Translation of "Bilmiyordu" in German

0.007 sec.

Examples of using "Bilmiyordu" in a sentence and their german translations:

Bilmiyordu.

Sie wusste es nicht.

Onu bilmiyordu.

- Das wusste er nicht.
- Er wusste es nicht.

Tom bilmiyordu.

Tom wusste das nicht.

Kimse bilmiyordu.

Keiner wusste Bescheid.

- Onu hiç kimse bilmiyordu.
- Kimse onu bilmiyordu.

- Kein Mensch wusste das.
- Niemand wusste das.
- Keiner wusste das.

Masha ailesini bilmiyordu.

- Mascha kannte ihre Eltern nicht.
- Mascha hat ihre Eltern nie gekannt.

Tom bunu bilmiyordu.

Tom wusste das nicht.

Kimse onu bilmiyordu.

Keiner wusste das.

Onu kim bilmiyordu?

Wer wusste das nicht?

Tom onu bilmiyordu.

Tom wusste nichts davon.

Tom kuralları bilmiyordu.

Tom kannte die Regeln nicht.

- Tom ne diyeceğini bilmiyordu.
- Tom ne dediğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was er sagen sollte.

- Hiç kimse ne söyleyeceğini bilmiyordu.
- Kimse ne söyleyeceğini bilmiyordu.

Keiner wusste, was er sagen sollte.

Tony onların isimlerini bilmiyordu.

Tony wusste nicht, wie sie hießen.

Yabancı Japoncayı hiç bilmiyordu.

Der Ausländer konnte überhaupt kein Japanisch.

O, ne diyeceğini bilmiyordu.

Er wusste nicht, was er sagen sollte.

Çiftçiler ne yapacağını bilmiyordu.

- Die Bauern wussten nicht, was sie tun sollten.
- Die Bauern wussten nicht, was zu tun ist.

O ne yapacağını bilmiyordu.

Sie wusste nicht, was sie tun sollte.

Tom nasıl yüzeceğini bilmiyordu.

Tom konnte nicht schwimmen.

Tom Mary'nin uyuduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Maria schlief.

Ona ne söyleyeceğini bilmiyordu.

Sie wusste nicht, was sie ihm sagen sollte.

Tom nerede olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wo er war.

Hiç kimse sebebini bilmiyordu.

Niemand wusste, warum.

Onun hakkında kimse bilmiyordu.

Niemand wusste davon.

Tom ve Mary bilmiyordu.

Tom und Maria wussten es nicht.

Tom onun adını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wie sie hieß.

Tom birini inciteceğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass er jemanden verletzt hatte.

Tom onu asla bilmiyordu.

Tom wusste das nie.

Hiç kimse cevabı bilmiyordu.

Niemand wusste die Antwort.

Ne olacağını kimse bilmiyordu.

Niemand ahnte, was unmittelbar bevorstand.

Tom nereye bakacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wohin er schauen sollte.

Tom bir şey bilmiyordu.

- Tom wusste nichts.
- Tom wusste von nichts.

Tom onların isimlerini bilmiyordu.

- Tom kannte ihre Namen nicht.
- Tom wusste nicht, wie sie heißen.
- Tom wusste nicht, wie sie hießen.

Onu hiç kimse bilmiyordu.

Kein Mensch wusste das.

Tom ne yapacağını bilmiyordu.

- Tom wusste nicht, was er tun sollte.
- Tom wusste nicht, was er machen sollte.

Tom kime inanacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wem er Glauben schenken sollte.

Tom ne yaptığını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was er tat.

- Onun hakkında bir şey bilmiyordu.
- O konuda bir şey bilmiyordu.

Er hatte überhaupt keine Ahnung davon.

- Tom Mary'nin ne satın alacağını bilmiyordu.
- Tom Mary'nin ne alacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was Maria zu kaufen gedachte.

Ama ailem bunu yapmayı bilmiyordu.

Aber meine Familie konnte das nicht.

Dorgan dachshund'u nasıl heceleyeceğini bilmiyordu.

- Dorgan wusste nicht, wie man „Dachshund“ schreibt.
- Dorgan wusste nicht, wie man „Dackel“ schreibt.

Gerçeği kimse bilmiyordu gibi görünüyor.

Es scheint, dass niemand die Wahrheit kannte.

Daha sonra ne yapacağını bilmiyordu.

Er wusste nicht, was er als nächstes tun sollte.

Kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyordu.

Er wusste nicht wie er sich ausdrücken sollte.

Bir kız arkadaşın olduğunu bilmiyordu.

Ich wusste nicht, dass du eine Freundin hast.

Onlar bile neye baktıklarını bilmiyordu.

Sie wussten nicht einmal, was sie da ansahen.

Tom paranın nereden geldiğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, woher das Geld kam.

Tom nasıl cevap vermeliydi, bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was er erwidern sollte.

Tom gerçekten ne söyleyeceğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht so recht, was er sagen sollte.

Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wie er antworten sollte.

Tom gerçekten ne yapacağını bilmiyordu.

Tom wusste wirklich nicht, was er tun sollte.

Tom burada olduğumu bile bilmiyordu.

Tom wusste nicht einmal, dass ich hier war.

Tom muhtemelen toplantı hakkında bilmiyordu.

Tom wusste vermutlich nichts von der Sitzung.

Tom ne yapmaya çalıştığımı bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was ich zu tun versuchte.

Tom hâlâ ne yapacağını bilmiyordu.

Tom wusste noch immer nicht, was er tun sollte.

Tom Mary'nin zengin olduğunu bilmiyordu.

Tom hat nie erfahren, wie reich Marie ist.

Tom gerçekten neler olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was wirklich vor sich ging.

Tom nerede olduğunu bile bilmiyordu.

- Tom wusste noch nicht einmal, wo er sich befand.
- Tom wusste noch nicht einmal, wo er war.

Yemek artıklarını ne yapacağını bilmiyordu.

Er wußte nicht, was er mit den Essensresten machen sollte.

Tom Mary'nin çoktan öldüğünü bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Maria bereits tot war.

Tom'un nerede yaşadığını kimse bilmiyordu.

Niemand wusste, wo Tom wohnte.

Hiç kimse bir şey bilmiyordu.

- Niemand wusste etwas.
- Man wusste nicht das Geringste.

Tom Mary'nin hasta olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Maria krank gewesen war.

Tom birine hakaret ettiğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass er jemanden beleidigt hatte.

Tom, Mary'nin nerede yaşadığını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wo Maria wohnte.

Tom, Mary'nin nerede olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wo Maria war.

Tom onun kim olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wer es war.

Tom çöpü nerede yakacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wo er den Müll verbrennen sollte.

Tom onunla ne yapacağını bilmiyordu.

- Tom wusste nicht, was er damit anfangen sollte.
- Tom wusste damit nichts anzufangen.

Tom anne babasını hiç bilmiyordu.

Tom hat seine Eltern nie kennengelernt.

Tom şemsiyesini nereye koyacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wo er seinen Schirm hintun sollte.

Tom Mary'nin orada olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Maria dort war.

Sorunla ilgili ne yapacağını bilmiyordu.

Sie wusste nicht, wie sie mit dem Problem umgehen sollte.

Tom o kadını hiç bilmiyordu.

- Tom kannte diese Frau gar nicht.
- Tom kannte diese Frau überhaupt nicht.

Tom Mary'nin nereli olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, woher Mary kam.

Tom Mary'nin ağlama nedenini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, aus welchem Grunde Maria weinte.

Tom, Mary'nin evli olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Mary verheiratet war.

Tom başka ne söyleyeceğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was er noch sagen sollte.

Tom başka ne yapacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was er sonst tun sollte.

Tom köprünün kapalı olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass die Brücke geschlossen war.

Tom Mary'nin Fransızca anladığını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Mary Französisch verstand.

Tom Mary'nin orada olacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Maria dort sein würde.

Tom Mary'ye nasıl ulaşacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wie er Maria erreichen könnte.

Tom kızın kim olduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wer das Mädchen war.

Tom onu nasıl yapacağını bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wie er das machen sollte.

Tom onun nasıl olabildiğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wie das passieren konnte.

Tom Mary'nin yalan söylediğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, dass Mary log.

Tom zarfı kime götüreceğini bilmiyordu.

Tom wusste nicht, wem er den Umschlag geben sollte.

Tom Mary'nin ne okuduğunu bilmiyordu.

Tom wusste nicht, was Mary gerade las.