Translation of "Doğuştan" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "Doğuştan" in a sentence and their italian translations:

Doğuştan sanatçı.

Lui è un pittore nato.

O, doğuştan müzisyen.

È una musicista naturale.

O doğuştan kördü.

- Era cieco dalla nascita.
- Lui era cieco dalla nascita.

Kediler doğuştan avcılardır.

I gatti sono dei cacciatori per natura.

Tom doğuştan kördü.

- Tom è nato cieco.
- Tom nacque cieco.

O doğuştan İtalyandır.

- È italiano di nascita.
- Lui è italiano di nascita.

O doğuştan Alman.

È tedesco di nascita.

Tom doğuştan atlet.

Tom è un atleta nato.

Tom doğuştan sanatçı.

Tom è un artista nato.

Kız doğuştan kör.

La ragazza è cieca dalla nascita.

Sami doğuştan kumarbazdı.

Sami era un giocatore d'azzardo nato.

Onun doğuştan yetenekleri var.

Ha dei doni naturali.

O, doğuştan bir şairdir.

- È un poeta nato.
- Lui è un poeta nato.

Tom bir doğuştan şair.

Tom è un poeta nato.

Biz doğuştan iyiyiz, onlar değil,

che noi siamo i buoni e loro no,

Senin müziğe doğuştan yeteneğin var.

Hai un dono per la musica.

O, doğuştan İngilizce konuşan biridir.

- È un madrelingua inglese.
- Lui è un madrelingua inglese.

Doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

sia naturalmente superiore rispetto ad altri gruppi esterni,

Onun oğlunun müziğe doğuştan yeteneği var.

Suo figlio ha un dono per la musica.

O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.

- Ha per natura una buona memoria.
- Lui ha per natura una buona memoria.

Ancak uzmanlar, gergedanların doğuştan katil olmadığını savunur.

Secondo l'esperta, i rinoceronti non sono assassini per natura.

- O, bir doğuştan sanatçı.
- Yetenekli bir sanatçıdır.

- È un'artista dotata.
- Lei è un'artista dotata.

- Ben doğuştan iyimserim.
- İyimser bir doğam var.

- Sono ottimista di natura.
- Io sono ottimista di natura.

- Tom kör doğmadı.
- Tom doğuştan kör değildi.

- Tom non è nato cieco.
- Tom non nacque cieco.

Erkek kardeşimin resim için doğuştan yeteneği var.

Mio fratello è dotato per la pittura.

Ama doğuştan daha üstün oldukları düşüncesinden dolayı değil.

ma non a causa dell'idea che fossero superiormente innati.

Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.

Sono luci notturne integrate per non perdersi di vista.

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

Un mostriciattolo minuscolo pluriomicida nato arrabbiato col mondo.

Mareşal Ney tarihteki en ilham verici savaş alanı komutanlarından biriydi: doğuştan bir

Il maresciallo Ney è stato uno dei comandanti del campo di battaglia più stimolanti della storia: un