Translation of "Sekizinci" in English

Sekizinci sınıftayım.

I'm in the eighth grade.

Sekizinci kattayız.

We are on the eighth floor.

O sekizinci kattadır.

It's on the eighth floor.

O sekizinci sınıftaydı.

She was in the eighth grade.

Ben sekizinci kattayım.

I'm on the eighth floor.

Onlar sekizinci kattalar.

They're on the eighth floor.

Evim sekizinci kattadır.

My home is on the eighth floor.

Neptün güneşten sekizinci gezegendir.

Neptune is the eighth planet from the Sun.

On sekizinci yüzyılda yaşadı.

He lived in the eighteenth century.

Onun ofisi sekizinci kattadır.

His office is on the eighth floor.

Neptün, güneş sisteminin sekizinci gezegenidir.

Neptune is the eighth planet of the solar system.

Ben bir sekizinci sınıf öğrencisiyim.

I'm an eighth grader.

Sekizinci büyük orkestra en iyisi.

The eighth big band is the best.

On sekizinci yüzyıl kostümleriyle partiye gidiyoruz.

We're going to the party in eighteenth century costumes.

Yılın sekizinci ayı temmuz, değil mi?

The eighth month of the year is July, isn't it?

Boston'da sekizinci sınıf fen bilgisi öğretmeniyim.

I'm an eighth-grade science teacher in Boston.

İran dünyada on sekizinci en büyük ülkedir.

Iran is the eighteenth largest country in the world.

Meryem ve Tom sekizinci sınıftan beri birbirlerine aşık.

Mary and Tom have been in love since the eighth grade.

Film on sekizinci yüzyıldaki kölelerin trajik kaderiyle ilgilidir.

The film relates the tragic fate of the slaves in the eighteenth century.

Yedince ve sekizinci sınıf öğrencilerinin tamamen ayrı zaman çizelgeleri var.

The grade seven and the grade eight students both have completely separate timetables.

Dördüncü sınıftan sekizinci sınıfa kadar tüm öğrenciler her sabah 30 dakika

had her fourth- to eighth-graders come in every morning for 30 minutes,

"Onlar yine kaybettiler." - "Deme. Ne bu, üst üste sekizinci kez mi?"

"They lost again." "You don't say. What's that, eight in a row?"

Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu... sondan bir önceki, son.

First, second, third, fourth, fifth, sixth, seventh, eighth, ninth, tenth... penultimate, last.

On sekizinci yüzyılın sonlarında, Amerikalı için bir pasaport genellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından imzalanırdı.

In the late eighteenth century, a passport for an American was usually signed by the President of the United States.

- Baba tarafından dedem yarın 88. doğum gününü kutluyor.
- Babamın babası yarın seksen sekizinci yaş gününü kutlayacak.

My grandfather on my father's side is celebrating his 88th birthday tomorrow.