Translation of "Kalp" in Italian

0.008 sec.

Examples of using "Kalp" in a sentence and their italian translations:

Size kalp çarpıntısını,

Non vi posso dare il battito accelerato,

Kalp masajını biliyorum.

- Conosco la CPR.
- Io conosco la CPR.

Kalp sorunlarım var.

- Ho dei problemi cardiaci.
- Io ho dei problemi cardiaci.

Kalp bir kastır.

Il cuore è un muscolo.

Kalp, hislerimizi yaratmıyor olabilir

Il cuore potrebbe non essere la fonte dei nostri sentimenti,

kalp yetmezliğinin tüm işaretleri.

tutti segni di un attacco cardiaco.

kalp akut şekilde zayıflıyor

il cuore si indeboliva

Kalp yetmezliğinden aniden öldü.

- È morto all'improvviso per un attacco di cuore.
- Morì all'improvviso per un attacco di cuore.

Neredeyse kalp krizi geçiriyordum.

Mi è quasi venuto un infarto.

O kalp için kötü.

Fa male al cuore.

Tom kalp krizi geçiriyor.

- Tom sta avendo un attacco di cuore.
- Tom sta avendo un attacco cardiaco.

Onun kalp hastalığı var.

- Ha un problema cardiaco.
- Lei ha un problema cardiaco.

Atı kalp krizi geçirdi.

- Il suo cavallo ha avuto un attacco cardiaco.
- Il suo cavallo ebbe un attacco cardiaco.

Tom'un kalp sorunları vardı.

Tom aveva dei problemi cardiaci.

Kalp krizi geçireceğimi sandım.

Credevo di stare per avere un attacco di cuore.

O birçok kalp kırdı.

Lui ha infranto molti cuori.

Bir kalp krizi geçirecek.

Sta per avere un attacco cardiaco.

Senin kalp atışını duyabiliyorum.

Riesco a sentire come batte il tuo cuore.

kalp krizi, koroner bypass ameliyatı

come infarti, interventi di bypass coronarico

Kalp hastalıkları yine de ilerledi.

Le malattie cardiache aumentavano comunque.

Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı

- Con il cuore che le scoppiava, aprì la porta.
- Con il cuore che le batteva forte, aprì la porta.

Tom'un bir kalp pili var.

Tom ha un pacemaker.

Tom'un bir kalp hastalığı var.

Tom ha un problema cardiaco.

Tom bir kalp krizi geçirdi.

- Tom ha avuto un attacco di cuore.
- Tom ebbe un attacco di cuore.

O bir kalp krizi geçirecek.

Sta per avere un attacco cardiaco.

Ben bir kalp krizi geçirdim.

- Ho avuto un attacco cardiaco.
- Ebbi un attacco cardiaco.

Neredeyse bir kalp krizi geçiriyordum.

Ho quasi avuto un attacco cardiaco.

Ben bir kalp krizi geçiriyorum.

Sto avendo un attacco cardiaco.

O bir kalp krizinden öldü.

- Morì d'infarto.
- Lui morì d'infarto.
- È morto d'infarto.
- Lui è morto d'infarto.

Onun atı kalp krizi geçirdi.

- Il suo cavallo ha avuto un attacco cardiaco.
- Il suo cavallo ebbe un attacco cardiaco.

Tom'un üç kalp krizi geçirdi.

- Tom ha avuto tre attacchi cardiaci.
- Tom ha avuto tre infarti.

Tom hiç kalp krizi geçirmedi.

Tom non ha mai avuto un attacco cardiaco.

Tom bir kalp krizinden öldü.

- Tom è morto per un attacco di cuore.
- Tom è morto per un attacco cardiaco.
- Tom è morto di infarto.

Bir kalp krizi gibi görünüyor.

- Sembra un attacco cardiaco.
- Sembra un infarto.

Ya da ilk kalp pili tasarlanırken.

o con il primo prototipo di pacemaker.

kalp, duygusal hayatlarımızın bir sembolü oldu.

il cuore è stato simbolo della nostra vita emotiva.

Ani ölüm de dahil kalp sendromları

Le malattie cardiache, compresa la morte improvvisa,

Amerikan Kalp Derneği hâlâ duygusal stresi

L'"American Heart Association" ancora non contempla lo stress emotivo

Kalp pili ve röntgeni icat ettik

Abbiamo inventato il pacemaker e i raggi X

Kalp pilleri ve insülin pompaları gibi

E sempre più dispositivi connessi

O hafif bir kalp krizi geçirdi.

Ha avuto un leggero attacco di cuore.

Kalp hastalıklarından muzdarip insanların sayısı yükselişte.

Il numero di persone che soffrono di cuore è in aumento.

Tom'un açık kalp ameliyatına ihtiyacı var.

A Tom serve un'operazione a cuore aperto.

Pinochet kalp sorunları nedeniyle hastanede kalıyor.

Pinochet rimane in ospedale per via di problemi cardiaci.

Seven bir kalp, tüm bilginin başlangıcıdır.

- Un cuore affettuoso è l'inizio di tutta la conoscenza.
- Un cuore amorevole è l'inizio di tutta la conoscenza.

Kalp evet diyor, akıl hayır diyor.

Il cuore dice di sì ma la mente dice di no.

Tom Pazartesi günü kalp krizinden öldü.

È morto di infarto lunedì.

Adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''

chiamata "cardiomiopatia takotsubo" o "sindrome del cuore spezzato",

Bugün kalp bakımı filozofların başlıca konusu değil,

Oggi, la cura del cuore è meno terreno per filosofi,

Tom bir kalp cerrahı olmak için niteliklidir.

Tom è qualificato per essere un chirurgo del cuore.

Tom geçen yıl bir kalp krizi geçirdi.

Tom ha avuto un attacco di cuore l'anno scorso.

- Bir kalp krizinden sonra ilk dakikalar çok önemlidir.
- Bir kalp krizinden sonraki ilk dakikalar çok önemlidir.

I primi minuti dopo un attacco cardiaco sono molto importanti.

kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi olarak anılmaya başladı.

la forma a cuore è diventata nota come Sacro Cuore di Gesù.

kalp ve duygular arasındaki bu bağlantı oldukça derin.

che i collegamenti tra cuore e emozioni sono molto stretti.

Kalp atışı gibi bilinçaltı süreçleri kontrol eden sinirler

I nervi che controllano processi inconsci come il battito cardiaco

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

Questo cuore azzurro è una casa dove puoi stare in piedi.

Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.

La rabbia colpisce il nostro sistema immunitario e cardiovascolare.

Bir kalpte üzüntü varsa, o kalp benim kalbimdir.

Se c'è della tristezza in un cuore, quello è il mio.

Dikenlerle süslenmiş ve göz alıcı bir ışık yayan kalp

Decorato con spine e fonte di luce eterea,

1982'de Utah'da ilk kalıcı yapay kalp transplantını aldığında

ricevette il primo cuore artificiale permanente nello Utah nel 1982,

Bu resimlerde görünen, ortada yas tutan bir kalp var

Come mostrano queste immagini, il cuore in lutto al centro

Sağlık hataları ABD'de ölümlerin, kanser ve kalp hastalıklarından sonra,

L'errore medico è la terza causa di morte, negli Stati Uniti

kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli bir risk faktörü olarak listelemiyor,

tra i rischi modificabili dei disturbi cardiaci,

kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

patologie cardiache, infarto e cancro,

Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.

Un cuore aperto è sveglio e vivo e invita ad agire.

Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı.

Questa associazione tra il cuore e l'amore ha resistito alla modernità.

Bir kalp krizi çoğunlukla mavi gökyüzünden gelen bir şimşek gibi gelir.

Spesso un attacco cardiaco arriva come un fulmine a ciel sereno.

Kalp kapakçığının 30 yıl idare etmesi bekleniyor ama kim bilir ki?

La mia valvola dovrebbe durare 30 anni, ma chi lo sa?

Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.

Tom ha quasi avuto un attacco di cuore quando ha visto Mary in piedi sul bordo del tetto.

Her gün sebze ve meyve yiyen insanların kalp krizi geçirme olasılıklarının daha düşük olduğunu duydum.

Ho sentito dire che le persone che mangiano verdure e frutta ogni giorno hanno meno rischi di avere un attacco cardiaco.