Translation of "Hastalık" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Hastalık" in a sentence and their italian translations:

Tom hastalık izninde.

Tom è assente per malattia.

Sivrisinekler hastalık taşıyıcılarıdır.

- Le zanzare sono trasportatrici di malattie.
- Le zanzare sono delle trasportatrici di malattie.

Birçok hastalık yoksulluktan kaynaklanır.

Molte malattie derivano dalla povertà.

O hastalık nedeniyle yoktur.

È assente perché è ammalato.

Hastalık partiye katılmamı engelledi.

- La malattia mi ha impedito di partecipare alla festa.
- La malattia mi impedì di partecipare alla festa.

Sivrisinekler hastalık için taşıyıcıdırlar.

Le zanzare sono vettori per le malattie.

Bu bir hastalık değil.

Non è una malattia.

Bu kötü bir hastalık.

È una brutta malattia.

Hastalık nedeniyle okulda yoktum.

- Ero assente da scuola per via della malattia.
- Io ero assente da scuola per via della malattia.

Bu hastalık nasıl yayılır?

Come si diffonde questa malattia?

Bu hastalık kanser olabilir.

La sua malattia potrebbe essere un cancro.

Hastalık yolculuğa çıkmamı engelledi.

- La malattia mi ha impedito di fare un viaggio.
- La malattia mi impedì di fare un viaggio.

Bu nadir bir hastalık.

È una malattia rara.

Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir.

L'allegria primaverile non è una malattia.

"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"

La malattia si stava manifestando da mesi nella Cina meridionale.

Hastalık beni okula gelmekten alıkoydu.

La malattia mi ha impedito di venire a scuola.

Bu hastalık körlüğe neden olur.

Questa malattia causa la cecità.

Hastalık yurt dışına gitmemi engelledi.

- La malattia mi ha impedito di andare all'estero.
- La malattia mi impedì di andare all'estero.

İlaç hastalık için bir tedavidir.

- La medicina è un trattamento per la malattia.
- La medicina è la cura per la malattia.

Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık.

È una malattia devastante che richiede un altissimo costo emotivo.

Salgın hastalık sırasında binlerce insan öldü.

Migliaia di persone morirono durante la pestilenza.

Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.

La salute non viene valutata finché non arriva la malattia.

Bu hastalık kontrolsüz yangın gibi yayılıyor.

Questa malattia si diffonde a macchia d'olio.

Tom bir hastalık hastası, değil mi?

Tom è ipocondriaco, vero?

O aniden gizemli bir hastalık tarafından saldırıya uğradı.

- È stato improvvisamente attaccato da una misteriosa malattia.
- È stato improvvisamente attaccato da una malattia misteriosa.
- Lui è stato improvvisamente attaccato da una malattia misteriosa.
- Lui è stato improvvisamente attaccato da una misteriosa malattia.
- Fu improvvisamente attaccato da una malattia misteriosa.
- Lui fu improvvisamente attaccato da una malattia misteriosa.
- Fu improvvisamente attaccato da una misteriosa malattia.
- Lui fu improvvisamente attaccato da una misteriosa malattia.
- Venne improvvisamente attaccato da una misteriosa malattia.
- Lui venne improvvisamente attaccato da una misteriosa malattia.
- Venne improvvisamente attaccato da una malattia misteriosa.
- Lui venne improvvisamente attaccato da una malattia misteriosa.

Büyükbabam seksen yaşında bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.

Mio nonno è morto di malattia all'età di ottant'anni.

- Tom bir hastalık hastası.
- Tom bir akıl hastası.

Tom è ipocondriaco.

Diğer gruba göre yüzde 60 daha az aortic hastalık geliştirdi,

avevano il 60% in meno di disturbi aortici dei conigli dell'altro gruppo,

Bunun anlamı, hiçbir şekilde ücretli hastalık iznine ayrılmaya elverişli değiliz.

che non abbiamo sussidi o congedi per malattia retribuiti".

- Tom hastalık düzeyinde bir yalancıdır.
- Tom iflah olmaz bir yalancı.

Tom è un bugiardo patologico.

- Birçoğu bu hastalık yüzünden hayatta kalmaz.
- Çoğu bu hastalıktan kurtulamaz.

Non molti sopravvivono a questa malattia.

Diğer ülkelerin hastalık iznini nasıl çözdüğüne bakarsanız, İtalya ve Japonya gibi bazıları,

Se si guarda come gli altri Paesi gestiscono i giorni di malattia retribuiti, alcuni, come l'Italia

Eğer herhangi bir nedenle hastalık izni almak zorunda kalırsam, şirket listeden başka

"Se per qualsiasi motivo mi do malato, la compagnia chiama la prossima

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

Il rischio è che un disastro naturale o un'epidemia spazzi via l'intera popolazione in breve tempo.

Yeni ücretli hastalık izni yasalarını zorladılar. Ve bir avuç kadar yerde bunu başardılar.

in città e stati in tutto il Paese. E in una manciata di posti, ci sono riusciti.

CDC(Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) en az %60 alkol içeren el dezenfektanlarını tavsiye ediyor.

il CDC* raccomanda igienizzanti per mani con una concentrazione di alcol pari ad almeno il 60%

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

Ogni individuo ha diritto ad un tenore di vita sufficiente a garantire la salute e il benessere proprio e della sua famiglia, con particolare riguardo all’alimentazione, al vestiario, all’abitazione, e alle cure mediche e ai servizi sociali necessari; e ha diritto alla sicurezza in caso di disoccupazione, malattia, invalidità, vedovanza, vecchiaia o in altro caso di perdita di mezzi di sussistenza per circostanze indipendenti dalla sua volontà.