Translation of "Ele" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Ele" in a sentence and their italian translations:

Amigdala ele geçirmesi ve duygusal ele geçirme.

il sequestro dell'amigdala e il sequestro emozionale.

Çift ay ışığında ele ele tutuşarak yürüdü.

La coppia camminava tenendosi per mano alla luce della luna.

El ele gittiler.

- Andavano mano nella mano.
- Loro andavano mano nella mano.

İdareyi ele alın.

- Prendi il comando.
- Prenda il comando.
- Prendete il comando.

Tom'u ele geçirdik.

- Abbiamo catturato Tom.
- Catturammo Tom.

Biz ele geçirildik.

- Siamo stati catturati.
- Noi siamo stati catturati.
- Siamo state catturate.
- Noi siamo state catturate.

Bunu ele alamam.

- Non riesco a gestire questo.
- Io non riesco a gestire questo.

Kelebek ele kondu.

La farfalla si è posata sulla mano.

Tom ele geçirildi.

- Tom è stato catturato.
- Tom fu catturato.
- Tom venne catturato.

- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.

- Prendi il controllo.
- Prenda il controllo.
- Prendete il controllo.

Biz hırsızı ele geçirdik.

- Abbiamo catturato il ladro.
- Catturammo il ladro.
- Noi abbiamo catturato il ladro.
- Noi catturammo il ladro.

Sadece el ele tutuşalım.

Teniamoci le mani.

Sadece el ele tutuşuyorduk.

- Ci stavamo solo tenendo per mano.
- Noi ci stavamo solo tenendo per mano.

Teröristlerden bazılarını ele geçirdik.

- Abbiamo catturato alcuni dei terroristi.
- Catturammo alcuni dei terroristi.

Onlar Tom'u ele geçirdiler.

- Hanno catturato Tom.
- Catturarono Tom.

Çift el ele yürüyor.

La coppia sta camminando mano nella mano.

Sevgili arkadaşım Louis'yi ele alalım.

Prendete per esempio il mio caro amico Louis.

Modern hayvanların anatomilerini ele alıp

Vi ricordate il metodo di bracketing filogenetico,

Geçmek bilmeyen izleri ele alacak.

sfavorevole alle donne.

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

Prendete questo ghiacciaio, per esempio.

Tamamen nasıl ele aldığına bağlı.

- Dipende tutto da come lo gestisci.
- Dipende tutto da come la gestisci.
- Dipende tutto da come lo gestite.
- Dipende tutto da come la gestite.
- Dipende tutto da come lo gestisce.
- Dipende tutto da come la gestisce.

Asiler yayın istasyonunu ele geçirdi.

I ribelli hanno catturato l'emittente.

Kilisedeki herkes el ele tutuştular.

Tutti nella chiesa si presero per mano.

- Tom tutuklandı.
- Tom ele geçirildi.

- Tom è stato arrestato.
- Tom fu arrestato.

Tom derhal sorunu ele aldı.

Tom ha risolto subito il problema.

Bu sorunlar dikkatle ele alınmalıdır.

Questi problemi vanno affrontati con cautela.

O çocuk ele avuca sığmıyor.

Quel ragazzo è una peste.

Beni asla canlı ele geçiremeyeceksin!

- Non mi prenderai mai vivo!
- Non mi prenderà mai vivo!
- Non mi prenderete mai vivo!
- Non mi prenderai mai viva!
- Non mi prenderà mai viva!
- Non mi prenderete mai viva!

Ben tahtı ele geçirmek istiyorum.

Voglio usurpare il trono.

Sorunu onlarla yarın ele alacağız.

- Discuteremo del problema con loro domani.
- Nous discuterons demain du problème avec elles.

NB: Evet, küresel ısınmayı ele alabiliriz.

NB: Sì, si potrebbe considerare il caso del riscaldamento globale.

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

Ora la femmina di puma è avvantaggiata.

Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.

E, in alcuni posti, stanno prendendo il controllo.

Nihayet ele geçirildiklerinde ve Napolyon'un yedeklerini

Quando finalmente furono presi, e gli fu detto che Napoleone non avrebbe inviato le sue riserve

En büyük kısmı Rusya ele geçirmiştir.

fu suddivisa in varie parti, delle quali la maggiore spettava alla Russia.

Alman Tsingtao Deniz üssünü ele geçirir

Le forze giapponesi assediano la base navale tedesca di Tsingtao.

Onun kitabı trafik kazalarını ele alıyor.

Il suo libro tratta di incidenti nel traffico.

Suçlu er geç yakayı ele verir.

Il crimine non paga a lungo termine.

Bu sorunu üçüncü bölümde ele alacağız.

Tratteremo questo problema nel capitolo tre.

Bu kitap İngiltere'deki yaşamı ele alır.

Questo libro tratta la vita nel Regno Unito.

Servet ve sağlık el ele gider.

La ricchezza e la salute vanno di pari passo.

Küresel ısınmanın bir numaralı sebebini, ele alalım.

il fattore primario del riscaldamento globale.

Bu büyük gizemi ele almak için buradayım.

Sono qui per parlare di questo grande mistero.

Ele alınması gereken bazı zor sorunlar var:

Si devono affrontare dei problemi difficili:

Hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.

la nostra economia e la nostra politica.

Bir de dünyayı genel olarak ele alalım.

Che dire del mondo nella sua totalità?

Bir çember oluşturun ve el ele tutuşun.

Fate un cerchio e tenetevi la mano.

O sorunu oldukça iyi şekilde ele aldın.

- Hai gestito il problema abbastanza bene.
- Ha gestito il problema abbastanza bene.
- Avete gestito il problema abbastanza bene.

John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.

- Ho guardato John e Mary camminare mano nella mano.
- Guardai John e Mary camminare mano nella mano.

Farragut, New Orleans'ı savaş olmadan ele geçirdi.

- Farragut ha conquistato New Orleans senza alcuna lotta.
- Farragut conquistò New Orleans senza alcuna lotta.

Tom durumu daha farklı şekilde ele almalıydı.

- Tom avrebbe dovuto gestire la situazione differentemente.
- Tom avrebbe dovuto gestire la situazione in maniera differente.

Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için

Così creò una task force

Tom, John ve Mary'yi el ele tutuşurlarken gördü.

Tom ha visto John e Mary tenersi per mano.

En son ne zaman birisiyle el ele dolaştın?

Quando è stata l'ultima volta che hai camminato mano nella mano con qualcuno?

Ettiğini ve isteklerimizle arzularımızı nasıl ele geçirdiğini tahmin edebiliriz.

come invada le nostre menti e le nostre aspirazioni e desideri.

Bütünlük ve toplu iyileşmeyi nasıl daha iyi ele alabiliriz?

come possiamo avvicinarci meglio all'unità e alla guarigione collettiva?

Aynı zamanda onları ele veriyor. Çoğu av hüsranla sonlanıyor.

Ma, allo stesso tempo, li espone. Molti tentativi falliscono.

Ve iki milyondan fazla sahte tekstil ürünü ele geçirildi

e sequestrato più di due milioni di capi contraffatti,

- O bir cin tarafından ele geçirilmiş.
- İçine şeytan girmiş.

- È posseduta da un demonio.
- Lei è posseduta da un demonio.

- Suçlu önünde sonunda yakalanır.
- Suçlu er geç yakayı ele verir.

Il crimine non paga.

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın:

Ma finché usiamo mappe piane, affronteremo il compromesso delle proiezioni. E ricorda

Napolyon Haziran ayında Wellington ve Blücher'in ordularını ele geçirmek için Hollanda'ya ilerlediğinde

Quando Napoleone avanzò nei Paesi Bassi in giugno, per affrontare gli eserciti

En büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.

Grande Armée - e marciarono verso est per affrontare la Terza Coalizione.

Son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

Quando l'Apollo 8 raggiunse la luna, l'equipaggio dovette accendere il loro grande motore SPS, per rallentare

Ancak Soult 20.000 adamla kuzeye yürüdü ve Badajoz'u ele geçirdi… ancak Barrosa yakınlarında bir düşman inişinin

eppure Soult marciò verso nord con 20.000 uomini, catturando Badajoz ... ma si ritirò quando ricevette la notizia

- O bizi ispiyon etti.
- O bizi gammazladı.
- O bizi ele verdi.
- O bizi sattı.
- O bizi yüzüstü bıraktı.

- Ci ha denunciati.
- Lui ci ha denunciati.
- Ci ha denunciate.
- Lui ci ha denunciate.
- Ci ha traditi.
- Lui ci ha traditi.
- Ci ha tradite.
- Lui ci ha tradite.