Translation of "Sonlarında" in English

0.008 sec.

Examples of using "Sonlarında" in a sentence and their english translations:

Hafta sonlarında izinliyim.

I'm off on weekends.

Hafta sonlarında çalışmayı sevmiyorum.

I don't like working on weekends.

Kurum 1960'ların sonlarında kuruldu.

The institution was established in the late 1960s.

Hafta sonlarında genellikle bisikletime binerim.

I usually ride my bike on weekends.

O hafta sonlarında golf oynar.

He plays golf on weekends.

Keşke seni hafta sonlarında görebilsem.

I wish I could see you at the weekend.

Hafta sonlarında birbirimizi ziyaret ederdik.

We used to visit each other on weekends.

Hafta sonlarında ne yapmayı seversin?

What do you like to do on weekends?

Ben hafta sonlarında asla çalışmam.

I never work during weekends.

Sadece hafta sonlarında içki içerim.

I only drink on weekends.

Hafta sonlarında genellikle ne yaparsınız?

What do you usually do on weekends?

Ben de hafta sonlarında çalışıyorum.

I also work at the weekend.

- Hafta sonlarında normalden daha geç kalkarım.
- Hafta sonlarında her zamankinden daha geç kalkarım.

On weekends, I get up later than usual.

Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

The research institute was established in the late 1960s.

Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.

I often go yachting on weekends.

Hafta sonlarında evimin önünde park edemezsin.

You can't park in front of my house on weekends.

Hafta sonlarında uykudan geç kalkmayı severim.

I like to sleep-in on weekends.

İslam Surinam'a 19. yüzyılın sonlarında ulaştı.

Islam arrived in Suriname in the late nineteenth century.

Kasım ayı sonlarında, Onlar Finlandiya'ya saldırdılar.

In late November, they attacked Finland.

Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

What sort of things do you do on weekends?

Britanya 18. yüzyılın sonlarında sanayileşmeye başlamıştır.

- Britain began to industrialise in the late eighteenth century.
- Britain began to industrialize in the late eighteenth century.

Hafta sonlarında burası çok kalabalık oluyor.

It gets very crowded here on weekends.

Sami altmışlı yılların sonlarında Mısır'a geldi.

Sami came to Egypt in the late sixties.

Ancak I Mircea, 1394'ün sonlarında ve

However, Voivode Mircea inflicted heavy defeats

Robert hafta sonlarında dükkânda babasına yardım ederdi.

Robert used to help his father in the store on weekends.

Hafta sonlarında birçok kişi dinlenme yerine çalışır.

On weekends, many people work instead of having a rest.

Tom hafta sonlarında bir barmen olarak çalışır.

Tom works as a bartender on weekends.

Tom hafta sonlarında sık sık balığa gider.

Tom often goes fishing on weekends.

Bay Sato hafta sonlarında okçuluk çalışması yapar.

Mr. Sato practices archery on weekends.

Tom hafta sonlarında evde yalnız kalmayı seviyor.

Tom likes to stay at home alone on weekends.

Tom Mary ile çoğunlukla hafta sonlarında takılır.

Tom often hangs out with Mary on weekends.

Tom otuzlu yaşların sonlarında bir yerde görünüyordu.

Tom looked like he was somewhere in his late thirties.

Bizim büyük ebeveynlerimiz hafta sonlarında bizi görmeye gelirlerdi.

Our grandparents would come to see us on the weekends.

Uluslararası dil Esperanto, 1887'nin sonlarında ortaya çıktı.

The international language Esperanto appeared in public at the end of 1887.

Tom hafta sonlarında sık sık beni görmeye gelir.

Tom often comes to see me on weekends.

Hafta sonlarında yapmak için en sevdiğin şey nedir?

What's your favorite thing to do on weekends?

Ağustos ayı sonlarında İtilâf Devletleri, Paris'i ele geçirdi.

In late August, the Allied forces captured Paris.

- Tom otuzlu yaşların sonlarında.
- Tom otuzlu yaşlarının sonunda.

Tom is in his late thirties.

Hafta sonlarında açık olan bir eczaneyi nerede bulabilirim?

Where can I find a pharmacy that's open on the weekends?

Tom ve ben sadece hafta sonlarında birbirimizi görürüz.

Tom and I only see each other on weekends.

Mümkün olsa sadece hafta sonlarında çalışabilir miyim? Elbette, çalışırım.

Would I only work on weekends if I could? Of course, I would.

Tom hafta sonlarında kitap okumak için evde kalmaktan hoşlanır.

Tom likes to stay home and read books on weekends.

Tom kızının hafta sonlarında dışarı çıkmasına bile izin vermiyor.

Tom doesn't even let his daughter go out on weekends.

Japonya ordusu 1931 yılının sonlarında Tokyo hükümetinin kontrolünü ele geçirdi.

Japan's army took control of the government in Tokyo in late 1931.

Napolyon'un yenilgisinin Şubat ayı sonlarında herhangi bir konuşması vaktinden önce geldi.

Any talk of Napoleon’s defeat in late February was premature.

Yugoslavya 20. yüzyılın sonlarında, ABD tarafından haydut devlet olarak kabul edildi.

In the late 20th century, Yugoslavia was considered a rogue state by the United States.

Hafta sonlarında o, ikinci bir iş olarak otel temizlik ve bakımı yapar.

During the weekends, she does housekeeping as a second job.

Tom'un ebeveynlerinin Tom'a hafta sonlarında geç saatlere kadar dışarıda kalmasına izin verdiklerini bilmiyordum.

I didn't know Tom's parents let him stay out late on weekends.

İlkbaharın sonlarında bir öğleden sonra, Tom yüzmek için dışarı çıktı ve tekrar asla görülmedi.

One afternoon in late spring, Tom went out for a swim and was never seen again.

On sekizinci yüzyılın sonlarında, Amerikalı için bir pasaport genellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından imzalanırdı.

In the late eighteenth century, a passport for an American was usually signed by the President of the United States.

Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.

This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.

1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband.