Translation of "Tartışmayacak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Tartışmayacak" in a sentence and their english translations:

Tom tartışmayacak.

Tom isn't going to argue.

Tartışmayacak kadar akıllıyım.

I know better than to quarrel.

Onunla tartışmayacak kadar akıllı.

He knows better than to argue with her.

Tom, Mary ile tartışmayacak.

Tom isn't going to argue with Mary.

Tom sorunu benimle tartışmayacak.

Tom won't discuss the problem with me.

O, onunla tartışmayacak kadar akıllıdır.

She knows better than to argue with him.

Tom Mary ile tartışmayacak kadar akıllıdır.

Tom knows better than to argue with Mary.

Tom Mary ile tartışmayacak kadar akıllıydı.

Tom knew better than to argue with Mary.

Önemsiz şeyler hakkında onunla tartışmayacak kadar akıllıyım.

I know better than to quarrel with her about trifles.

- Erkek kardeşimle tartışmamam gerektiğini biliyorum.
- Erkek kardeşimle tartışmayacak kadar akıllıyım.

I know better than to quarrel with my brother.