Translation of "Düşük" in Finnish

0.004 sec.

Examples of using "Düşük" in a sentence and their finnish translations:

- Süt düşük sıcaklıkta muhafaza edilmelidir.
- Süt düşük sıcaklıkta saklanmalıdır.

Maito täytyy säilyttää suhteellisen alhaisessa lämpötilassa.

O düşük bir rüzgar.

Se on isku vyön alle.

Tom'un düşük tansiyonu var.

Tomilla on matala verenpaine.

Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...

Mutta valoherkkä kamera -

Ukrayna'da en düşük maaş nedir?

- Mikä on minimipalkka Ukrainassa?
- Mikä on vähimmäispalkka Ukrainassa?

Geçen yıl bir düşük yaptım.

Sain keskenmenon viime vuonna.

Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...

Mutta erityiset valoherkät kamerat -

O, benim düşük maaşımdan şikayetçi oldu.

Hän valitti matalasta palkastani.

Düşük dereceli bir pasaport seçimlerinizi sınırlar,

Listan alapäässä oleva passi rajaa mahdollisuuksiasi,

Tom düşük-yağlı, yüksek-proteinli diyet yapıyor.

Tomi on vähärasvaisella ja korkea proteinisella dieetillä.

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

Valoherkät kamerat paljastavat nämä voimakkaat saalistajat -

Küçük arabalar, düşük yakıt tüketimi nedeniyle çok ekonomiktir.

Pienet autot ovat taloudellisia, koska ne kuluttavat vain vähän polttoainetta.

Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.

- Hänen matala palkkansa estää häntä ostamasta taloa.
- Hänen matala palkkansa estää häntä ostamasta sitä taloa.

Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.

Mutta kausi-influenssan aste on vieläkin pienempi: 0,1%

Arkadaşım düşük yaptı ve onu nasıl teselli edeceğimi bilmiyorum.

Ystäväni sai keskenmenon enkä oikein tiedä miten häntä lohduttaisin.

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

Sen silmien peilimäiset solut vahvistavat vähäisenkin valon.

Tom hapishane tarafından temin edilen düşük kaliteli yiyecek yiyerek besleniyordu.

Tom oli kurkkuaan myöten täynnä vankilan tarjoamaa huonolaatuista ruokaa.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

Valoherkkä kamera paljastaa tämän jäätyneen maailman.

Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.

Tämä infraääni heijastuu latvustosta - ja läpäisee puiden muurin.

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...

Niin matalataajuksista jyrinää käyttäen, ettei se ole aina ihmisen kuultavissa,

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

Keskellä yötä - valoherkät kamerat paljastavat hämmästyttävän näyn.

Tüketiciden daha düşük olan bir seviyenin var olup olmadığını merak ediyorum.

Onkohan olemassa olempaa tasoa kuin ”käyttäjä”?

Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.

Hän pilkkasi itseään humoristisesti, mikä viestii matalasta itsetunnosta.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

Mutta valoherkät kamerat paljastavat toisin toimivan lajin.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

Valoherkkä kamera - paljastaa jääkarhuemon ja sen kaksi pentua -

Maden suyu seçerken, kalsiyum ve magnezyum oranı yüksek, sodyum oranı ise düşük olanı tercih etmeliyiz.

Kun valitaan kivennäisvettä tulisi suosia niitä, joissa on paljon kalsiumia ja magnesiumia sekä vain vähän natriumia.

Pasifik'teki düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin, deniz seviyesinin küresel ısınma sonucu yükselmesiyle yok olmasından korkuluyor.

Joidenkin Tyynenmeren saarivaltioiden pelätään häviävän merenpinnan noustessa ilmaston lämpenemisen johdosta.

Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.

Ostajan markkinat ovat markkinat, joissa tavaroita on runsaasti tarjolla, ostajilla riittää valinnanvaraa, ja hinnat ovat matalat.