Translation of "Yaşındaydı" in German

0.004 sec.

Examples of using "Yaşındaydı" in a sentence and their german translations:

O kaç yaşındaydı?

Wie alt war er?

Tom otuz yaşındaydı.

Tom war dreißig.

42 yaşındaydı, bense 15.

Er war 42 Jahre alt und ich war 15.

Oğlan ancak üç yaşındaydı.

Er war erst drei Jahre alt.

O, evlendiğinde kaç yaşındaydı?

Wie alt war sie, als sie geheiratet hat?

Sadece otuz altı yaşındaydı.

Er war erst sechsunddreißig Jahre alt.

Tom öldüğünde otuz yaşındaydı.

- Tom war dreißig, als er starb.
- Tom war dreißig Jahre alt, als er starb.

Bu çocuklar kaç yaşındaydı.

Wie alt waren diese Kinder?

Fadıl henüz kırk yaşındaydı.

Fadil war erst vierzig Jahre alt.

O, ilk fotoğrafta kaç yaşındaydı?

- Wie alt war er auf dem ersten Foto?
- Wie alt war sie auf dem ersten Foto?

O o zaman 19 yaşındaydı.

Er war damals neunzehn.

O, o zaman 19 yaşındaydı.

Sie war damals neunzehn.

Tom o zaman kaç yaşındaydı?

Wie alt war Tom damals?

O, ilk fotoğrafta kaç yaşındaydı.

Wie alt war er auf dem ersten Foto?

Kraliçe Victoria evlendiğinde kaç yaşındaydı?

Wie alt war Königin Victoria, als sie vermählt wurde?

Boston'a taşındığınızda, çocuklarınız kaç yaşındaydı?

- Wie alt waren eure Kinder, als ihr nach Boston gezogen seid?
- Wie alt waren deine Kinder, als du nach Boston gezogen bist?

Tom öldüğünde on üç yaşındaydı.

Tom war dreizehn, als er starb.

Tom bu resimde kaç yaşındaydı?

Wie alt war Tom auf diesem Bild?

Tom konuşmaya başladığında kaç yaşındaydı.

Wie alt war Tom, als er mit dem Sprechen anfing?

İlk kez araba sürdüğünde, kaç yaşındaydı?

Wie alt war sie, als sie zum ersten Mal ein Auto fuhr?

Tanıştıklarında o sadece on yedi yaşındaydı.

Sie war erst siebzehn, als sie sich kennenlernten.

Bu resim çekildiğinde Tom üç yaşındaydı.

Tom war drei Jahre alt, als dieses Bild aufgenommen wurde.

Seksen iki yaşındaydı ve yaşını hissediyordu.

Er war zweiundachtzig Jahre alt und fühlte sich auch so.

Tom o zaman on üç yaşındaydı.

Tom war damals dreizehn.

Berlin Duvarı yıkıldığında Tom on iki yaşındaydı.

- Tom war zwölf, als die Berliner Mauer fiel.
- Tom war zwölf Jahre alt, als die Berliner Mauer fiel.

Geçen çarşamba günü köpeğim öldü. 16 yaşındaydı.

Letzten Mittwoch starb meine Hündin. Sie war 16.

O, üniversiteden mezun olduğunda sadece 18 yaşındaydı.

Sie war erst achtzehn, als sie die Universität abschloss.

Tom o zaman sadece on üç yaşındaydı.

Tom war damals erst dreizehn Jahre alt.

Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.

Als Justin Bieber seine musikalische Karriere startete, war er vierzehn Jahre alt.

Kendisini trenin önüne attığında daha otuz dört yaşındaydı.

Er war erst vierunddreißig Jahre alt, als er sich vor einen Zug warf.

Tom o zaman yalnızca 13 ya da 14 yaşındaydı.

- Tom war damals erst dreizehn oder vierzehn.
- Tom war da gerade einmal dreizehn oder vierzehn Jahre alt.

Bu fotoğrafta on altı yaşındaydım ve Tom on yaşındaydı.

Ich bin auf diesem Foto sechzehn, und Tom ist zehn.

Dünyanın en yaşlı yılan balığı Åle yakın zamanda öldü. Yaklaşık olarak 150 yaşındaydı.

Åle, der Welt ältester Aal, ist jüngst verstorben. Er wurde etwa 150 Jahre alt.