Translation of "Dikiş" in German

0.035 sec.

Examples of using "Dikiş" in a sentence and their german translations:

Dikiş dersleri alıyor.

Sie nimmt Nähunterricht.

Dikiş dikmekte çok iyisin.

Du bist sehr gut im Nähen.

Biz iğneyle dikiş dikiyoruz.

Wir nähen mit einer Nadel.

O çok iyi dikiş dikebilir.

- Sie kann sehr gut nähen.
- Sie kann ziemlich gut nähen.

İğne kullanmadan dikiş dikebilir misiniz?

Können Sie nähen, ohne eine Nadel zu verwenden?

Annem bana dikiş makinesini verdi.

Meine Mutter gab mir ihre Nähmaschine.

Mary çok iyi dikiş dikebilir.

Maria kann sehr gut nähen.

O, dikiş dikmekte çok iyi.

Sie kann sehr gut nähen.

Tom Mary'ye yeni bir dikiş makinesi aldı ve ona dikiş dikmeyi öğretti.

Tom kaufte Maria eine neue Nähmaschine, und sie brachte ihm das Nähen bei.

Annem bana dikiş makinesini hediye etti.

Meine Mutter gab mir ihre Nähmaschine.

Tom bana dikiş dikebilip dikemeyeceğimi sordu.

Tom fragte mich, ob ich nähen könne.

Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok.

In diesem Raum ist es nicht hell genug zum Nähen.

Tom hiçbir işte dikiş tutturamayıp hep kovuluyor.

Tom kann sich bei keinem Job lange halten. Er wird immer gefeuert.

İğneye iplik geçiremediğim için dikiş dikmeyi sevmiyorum.

Ich nähe nicht gern, weil ich die Nadel nicht einfädeln kann.

Büyükannem daha gençken dikiş makinesini çok kullanırdı.

Meine Großmutter benutzte ihre Nähmaschine viel, als sie jünger war.

Bu dikiş makinesini kavramak ne kadar sürer?

Wie lange dauert es, sich mit dieser Nähmaschine vertraut zu machen?

Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.

Ich habe eine neue Nähmaschine gekauft.

- Bir dikiş makinem var ama onu çok nadir kullanıyorum.
- Bir dikiş makinem var ama onu nadiren kullanırım.

Ich habe zwar eine Nähmaschine, aber die benutze ich so gut wie nie.

O bir iğne ve iplik ile dikiş diker.

Sie näht mit Nadel und Faden.

Mary dikiş veya örgü hakkında hiçbir şey bilmaz.

Maria versteht nichts vom Nähen oder Stricken.

O bana nasıl dikiş dikeceğimi bilip bilmediğimi sordu.

Sie fragte mich, ob ich nähen könne.

- Nasıl dikileceğini biliyor musun?
- Nasıl dikiş dikileceğini biliyor musun?

Kannst du nähen?

Büyükannem üç yıl öncesine kadar dikiş makinesini çok kullanırdı.

Bis vor drei Jahren hat meine Großmutter oft Gebrauch von ihrer Nähmaschine gemacht.

Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.

In dem Zimmer, in dem Tom früher schlief, stehen eine Nahmaschine und ein Bügelbrett.