Translation of "Sınavı" in French

0.007 sec.

Examples of using "Sınavı" in a sentence and their french translations:

Sınavı geçebildi.

Il a réussi à avoir son examen.

Sınavı geçemedi.

Il a raté son examen.

O, sınavı geçebildi.

Il a pu réussir l'examen.

O sınavı geçti.

Il passa l'examen avec succès.

O, sınavı geçti.

- Elle a réussi l'examen.
- Elle réussit l'examen.

Sınavı tekrar denemelisin.

Tu devrais essayer de repasser l'examen.

Sınavı kolaylıkla geçti.

Elle a réussi l'examen avec facilité.

Tom sınavı geçti.

Tom a réussi l'examen.

Sınavı kaçırmak istemiyorum.

Je ne veux pas louper mes examens.

John sınavı geçti.

John a réussi l'examen.

Sınavı geçtiğimi düşünmüyorum.

Je ne pense pas avoir réussi l'examen.

Sıkı çalışırsan sınavı geçeceksin.

Travaille dur, et tu réussiras ton examen.

Onun sınavı geçeceği kesindir.

Elle est certaine de réussir les examens.

O, sınavı geçeceğinden emin.

Il est sûr de réussir l'examen.

Onun sınavı geçtiğine inanılmaktadır.

On croit qu'il a réussi l'examen.

Tom'um sınavı geçeceğini umuyorum.

Je m'attends à ce que Tom ait son examen.

Bob'ın sınavı geçeceğinden eminim.

Je suis sûr que Bob va réussir l'examen.

Onun sınavı geçmesi kesindir.

C'est sûr qu'il va réussir l'examen.

Ve nitekim sınavı kaybetti.

Il a donc échoué à son examen.

O sınavı zorla geçti.

Il a réussi l'examen de justesse.

Sınavı geçmek için şanslıydı.

Elle a eu la chance de réussir l'examen.

Bütün öğrenciler sınavı geçti.

Tous les élèves ont réussi l'examen.

Onun sınavı geçeceğini umuyorum.

Je m'attends à ce qu'il réussisse l'examen.

Şüphesiz o, sınavı geçecek.

Il sera sans doute reçu à l'examen.

Ses sınavı nasıl gitti?

Comment s'est passée l'audition ?

Çok çalışırsan sınavı geçersin.

Travaille dur, et tu réussiras ton examen.

O sınavı geçti mi?

A-t-il réussi à l'examen?

Öğrencilerden hiçbiri sınavı geçmedi.

- Aucun de ses étudiants n'a réussi l'examen.
- Aucune de ses étudiantes n'a réussi l'examen.

Kimya sınavı çok kolaydı.

Le contrôle de chimie était facile.

Ben sınavı zorlukla geçtim.

J'ai réussi mon examen de justesse.

Biz hepimiz sınavı geçtik.

Nous avons tous réussi l'examen.

Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.

Après tout, il a réussi l'examen.

Sınavı geçmek için çok çalışıyor.

Il travaille dur en vue de réussir son examen.

Ben onun sınavı geçtiğinden eminim.

Je suis sûr qu'il va réussir son examen.

Daha sıkı çalışsaydı, sınavı geçerdi.

S’il avait plus étudié, il aurait réussi à l’examen.

Yarın bir matematik sınavı olacak.

Il y aura un contrôle de math demain.

Onun sınavı geçtiğine memnun oldum.

Je suis heureux qu'il ait réussi à l'examen.

Onun gelecek sınavı geçeceğinden eminim.

Je suis sûr qu’il réussira le prochain examen.

Ben bu sınavı geçmek zorundayım.

Je dois réussir cet examen.

Sınavı geçmek istiyorsan çok çalışmalısın.

- Il va falloir bosser dur si tu veux passer l'examen.
- Il faudra travailler dur si vous souhaitez réussir l'examen.

Yarın bir matematik sınavı var.

Demain, il y a un contrôle de maths.

Sınavı geçebilmem için çok çalıştım.

J'ai étudié dur afin d'être reçu à mon examen.

Ben onun sınavı geçeceğine eminim.

Je suis sûr qu'il réussira l'examen.

Onun bir sözlü sınavı vardı.

Il avait un examen oral.

Sınavı geçmek için çok çalıştı.

Il a travaillé dur afin de réussir l'examen.

- Sınavı geçmek istiyorsan ciddi olarak çalışmalısın.
- Sınavı geçmek istiyorsanız, ciddi bir şekilde çalışmalısınız.

Tu dois étudier sérieusement si tu veux réussir à l'examen.

"O, sınavı geçecek mi?" "Maalesef geçmeyecek."

« Réussira-t-il son examen ? » « Je crains que non. »

O, sınavı geçmek için çok çabaladı.

Elle s'est donné du mal pour réussir son examen.

Onun bir sonraki sınavı geçeceğinden eminim.

Je suis sûr qu’il réussira le prochain examen.

Sınavı geçeceğini düşündüğüm arkadaş başarısız oldu.

Cet ami, lequel je pensais aurait réussi cet examen, l'a échoué.

Jack geçen ay altı sınavı vardı.

Jack a passé six examens le mois dernier.

Bay Tanaka sınavı geçti gibi görünüyor.

Il semble que monsieur Tanaka a réussi son examen.

Sınavı çok sıkı çalışmama rağmen, geçemedim.

Bien que j'aie étudié sérieusement, je n'ai pas pu passer l'examen.

O, bir sonraki sınavı geçeceğinden emin.

Il est certain de réussir le prochain examen.

Bu sınavı geçen birini biliyor musun?

- Est-ce que tu connais quelqu'un qui a réussi cet examen ?
- Est-ce que vous connaissez quelqu'un qui a réussi cet examen ?
- Connaissez-vous quelqu'un qui a réussi cet examen ?

Yarınki Fransızca sınavı için çalışmak zorundayım.

Je dois étudier pour le contrôle de français de demain.

Onun önümüzdeki hafta bir sınavı var.

Il a un examen la semaine prochaine.

O, giriş sınavı için hazırlanmakla meşgul.

Il est occupé à préparer son examen d'entrée.

Sınavı çok başarılı bir biçimde geçtim.

J'ai passé le test haut la main.

Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı.

Ken sauva la face en réussissant à l'examen.

Mary konservatuvarda ses sınavı için hazırlanıyor.

Mary se prépare pour son audition au conservatoire.

O, sınavı geçmek için canını dişine taktı.

Elle a fait beaucoup d'efforts pour passer l'examen.

Matematik sınavı hakkında bana bazı sorular sordu.

Il m'a posé quelques questions à propos du test de maths.

O, bu şartlarda çalışırsa, sınavı geçeceğinden emin.

Il est certain de réussir l'examen s'il étudie à ce rythme.

Ben, ne olursa olsun bu sınavı geçmeliyim.

Je dois réussir cet examen coûte que coûte.

O, sınavı geçmek için bir çaba harcadı.

Il a fait un effort pour réussir l'examen.

Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.

La plupart des étudiants se préparent pour les examens finaux.

Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği.

L'examen universitaire le plus difficile de ma vie approche : mécanique des fluides.

O, laboratuar çalışmalarının sınavı öncesinde teslim edilmesini şart koşuyor.

Il exige que les exercices de laboratoire soient remis avant l'examen final.

- Sınavı geçtiğimi sanmıyorum.
- Sınavdan geçer not aldığımı sanmıyorum.
- Testi geçtiğimi sanmıyorum.

- Je ne pense pas avoir réussi le test.
- Je ne pense pas avoir réussi l'examen.

- Sınav sırasında yazmak için bir kalem kullanmayın.
- Sınavı yazmak için bir kurşunkalem kullanmayın.

Ne vous servez pas d'un crayon pendant l'examen.

Takeo'nun sınavı geçtiğini ve Kunio'nun da başarısız olduğunu düşünüyordum ama sonuç tam aksine çıktı.

Je pensais que Takeo réussirait l'examen et que Kunio le raterait, mais le résultat était tout le contraire.