Translation of "Sık" in Hungarian

0.044 sec.

Examples of using "Sık" in a sentence and their hungarian translations:

Sık sık kullanılıyor.

és munkafelületek sterilizálására.

Sık sık okurum.

Gyakran olvasok.

Sık sık hıçkırırım.

Gyakran csuklok.

- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.

Gyakran síelek.

Sık sık burada bulundum.

Gyakran voltam itt.

Sık sık kabus görürüm.

- Gyakran álmodom rosszat.
- Gyakran vannak rémálmaim.
- Sokszor gyötörnek rémálmok.

Sık sık orada bulundum.

Gyakran voltam ott.

Sık sık sinemaya giderim.

Gyakran járok moziba.

Sık sık voleybol oynarım.

Gyakran röplabdázom.

Sık sık kahvaltıyı atlarım.

Gyakran kihagyom a reggelit.

Sık sık seyahat ederim.

- Gyakran utazom.
- Sűrűn utazom.
- Gyakorta utazom.

Sık sık Boston'a giderim.

Gyakran megyek Bostonba.

Sık sık uçar mısın?

Gyakran repülsz?

Sık sık evimi özlüyorum.

Gyakran van honvágyam.

Sık sık seni düşünüyorum.

Gyakran gondolok rád.

Sık sık Tokyo'da bulundum.

- Gyakran jártunk Tokióba.
- Gyakran jártunk Tokióban.

Sık sık ağlar mısın?

Gyakran sírsz?

Buraya sık sık gelirim.

Gyakran járok ide.

Oraya sık sık gitmem.

Nem gyakran járok oda.

Onlarla sık sık konuşurum.

Gyakran beszélek velük.

Ben sık sık buradayım.

Gyakran vagyok itt.

Tom sık sık gülümser.

Tamás gyakran mosolyog.

Sık sık plaja gidiyorum.

Gyakran járok a strandra.

Kardeşim sık sık ağlar.

A testvérem gyakran sír.

- Buraya sık sık gelir misiniz?
- Buraya sık sık gelir misin?

Gyakran jársz ide?

Dolandırıcılar tarafından sık sık kandırılırlardı.

miközben gyakran csalók verték át őket.

Kendi esprilerine sık sık güler.

Gyakran nevet a saját viccén.

Korku sık sık tehlikeyi abartır.

A félelem gyakran veszélyhelyzeteket generál.

Sık sık dışarıda yer misin?

Gyakran eszel házon kívül?

O sık sık insanları kızdırır.

Gyakran feldühíti az embereket.

Tom'un sık sık başı ağrır.

Tamásnak gyakran fáj a feje.

Kız kardeşim sık sık ağlar.

- Nővérem gyakran sír.
- A testvérem gyakran sír.

Ben sık sık elmalar yerim.

Gyakran eszek almát.

Onu sık sık görüyor musun?

Gyakran látod?

Sık sık çiğ balık yeriz.

Gyakran eszünk nyers halat.

Onlar hakkında sık sık düşünürüm.

Gyakran gondolok rájuk.

Tom sık sık uykusunda konuşur.

Tom gyakran beszél álmában.

Oraya sık sık gider misin?

- Gyakran jársz oda?
- Gyakran mész oda?

Bu sık sık burada olur.

- Itt gyakran megtörténik.
- Gyakran megesik ez itt.

Tom sık sık sözünde durmaz.

Tom gyakran megszegi az ígéretét.

Tom sık sık sözünü tutmaz.

- Tom gyakran nem teljesíti az ígéretét.
- Tomi ritkán teljesíti az ígéretét.

Çocuklar sık sık hata yapar.

A gyerekek gyakran hibáznak.

Tom sık sık fikrini değiştirir.

Tom gyakran meggondolja magát.

Tom sık sık geç gelir.

Tamás gyakran jön később.

Sık sık vatan hasreti çekerim.

- Gyakran érzek honvágyat.
- Gyakran van honvágyam.

Okulda, Tom sık sık korkutulurdu.

Tomit sokszor befenyítették az iskolában.

Biz sık sık satranç oynarız.

Gyakran sakkozunk.

O, sık sık gitar çalar.

Gyakran gitározik.

Sık sık babasının arabasını sürer.

Gyakran vezeti apja kocsiját.

Geçmiş hakkında sık sık düşünmüyorum.

Ritkán gondolok a múltra.

O beni sık sık arar.

- Gyakran felhív.
- Gyakran telefonál nekem.

Ben sık sık kitap okurum.

Gyakran olvasok könyveket.

Tom sık sık fıkra anlatır.

Tom gyakran mond vicceket.

Tom sık sık telefonla konuşur.

Tom gyakran beszél telefonon.

Gençken sık sık beyzbol oynadım.

Gyakran játszottam baseball-t, amikor fiatal voltam.

Biz sık sık oraya gideriz.

Gyakran járunk oda.

Ben sık sık onu görürüm.

Gyakran találkozom vele.

O sık sık okula gelmez.

Gyakran hiányzik az iskolából.

Sık ​​sık Boston'a gidiyor musun?

Gyakran jársz Bostonba?

O sık sık düşüncesini değiştirir.

- Ő gyakran változtatja a véleményét.
- Gyakran változtatja a véleményét.

Gençler sık ​​sık kuralları çiğnerler.

A tizenévesek gyakran megszegik a szabályokat.

Ben sık sık çay içerim.

Gyakran teázom.

Sık sık ondan mektup alırım.

- Gyakran kapok tőle levelet.
- Gyakran kapok tőle leveleket.

Tom sık sık siyah giyer.

Tomi gyakran jár fekete ruhákban.

Ben sık sık araba kullanmam.

Nem vezetek gyakran.

Tom sık sık nükte yapar.

Tomi gyakran tesz elmés megjegyzéseket.

Burada sık sık yağmur yağar.

Itt gyakran esik az eső.

Tom sık sık hatalı değil.

Tom nem téved gyakran.

Sık sık birbirlerine yardım ederler.

Gyakran segítenek egymásnak.

O, sık sık Tokyo'ya gider.

Gyakran megy Tokióba.

Tom sık sık hasta olur.

Tom gyakran megbetegszik.

O sık sık gitar çalar.

- Gyakran szokott gitározni.
- Gyakran gitározik.

Ben sık sık mavi giyerim.

Gyakran hordok kéket.

O, sık sık televizyonda görünür.

- Gyakran megjelenik a tévében.
- Gyakran szerepel a tévében.
- Gyakran lehet látni a tévében.

Biz sık sık dışarda yemeyiz.

Nem szoktunk gyakran házon kívül enni.

Sık sık yurtdışına çıkar mısın?

Gyakran utazol külföldre?

Ben sık sık ağabeyimle karşılaştırılırım.

Gyakran összehasonlítanak a bátyámmal.

Sık sık Shakespeare'den alıntılar yapar.

- Gyakran idézi Shakespeare-t.
- Gyakran idéz Shakespeare-től.

O, sık sık geç gelir.

Gyakran késik.

Tom sık sık Boston'a gider.

Tom gyakran megy Bostonba.

Tom sık sık yatakta yiyor.

Tom gyakran eszik az ágyban.

Sık sık nehirde yüzmeye giderim.

Gyakran megyek úszni a folyóba.

Sık sık oraya gitmek isterim.

Sokszor van oda kedvem elmenni.

Çocukken sık sık ormanlarda yürüdüm.

Gyerekkoromban gyakran sétáltam az erdőben.

Tom sık sık yardım ister.

Tom gyakran kér segítséget.

Sık sık balık tutmaya giderim.

Gyakran járok horgászni.

Ben sık sık caz dinlerim.

Folyton dzsesszt hallgatok.

Ben sık sık hatalı değilim.

Nem tévedek gyakran.

Erkek kardeşim sık sık ağlar.

A testvérem gyakran sír.

Ben sık sık oraya giderim.

Gyakran járok oda.

Ben onu sık sık yaptım.

Gyakran csináltam azt.

Sık sık birlikte seyahat ederiz.

Gyakran utazunk együtt.

Ben sık sık sinemaya giderim.

Gyakran járok moziba.

Ben sık sık şarkı söylerim.

Gyakran énekelek.

Tom sık sık mavi giyer.

Tom gyakran visel kéket.

Tom sık sık sandalet giyer.

Tom gyakran hord szandált.