Translation of "Fazlasını" in Italian

0.006 sec.

Examples of using "Fazlasını" in a sentence and their italian translations:

- Daha fazlasını bilmem gerekiyor.
- Daha fazlasını bilmeliyim.

- Ho bisogno di sapere di più.
- Io ho bisogno di sapere di più.

Daha fazlasını bekliyordum.

- Mi aspettavo di più.
- Io mi aspettavo di più.

Çok daha fazlasını istiyorum.

- Voglio molto di più.
- Io voglio molto di più.

Daha fazlasını yapmak isterim.

Vorrei fare di più.

Daha fazlasını hak ediyorum.

- Merito di più.
- Io merito di più.

Daha fazlasını hak ediyorsun.

- Meriti di più.
- Tu meriti di più.
- Merita di più.
- Lei merita di più.
- Meritate di più.
- Voi meritate di più.

Daha fazlasını yapmak istiyorum.

Vorrei fare di più.

Çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırma.

Non fare il passo più lungo della gamba.

Zamanımızın daha fazlasını adalete yatırabiliriz,

Possiamo investire più tempo nella giustizia,

Hem de 50 taneden fazlasını.

Ce ne sono più di 50.

Ben onun daha fazlasını istiyorum.

- Ne voglio di più.
- Io ne voglio di più.

Ben daha fazlasını bilmek zorundaydım.

- Dovevo sapere di più.
- Io dovevo sapere di più.

O daha fazlasını hak ediyor.

Si merita di più.

Onların yapabildiğinden daha fazlasını yapabiliriz.

Possiamo fare di più di quel che fanno loro.

Tom hâlâ daha fazlasını istiyor.

Tom continua a volere di più.

Dünden daha fazlasını yapmak zorundayız.

Dobbiamo fare di più di ieri.

Beklenebilenden daha fazlasını teklif etti.

Ha offerto più di quanto ci si potesse aspettare.

Tom bana istediğimden fazlasını verdi.

- Tom mi ha dato più di quanto volessi.
- Tom mi diede più di quanto volessi.

Çevresindekilere geçici bir ilgiden fazlasını almaz."

più di un interesse passeggero per coloro che lo circondano."

Hepimiz elimizden gelenin fazlasını yapmamız lazım.

Tutti noi dobbiamo fare più del nostro meglio.

Bundan çok daha fazlasını hak ediyorsun.

Tu meriti molto di più di questo.

Tom söylemesi gerekenden daha fazlasını söyledi.

Tom ha detto più di quello che avrebbe dovuto dire.

Ben daha fazlasını yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Penso che dovremmo fare di più.

Tom ondan çok daha fazlasını yaptı.

- Tom ha fatto molto più di quello.
- Tom fece molto più di quello.

Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.

Mia nonna mi ha dato di più di quello che volevo.

Sami her zaman daha fazlasını ister.

Sami ha sempre voluto di più.

Hayatımızın %95'inden fazlasını otomatik pilotta geçiririz.

Per oltre il 95% della nostra vita funzioniamo con il pilota automatico.

Sizce bu mahlukların daha fazlasını nerede buluruz?

Dove pensi che troveremo più creature velenose?

Kentin daha fazlasını görmek için otobüsle gidelim.

Andiamo in autobus per vedere di più della città.

Dört göz iki gözden daha fazlasını görür.

Quattro occhi sono meglio di due.

Bu otel 1,000 misafirden daha fazlasını barındırabilir.

- Questo hotel può ospitare oltre 1.000 ospiti.
- Questo albergo può ospitare oltre 1.000 ospiti.

- Ondan daha fazlasını bekleyemezsin.
- Ondan daha fazla bekleyemezsin.

Non ci si può aspettare più di così.

- Sadako daha fazlasını demek istiyordu ama dudakları artık kımıldamak istemedi.
- Sadako daha fazlasını söylemek istiyordu, ama dili varmadı.

Sadako voleva dire di più, ma bocca e lingua non volevano saperne di muoversi.

Tom kullanılmış bir motosiklet için 300 dolardan fazlasını harcamak istemiyor.

Tom non vuole spendere più di 300 dollari per una motocicletta usata.

Cümleler bize çok şey öğretebilirler ve kelimelerden çok daha fazlasını.

Le frasi ci possono insegnare molto. E molto di più delle semplici parole.