Translation of "Tanınmış" in German

0.005 sec.

Examples of using "Tanınmış" in a sentence and their german translations:

Tom tanınmış bir ressamdır.

- Tom ist ein gut bekannter Maler.
- Tom ist ein bekannter Maler.

Tanınmış psikolog görünüşte amcama benziyor.

Der prominente Psychologe ähnelt in seinem Aussehen meinem Onkel.

O, iyi tanınmış bir şarkıcıdır.

Sie ist eine sehr bekannte Sängerin.

O tanınmış bir televizyon karakteridir.

Er ist eine allseits bekannte Fernsehpersönlichkeit.

Otelde iki tanınmış artist vardı.

Es hielten sich zwei berühmte Künstler in dem Hotel auf.

Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri.

Es ist eines der bekanntesten Bücher in der brasilianischen Literatur.

Büyük Kanyon tanınmış bir turistik mekandır.

- Der Grand Canyon ist ein berühmter Anziehungspunkt für Reisende.
- Der Grand Canyon ist ein sehr bekanntes Touristenziel.

Hoover, Amerikalılar için iyi tanınmış biriydi.

Hoover war den Amerikanern gut bekannt.

Tanınmış şair çalışma odasında intihar etmeye kalkıştı.

Der bekannte Dichter hatte in seinem Arbeitszimmer einen Selbstmordversuch unternommen.

Galileo'nun babası, Vincenzo Galilei, tanınmış bir müzisyendi.

Galileos Vater, Vincenzo Galilei, war ein bekannter Musiker.

Çok tanınmış biri değildi ama Da Vinci hala

Er war nicht sehr bekannt, aber Da Vinci ist es immer noch

Onun küçük kız kardeşi tanınmış bir televizyon yıldızıdır.

Seine jüngere Schwester ist ein bekannter Fernsehstar.

2011 yılının kötü tanınmış deyimi "Kebap cinayetleri"dir.

- Das Unwort des Jahres 2011 ist „Döner-Morde“.
- Das Unwort des Jahres 2011 lautet „Döner-Morde“.

O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.

In dieser Gegend wird ein sehr bekannter Wein hergestellt.

"Red Dragon" tanınmış bir kumar ve esrarkeş batakhanesi.

Der „Rote Drache“ ist eine allseits bekannte Glücksspiel- und Opiumhöhle.

Tom ve Mary dünyadaki en tanınmış meşhur çiftlerden biridir.

Tom und Maria zählen zu den berühmtesten Promipaaren der Welt.

En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.

In den 60ern und 70ern veröffentlichte sie ihre berühmtesten Bücher.

- Bu makalenin yazarı ünlü bir eleştirmendir.
- Bu yazının yazarı tanınmış bir eleştirmendir.

- Der Autor dieses Beitrags ist ein bekannter Kritiker.
- Der Autor dieses Artikels ist ein bekannter Kritiker.

- Kendisi Japonya'daki en meşhur şarkıcılardandır.
- Japonya'daki en ünlü şarkıcılardan biridir.
- O, Japonya'daki en tanınmış şarkıcılardan biridir.

Er ist einer der berühmtesten Sänger Japans.