Translation of "Kayak" in German

0.010 sec.

Examples of using "Kayak" in a sentence and their german translations:

- Ben kayak yapabilirim.
- Kayak yapabilirim.

Ich kann Ski fahren.

- Onlar kayak yapıyordu.
- Kayak yapıyorlardı.

Sie fuhren Ski.

- Hiç kayak yapmıyordum.
- Hiç kayak yapmadım.

Ich bin noch nie Ski gelaufen.

- Tom kayak sever.
- Tom kayak yapmayı sever.

Tom liebt Skifahren.

O kayak yapamaz.

Sie kann nicht Ski fahren.

Kayak yapmaya gitti.

Er ist Skifahren gegangen.

Kayak yapmayı severim.

Ich fahre gern Ski.

Tom kayak kayamaz.

Tom kann nicht Ski fahren.

Tom kayak yapıyordu.

Tom war Skifahren.

Ben kayak yapabilirim.

Ich kann Ski fahren.

Kayak yapmaya gittik.

- Wir sind Schi fahren gegangen.
- Wir sind Ski fahren gegangen.

- Tom hiç kayak yapmıyordu.
- Tom hiç kayak yapmadı.

Tom ist noch nie Ski gefahren.

- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.

Ich fahre oft Ski.

O tepede kayak yapabilirsin.

Du kannst auf jenem Hügel Ski laufen.

Hokkaido'da kayak yapmaya gideceğim.

Ich fahre zum Skifahren nach Hokkaidō.

Kayak yaparken bacağını kırdı.

Er hat sich beim Skilaufen das Bein gebrochen.

Kayak yaparken bacağımı kırdım.

Ich hab mir beim Skifahren das Bein gebrochen.

Kayak gezimizi iple çekiyorum.

Ich freue mich auf unsere Skitour.

"Kayak" palindromun bir örneğidir.

"Kajak" ist ein Beispiel für ein Palindrom.

Kayak nerede icat edildi?

Wo ist das Skifahren erfunden worden?

Tom kayak yapmaya gitti.

Tom ist Skifahren gegangen.

O bir kayak hocasıdır.

Sie ist Skilehrerin.

Tom kayak yapmayı severdi.

Tom liebte Skifahren.

- Kayak yaparken düşüp kolunu kırdı.
- Kayak yaparken düştü ve kolunu kırdı.

Er ist beim Skifahren hingefallen und hat sich den Arm gebrochen.

Erkek kardeşin kayak eğitmeni mi?

- Ist euer Bruder Skilehrer?
- Ist dein Bruder Skilehrer?

Ben kayak yapmayı öğrenmek istiyorum.

Ich möchte Ski fahren lernen.

Tom kayak yaparken bacağını kırdı.

- Tom brach sich beim Skifahren das Bein.
- Tom hat sich beim Skifahren das Bein gebrochen.

Burada, herkes kayak yapmaya gider.

- Überall hier fahren alle Ski.
- In dieser Gegend fahren alle Schi.

Her Kış Hokkaido'da kayak yapar.

Er läuft jeden Winter in Hokkaido Ski.

Bence Tom, kayak yapmaktan hoşlanmıyor.

Tom fährt, glaube ich, nicht gern Ski.

- Kayar mısın?
- Kayak yapar mısın?

Fährst du Ski?

Tom bir kayak kazası geçirdi.

Tom hatte einen Schiunfall.

Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.

Ich bin schon seit drei Jahren Skilehrer.

Hokkaido'da kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

Ich will zum Skifahren nach Hokkaidō.

Kayak benim en sevdiğim spor.

- Ski ist mein Lieblingssport.
- Skifahren ist mein Lieblingssport.

Ben sık sık kayak yaparım.

Ich fahre oft Ski.

Tom'la kayak yapmaya gitmek istiyorum.

- Ich möchte mit Tom Skifahren gehen.
- Ich möchte mit Tom Skilaufen gehen.

Ben de kayak yapmayı seviyorum.

Ich fahre auch gerne Ski.

Taze karda kayak yapmak çok eğlenceli.

Skifahren im Neuschnee macht großen Spaß.

Yeni bir çift kayak almam lazım.

Ich muss mir ein neues Paar Skier kaufen.

O hem kayak hem paten yapabilir.

Sie kann Skifahren und Schlittschuhlaufen.

Ben bazı kayak botları almak istiyorum.

Ich möchte mir Skistiefel kaufen.

Kaza olduğunda Tom babasıyla kayak yapıyordu.

Tom war mit seinem Vater Schi fahren, als der Unfall passierte.

Tom bir kayak kazasında boynunu kırdı.

Tom hat sich bei einem Skiunfall den Hals gebrochen.

Yılda kaç kez kayak yapmaya gidersin?

Wie oft gehst du im Jahr zum Skifahren?

Geçen kış Kanada'da kayak yapmaya gittim.

Ich war letzten Winter Skilaufen in Kanada.

Geçen kış Zao'ya kayak yapmaya gittim.

Letzten Winter bin ich zum Skifahren nach Zao gefahren.

Ailem her kış kayak yapmaya gider.

Meine Familie fährt jeden Winter Ski.

Kışın sık sık kayak yapmaya gittik.

Im Winter sind wir oft Ski gelaufen.

Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.

Im Winter bin ich oft Ski fahren gegangen.

Ben kayak botları satın almak istiyorum.

- Ich will Skischuhe kaufen.
- Ich möchte Skistiefel kaufen.

O babası kadar ustaca kayak yapabilir.

Er fährt so geschickt Schi wie sein Vater.

Hiç Tom'la kayak yapmaya gittin mi?

- Bist du je mit Tom Ski gelaufen?
- Bist du je mit Tom Ski gefahren?

- Bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- Bir çift kayak ayakkabısı satın almak istiyorum.

Ich will ein Paar Skistiefel kaufen.

Ben bir çocukken kayak yapmaya çok gittim.

Als Kind war ich oft Ski fahren.

Kayak yapmayı yüzmekten çok daha fazla severim.

Ich mag Ski fahren viel lieber als Schwimmen.

Bu kış ilk defa kayak yapmaya gittim.

Ich bin diesen Winter zum ersten Mal Ski fahren gegangen.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

Letzten Winter fuhr ich zum Skifahren nach Kanada.

Aynı gün içinde kayak kayıp plaja gidebilirsiniz.

Man kann am selben Tag Ski fahren und an den Strand gehen.

"Bacağına ne oldu?" "Kayak yapıyordum ve düştüm."

„Was ist mit deinem Bein passiert?“ „Ich bin beim Skifahren gestürzt.“

O erkek kardeşi kadar güzel kayak yapabilir.

Sie kann genauso gut Ski fahren wie ihr Bruder.

Tom kışın çoğunlukla örgü kayak şapkası giyiyor.

Tom trägt im Winter oft eine Skistrickmütze.

Eğer kayak yapmaya gitmezsen, ben de gitmem.

Wenn Sie nicht Ski fahren gehen, dann gehe ich auch nicht.

Tom ve Mary, Alplere kayak kaymaya gittiler.

Tom und Maria fuhren zum Skifahren in die Alpen.

Tom neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabilir.

Tom kann fast so gut Ski fahren wie Maria.

O, birlikte kayak yapmaya gitmek istediğim son kişidir.

Er ist der letzte Mensch, mit dem ich Skifahren gehen wollte.

O Bob'un ona kayak yapmayı öğretmesini rica etti.

Sie bat Robert, ihr das Skifahren beizubringen.

Yeni yağmış kar üzerinde kayak yapmak çok eğlenceli.

Es macht viel Vergnügen, im Neuschnee Schi zu fahren.

Tom sana nasıl kayak yapılacağını öğreten kişi miydi?

War es Tom, der dir das Skifahren beigebracht hat?

Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.

Sie tanzt lieber in der Disko, als dass sie Ski fährt.

Küçük kız kardeşim ona nasıl kayak yapacağını öğretmemi istedi.

Meine kleine Schwester bat mich, ihr Skifahren beizubringen.

- Kaymak için dağa gittik.
- Kayak yapmak için dağa gittik.

Wir fuhren zum Skilaufen in die Berge.

Tom siyah giymişti ve siyah bir kayak maskesi takmıştı.

Tom war schwarz angezogen und hatte eine schwarze Schibrille auf.

Hangisi daha kolaydır, kayak mı yoksa buz pateni mi?

Was ist einfacher, Skifahren oder Schlittschuhlaufen?

- Çığı kayakçılar tetikledi.
- Çığın düşmesine kayak yapanlar sebep oldu.

Die Lawine wurde von Skifahrern ausgelöst.

O hiç yüzemiyor ama kayak yapmaya gelince o en iyidir.

Er kann überhaupt nicht schwimmen, aber beim Skifahren ist er der Beste.

Tom'un babası gelecek hafta sonu Tom'u ve beni kayak yapmaya götürüyor.

Toms Vater nimmt Tom und mich zum Skifahren am kommenden Wochenende.

Hangisini daha çok seversin, paten yapmayı mı yoksa kayak yapmayı mı?

- Was machst du lieber, Ski fahren oder Schlittschuh laufen?
- Ist euch Skifahren oder Schlittschuhlaufen lieber?
- Bevorzugen Sie es, Ski zu fahren oder Schlittschuh zu laufen?

Squaw Valley, Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletlerindeki en büyük kayak merkezlerinden biridir.

Squaw Valley in Kalifornien ist einer der größten Skiorte in den Vereinigten Staaten.

Ne yazık ki, bacağımı kırdım, bu yüzden bu hafta sonu sizinle kayak yapmaya gidemem.

Leider habe ich mir das Bein gebrochen, so dass ich an diesem Wochenende nicht mit dir zum Skifahren fahren kann.