Translation of "ışığı" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "ışığı" in a sentence and their japanese translations:

Gözlerindeki ışığı görseniz

瞳を明るく輝かせていて

Elektrik ışığı gitti.

電灯が消えた。

Tom ışığı açtı.

- トムはライトをつけた。
- トムは明かりをつけた。
- トムは電気をつけた。

Lütfen ışığı kapat.

- ライトのスイッチを切ってください。
- どうか電灯を消して下さい。
- 灯りを消してください。
- 電気を消してください。

Tom ışığı kapattı.

- トムは電気を消した。
- トムは明かりを消した。

Tom ışığı söndürdü.

トムは電気を消した。

Lütfen ışığı açın.

- 電気をつけて下さい。
- 電気をつけてください。

Su ışığı yansıtır.

水は光を反射する。

- Yatmadan önce ışığı kapatmayı unutma.
- Uyumadan önce ışığı kapatmayı unutma.
- Uykudan önce ışığı söndürmeyi unutma.

寝る前にかならず明かりを消しなさい。

Yani ışığı farklı yansıtıyorlar.

光の反射の様子も異なります

MB: Bu ışığı açalım.

(マシュー)コップの中で点灯します

Bir prizma ışığı ayrıştırır.

プリズムは光を分解する。

Lambanın ışığı siste parıldıyordu.

ランプの火が霧の中で瞬いた。

Odayı gün ışığı dolduruyordu.

その部屋には日光がさんさんと注いでいた。

Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.

日がさして部屋が明るくなった。

Gece stüdyomdaki ışığı açmam.

夜にスタジオでは電気をつけない。

Ay'ın kendi ışığı yoktur.

月は自分では光らない。

Bir ayna ışığı yansıtır.

鏡は光を反射する。

O, ışığı kapamayı unuttu.

- 彼は電灯を消し忘れた。
- 彼は電気を消すのを忘れた。

Ay ışığı göle yansımıştı.

- 月が湖に影を落としていた。
- 月の光が湖に反射していた。

Gözlerimiz kızılötesi ışığı göremiyor.

私達の目は赤外線を見ることはできません。

Trafik ışığı kırmızıya döndü.

信号が赤になった。

- Ben ışığı görebiliyorum.
- Anlayabiliyorum.

- 目から鱗が落ちた。
- 私は光が見える。

Lütfen ışığı açar mısınız?

明かりをつけてくれませんか。

Trafik ışığı yeşil yandı.

信号が青に変わったわよ。

Bu ışığı nasıl kapatabilirim?

ここの電気どうやって消すの?

Üzerine ışığı tutun ve çekin.

光を当ててそらす

Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.

日光は植物に有益である。

Güneş doğduğu için, ışığı kapattım.

日が昇ったので明かりを消した。

Uyuyabilmem için lütfen ışığı kapatın.

私が眠れるように明かりを消してください。

Odadan ayrıldığınızda lütfen ışığı kapatın.

部屋を出るときは電灯を消して下さい。

Kitabı indirdim ve ışığı açtım.

私は本を置いて明かりをつけました。

Dairem bol güneş ışığı alır.

私のアパートはたくさんの日光を得ます。(日当たりが良い)

Güneş ışığı onun cildini geliştirdi.

日に当たって彼の顔色はよくなった。

Kırmızı trafik ışığı "dur" gösterir.

赤信号は、「止まれ」を示す。

Bu el fenerinin ışığı azalıyor.

この懐中電灯は明かりが弱くなってきた。

Güneş ışığı yerine yapay LED'ler kullanılır.

太陽光はLED照明に 置き換えられます

İlki, basit bir UV ışığı kullanmak.

1つ目は単純に 小さなUVライトを使う

Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.

‎満月のおかげで ‎獲物が見えるが‎―

Zemine çok az ay ışığı ulaşır.

‎月光は ほぼ届かない

Mercanların pigmentleri, zararlı morötesi ışığı emip

‎サンゴの色素が有害な ‎紫外線を吸収し‎―

Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.

太陽の日差しに誘われて人々が外出した。

Yatmaya gitmeden önce lütfen ışığı kapat.

- 寝る前に電灯を消してください。
- 寝る前には電気を消してくださいね。

O, odayı terk ederken ışığı kapattı.

部屋を出るとき、彼は電気を消した。

Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.

雲間から一条の光が漏れてきた。

Tom ışığı açtı ve içeri girdi.

トムはライトをつけて中に入った。

Trafik ışığı kırmızıya dönünce arabasını durdurdu.

信号が赤に変わったので、彼は車を止めた。

Odadan ayrılmadan önce ışığı kapatın lütfen.

部屋を出る前に明かりを消して下さい。

Bu oda bol güneş ışığı alır.

この部屋は良く日が当たる。

Bu oda biraz güneş ışığı alıyor.

この部屋はあまり日光が当たらない。

Odadan çıkarken ışığı kapattığından emin ol.

- 部屋を出るときには、必ず電気を消してください。
- 部屋を出るときは必ず電気を消してください。

Yatağa gitmeden önce ışığı söndürmeyi unutma.

寝る前にかならず明かりを消しなさい。

Bu oda fazla güneş ışığı almıyor.

この部屋はあまり日光が当たらない。

Bu tünelden çıkmak için ışığı takip edeceğiz.

トンネルからの光を追って 出よう

Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.

新鮮な空気 日の光が当たる

Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.

‎日光がないと ‎海藻は酸素を作れない

Lütfen gitmeden önce ışığı kapattığından emin ol.

- 出かける前に必ず明かりを消して下さい。
- 出かける前に必ず電気を消して下さい。

Ofisi son terk eden kişi ışığı söndürmeli.

事務所を最後に出る人は誰でも明かりを消さなければならない。

Şimşeğin ışığı gök gürültüsünün sesinden önce gelir.

稲光は雷の音に先行する。

Hava kararıyor. Lütfen benim için ışığı yak.

暗くなってきました。明かりをつけてくれませんか。

Odadan dışarı gittiğinizde ışığı söndürdüğünüzden emin olun.

部屋を出るときは必ず明かりを消してね。

Güneş ışığı bu zaman aralığında acı vericidir.

この時間帯の日差しは痛いね。

Lütfen yatağa gitmeden önce ışığı kapatmayı unutmayın.

- 寝る前に忘れずに明かりを消して下さい。
- 寝る前に電気を消すのを忘れないでくださいね。

- Işık yeşile döndü.
- Trafik ışığı yeşile döndü.

- 信号が青に変わったわよ。
- 信号青になったよ。

Yatmaya gitmeden önce ışığı kapatsan iyi olur.

眠る前に電気を消したほうがいいですよ。

Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.

この部屋は日当たりが良くない。

Bu lambanın çok parlak bir ışığı var.

このランプは強い光線を出す。

Perdeleri aç ve güneş ışığı içeri girsin.

カーテンを開けて日光を入れなさい。

Dışarı çıkmadan önce ışığı söndürdüğünüzden emin olun.

- 出かける前に必ず明かりを消して下さい。
- 出かける前に必ず電気を消して下さい。

UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?

UVライトで つかまえたいんだな

Yıldızların ışığı, ay ışığından 200 kat daha sönüktür.

‎星の明るさは ‎月光のわずか200分の1

O, trafik ışığı kırmızıya döndüğü için, arabasını durdurdu.

信号が赤に変わったので、彼は車を止めた。

Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.

‎目の中の反射層で ‎わずかな光を増幅させる

Hilalin sönük ışığı avcının müttefiki. Antiloplar uyumaya cüret edemez.

‎捕食者には好都合だ ‎ヌーは眠れない

Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.

‎生い茂る木のせいで ‎月明かりは届かない

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

‎鏡のような目の細胞が ‎わずかな光を増幅する

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

‎月が反射する紫外線を吸収し ‎体から蛍光を発する

Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir.

植物には水のほかに太陽の光が絶対必要である。

- Çıkarken ışıkları kapattığından emin ol.
- Çıkarken ışığı kapattığından emin ol.

- 出かける時は必ず灯かりを消してくれ。
- 出かけるときは、必ず電気を消してくれ。

Yapılacak en iyi şeyin bu ışığı açık bırakmak ve tüm böceklerin

このライトを置いておいて―

Ama zifiri karanlık değil. Dolunayın ışığı Güneş'inkinden 400.000 kat daha sönüktür.

‎だが月が出ている ‎満月の明るさは ‎太陽の40万分の1だ

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‎数千もの小さなレンズが ‎集まった目で‎― ‎わずかな光をかき集める

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.

‎夜でも見える大きな目 ‎暗闇でも すばしっこい

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

‎この光を 狩りに ‎利用している可能性もある ‎もしくは楽しんでいるだけ ‎かもしれない

Derin su balıkları asla ışığı görmezler ve bütün hayatlarını yukarıdan gelen artıklarla yaşarlar.

深海魚は明かりを見ることはなくて、一生上から来た零れを食い続ける。

Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.

ここもダメか……そんな顔になりながら、少年がそれでも一縷の望みで俺達の顔を見上げている。

Ormanın diğer hayvanları düğün dansını izlemeye geldi ve onlar da bütün gece ay ışığı altında dans ettiler.

森のほかの動物たちもみにきて月明かりの下、夜どおしかれらは、おどりました。

- Odasının ışığı açık olduğuna göre, gelmiş olmalı.
- Onun odasındaki lamba açık olduğu için, o eve gelmiş olmalı.

彼の部屋に明かりがついているから、彼は帰宅したにちがいない。