Translation of "Uykuda" in English

Bebek uykuda.

The baby is asleep.

Uykuda değilim.

- I'm not sleepy.
- I'm not asleep.

Şehir uykuda.

- The city sleeps.
- The city is asleep.

Derin uykuda.

- He's sound asleep.
- She's in a deep sleep.

Bebek derin uykuda.

The baby is fast asleep.

Kızım derin uykuda.

My daughter is fast asleep.

Tom hâlâ uykuda.

- Tom is still asleep.
- Tom is still sleeping.

Tom derin uykuda.

Tom is sound asleep.

O derin uykuda.

- He slept soundly.
- He was fast asleep.

Sanırım Tom uykuda.

- I think Tom is asleep.
- I think Tom is sleeping.
- I think that Tom is asleep.
- I think that Tom is sleeping.

O, deliksiz uykuda.

He's sound asleep.

Onlar uykuda olacaklar.

They'll be asleep.

Dan uykuda geziyordu.

Dan had been sleepwalking.

Tüm dostlarım uykuda.

My companions were all asleep.

Tom yarı uykuda.

Tom is half asleep.

Tom uykuda değil.

- Tom's not asleep.
- Tom isn't asleep.

Tom uykuda görünüyor.

Tom looks asleep.

Bebek, uykuda gibi görünüyor.

The baby seems to be asleep.

Biz herkesi uykuda bulduk.

We found that everyone was asleep.

Her iki köpek uykuda.

Both dogs are asleep.

Çocuğu derin uykuda buldum.

- I found the boy fast asleep.
- I found the boy sound asleep.

Yorgun çocuk derin uykuda.

The tired boy is fast asleep.

Uzun süre uykuda mıydım?

Was I asleep for long?

Tom yatakta yatıyor, uykuda.

Tom is lying in bed, asleep.

Tom karyolada derin uykuda.

Tom is fast asleep on the cot.

Yaşlı ayı derin uykuda.

The old bear is fast asleep.

- Herkes uyumuş.
- Herkes uykuda.

- Everybody is asleep.
- Everybody is sleeping.
- Everyone is sleeping.
- Everyone is asleep.

Tom uykuda gibi davrandı.

Tom pretended to be asleep.

Sen neden uykuda değilsin?

Why aren't you asleep?

Tom uykuda gibi görünüyor.

Tom seems to be asleep.

- Tom uykuda.
- Tom uyuyor.

- Tom is asleep.
- Tom's asleep.
- Tom's sleeping.
- Tom is sleeping.

Sen yarı uykuda görünüyorsun.

You look half asleep.

Maria uykuda ölmek ister.

Mary wants to die in her sleep.

Tom zaten uykuda mı?

Is Tom already asleep?

Kocam ve kızım derin uykuda.

My husband and daughter are fast asleep.

Tom yarı uykuda gibi görünüyor.

Tom looks like he's half asleep.

O, bebeğini hâlâ uykuda buldu.

She found her baby still asleep.

Yan odadaki çocukların hepsi uykuda.

All of the boys are asleep in the next room.

Mary, Tom'un uykuda olduğunu düşündü.

Mary thought that Tom was asleep.

Tom Mary'nin uykuda olmadığını söyledi.

- Tom said Mary wasn't asleep.
- Tom said that Mary wasn't sleeping.
- Tom said that Mary wasn't asleep.

Tom Mary'nin uykuda olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was asleep.
- Tom said that Mary was asleep.

Tom'un hala uykuda olduğunu görüyorum.

I see Tom is still asleep.

Sami hafta sonunu uykuda geçirdi.

Sami slept away the weekend.

Tom, Mary'nin uykuda olduğunu fark etti.

Tom noticed that Mary was asleep.

Gece ve ben hala uykuda değilim.

It's night and I'm still not asleep.

Bakmaya gittiğimde çocuğu derin uykuda buldum.

When I went to look, I found the boy fast asleep.

Bebek derin bir uykuda gibi görünüyordu.

The baby seemed to be in a deep sleep.

Biz geldiğimizde Tom zaten uykuda olacaktır.

Tom will already be asleep when we arrive.

- Uyanığım.
- Ben uyumuyorum.
- Ben uykuda değilim.

I'm awake.

Tom, Mary'nin uykuda olduğunu düşündüğünü söyledi.

- Tom said he thought Mary was asleep.
- Tom said that he thought Mary was asleep.
- Tom said that he thought that Mary was asleep.

Tom and Mary John'ı uykuda buldu.

Tom and Mary found John asleep.

Tom hâlâ uykuda değildi, değil mi?

Tom wasn't still asleep, was he?

Mary henüz uykuda değildi, değil mi?

Mary wasn't still asleep, was she?

Tom ve Mary her ikisi de uykuda.

Tom and Mary are both asleep.

Tom'un gerçekten uykuda olup olmadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom is really asleep.
- I wonder if Tom is really asleep.

Uykuda bir rüya gördüğümüz zaman uyanmaya yakınız demektir.

We are near awakening when we dream that we dream.

Tom, Mary'nin uykuda olduğunu düşündü ama o uyanıktı.

- Tom thought Mary was asleep, but she was awake.
- Tom thought that Mary was asleep, but she was awake.

Burası çok ama çok yoğun bir şehir, şimdiyse uykuda.

[Boone] This is a city that’s been busy, now it’s asleep.

- Tom yatakta mışıl mışıl uyuyor.
- Tom yatakta derin uykuda.

Tom is sound asleep in bed.