Translation of "öldüğünü" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "öldüğünü" in a sentence and their japanese translations:

Onun öldüğünü duydum.

彼が死んだことは言伝に知りました。

- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemezdim.
- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemedim.

- 私は妻が本当に死んだということを認めることができなかった。
- 妻の死という現実は私にとって受け入れがたいものであった。

Öldüğünü duyduğumda derinden etkilendim.

- 彼の死を聞かせてくれて深く心を痛めた。
- 彼の死を聞かされて深く心を痛めた。

İnsanlar onun öldüğünü düşündüler.

人々は彼女が死んだものだと思った。

Amcamın kanserden öldüğünü duydum.

叔父の死因は癌だったそうです。

Eşimin öldüğünü gerçekten kabullenemedim.

私は妻が本当に死んだということを認めることができなかった。

Gazete Başbakanın kanserden öldüğünü bildiriyor.

新聞によれば、首相がガンでなくなった。

O bana babasının öldüğünü söyledi.

彼は自分の父は死んでいると私に言った。

Onun öldüğünü sana kim bildirdi?

彼女が死んだことを誰があなたに知らせたのですか。

Çocuk, babasının öldüğünü kavrayabilecek durumda değildi.

その子は父の死を理解できなかった。

Tom Mary'nin öldüğünü duyduğunda şok oldu.

トムはマリアが死んだと聞いてショックを受けた。

"Babamın geçen yıl öldüğünü öğretmenimin bilmesini istiyorum

「私は お父さんが今年亡くなって

Yaklaşık 17 kişinin pars saldırısında öldüğünü belgeledik...

我々の調査では過去7年間に ヒョウの襲撃で―

Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor musun?

君は彼が2年前に亡くなったということを知らないのか。

O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.

彼は母親が死亡したという電報を受け取った。

Nicole onun sevdiği şarkıcının öldüğünü duyunca, gözyaşlarına boğuldu.

ニコルは彼女の一番好きな歌手が死んだと聞くと、急にワッと泣き始めた。

Babanızın bir trafik kazasında öldüğünü size bildirmem söylendi.

お父さんが事故で亡くなられたことをお知らせするよう言われています。

- John'un babasının bir kalp krizinden dolayı öldüğünü biliyor musun?
- John'un babasının bir kalp krizinden dolayı öldüğünü biliyor musunuz?

ジョンのお父さんが心臓発作で亡くなったのを知っていますか。

Dünyada her yıl kaç kişinin açlıktan öldüğünü biliyor musun?

毎年、世界でどれほどの人が餓死しているか知っていますか。

O, polise önceki gün trafik kazalarında kaç kişi öldüğünü sordu.

彼はその警官に前日の事故で何人死んだのかと尋ねた。

- Onun üç yıldır ölü olduğunu öğrendik.
- Üç yıl önce öldüğünü ortaya çıkardık.

彼は3年前に死んでいたことがわかった。

Titanik battığı zaman kaç kişinin öldüğünü hakkında herhangi bir fikrin var mı?

タイタニックが沈んだ時にどれくらいの死者が出たかあなたは見当がつきますか?

Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.

医者達は彼が死んだと思いましたが、今日彼はまだ生きており、健康で、仕事にも就いて家族もいます。