Translation of "Dünyasında" in German

0.008 sec.

Examples of using "Dünyasında" in a sentence and their german translations:

- Fantezi dünyasında yaşıyorsun.
- Bir hayal dünyasında yaşıyorsun.

- Du lebst in einer Phantasiewelt.
- Ihr lebt in einer Phantasiewelt.
- Sie leben in einer Phantasiewelt.

Hayal dünyasında yaşıyor.

Sie lebt in einer Traumwelt.

Tom kendi dünyasında yaşıyor.

Tom lebt in seiner eigenen Welt.

Ali kendi dünyasında yaşıyor.

Ali lebt in seiner eigenen Welt.

Tom bir hayal dünyasında yaşıyor.

- Tom lebt in einer imaginären Welt.
- Tom lebt in einer Phantasiewelt.

O, bir fantezi dünyasında yaşıyor.

Er lebt in einer Traumwelt.

Tom'un sorunu kendi dünyasında yaşamaktır.

Toms Problem ist, dass er in seiner eigenen kleinen Welt lebt.

Bilim dünyasında, birçok entelektüel ikiyüzlülük vardır.

In der wissenschaftlichen Welt gibt es viel intellektuelle Heuchelei.

- İngilizce, bugünün dünyasında çok önemli bir dildir.
- İngilizce, günümüz dünyasında çok önemli bir dildir.

Englisch ist in der heutigen Welt eine sehr wichtige Sprache.

Futbol dünyasında mafya ile ilişkisi olan futbolcuları

Fußballer, die eine Beziehung zur Mafia in der Fußballwelt haben

Stalin tüm insanların babasıydı – kendi sağlıksız hayal dünyasında.

Stalin war der Vater aller Völker — in seiner kranken Fantasie.

Tom iş dünyasında tanıdığım en saygın insanlardan biridir.

Tom ist einer der angesehensten Männer der Geschäftswelt.

En azından iki dil bilmek bugünün dünyasında bir zorunluluk.

Mindestens zweisprachig zu sein, ist in der heutigen Welt ein Muss.

O iş dünyasında başarılı olmak için ne gerekliyse sahip.

Er hat, was man braucht, um in der Geschäftswelt Erfolg zu haben.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.

Die verschiedenen Kultarten, die es in der römischen Welt gab, wurden vom Volk als gleich wahr angesehen, von den Philosophen als gleich falsch und vom Magistrat als gleich nützlich. Und so sorgte Toleranz nicht nur für wechselseitige Nachsicht, sondern sogar für religiöse Eintracht.