

窓をあけておくな。

TV'yi açık bırakma.

- テレビをつけっぱなしにするな!
- テレビをつけっぱなしにしないで!

- Bugün yapabileceğin şeyi yarına bırakma.
- Bugünkü işini yarına bırakma.

- 今日できることは明日まで延ばすな。
- 今日できることは明日に延ばすな。

"Bugünün işini yarına bırakma."

「今ほど良い時はない」

Anemonu bırakma hatasında bulundu.

‎不覚にも外へ出てしまった

Kasetleri güneşe maruz bırakma.

テープには日が当たらないようにして下さい。

Yağmurda bisikleti dışarı bırakma.

自転車を雨の中に出しっぱなしにするな。

Bugünün işini yarına bırakma.

- 時を得た一針は九針の手間を省く。
- 今日の一針、明日の十針。

İşini yarım bitmiş bırakma.

- 仕事を中途半端で辞めてはいけない。
- 作業をやりかけのままにしとかないでよ。

Her şeyi şansa bırakma.

行き当たりばったりの仕事をするな。

Sigarayı bırakma kararını takdir ediyorum.

よくまあ禁煙を決意しましたね。

Bunu yapıncaya kadar burada bırakma.

それをやってしまうまでここを出てはならん。

Beni soğukta dışarıda bırakma, hadi.

わたしを蚊帳の外に置かないでください。

Sana söyleyene kadar ipi bırakma.

- 僕がいいと言うまでロープを放さないで。
- 私がいいって言うまでロープを放さないでね。

Sana söyleyinceye kadar ipi bırakma.

私がいいって言うまでロープを放さないでね。

Köpeğini bütün gün içeride bırakma.

犬を一日中家の中に入れておくな。

Köpeğini tüm gün evde bırakma.

犬を一日中家の中に入れておくな。

Onun işi bırakma nedenini biliyorum.

彼女がなぜ仕事を辞めたのか、僕は知っています。

Yani, devre seviyesinde maruz bırakma terapisi.

神経回路レベルでの暴露療法です

Nazikçe dokun, geride olabildiğince iz bırakma.

やさしく触れて 跡を残さないようにしましょう」

"Bugünün işini yarına bırakma" bir atasözüdür.

「転ばぬ先の杖」はことわざである。

Ne yaparsan yap tuvaletteki kapağı açık bırakma!

絶対トイレの蓋を開けたままにするなよ。

Kimyasal maddeyi doğrudan güneş ışığına maruz bırakma.

この薬品は日光に当てないようにしなさい。

- Erken uyarılan erken önlem alır.
- Tedbiri elden bırakma.

- 転ばぬ先の杖。
- 警戒は警備。
- あらかじめ警告を受けているのは、あらかじめ武装しているに同じ。
- 備えあれば憂いなし。

- Lütfen bunu orada bırakmayın.
- Lütfen şunu orada bırakma.

置いていかないで。

Son defa fincanı baş aşağı bırakma fikri neydi?

この前の時カップを逆さにして置いたのはどういうつもりだったのよ。

Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.

‎母親は安全を優先して ‎子供たちのそばに戻った

Onun neden işini birdenbire bırakma konusunda hiçbir fikrim yok.

- 彼がどうして突然勤めを辞めてしまったのかさっぱり分からない。
- なぜ彼が突然仕事を辞めてしまったのか、さっぱりわからない。

O bir sakal bırakmayı düşündü ama sakal bırakma fikrinden vazgeçti.

彼はあごひげをのばすことを考えていたがやめた。

- Yemeğin ucundan alıp bırakma.
- Uyuşuk uyuşuk yeme.
- Mıymıntı gibi yeme.
- Canlı canlı ye.

嫌そうに食事をするな。

Sigarayı bırakma sözü her yıl ilk on Yeni Yıl kararı arasında yer alıyor.

- 連年、禁煙の誓いは、新年の抱負ランキングのトップ10にランクインしている。
- タバコを止めるという誓いは、毎年、新年の抱負ランキングのトップ10に入っている。